Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Çocuk ve Ergenlerde Depresyon

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:05    Güncellendi: 18.02.2025 22:05
ÇOCUK VE ERGENLERDE DEPRESYON
Yetişkinlerde; ergenlerde ve çocuklarda depresyonun temel belirtilerinde önemli benzerlikler olmasına karşın yaşa bağlı belirgin ayrılıklar da vardır. Bu ayrılıkların bilinmesi; çocuklarda ve ergenlerde depresyonun daha iyi tanınmasını sağlayacak ve göz ardı edilmesine engel olacaktır.
Çocukların ve ergenlerin yaşam deneyimleri yetişkinlerden az olduğundan ve onlar duygusal durumlarını sözel olarak yetişkinler kadar iyi anlatamadıklarından; depresyonlarını genellikle davranışlarıyla gösterirler. Altı yaşındaki bir çocuğun; “Bugünlerde kendimi çok mutsuz hissediyorum; eski neşem kalmadı”; biçiminde sözler kullanması pek sık olarak görülmez. Bunun yerine depresyondaki bir çocukta; eskisine oranla huzursuzlukta artış; daha sinirli ve gergin olma; söz dinlememe gibi davranış değişiklikleri görülür. Ayrıca her çocuk ve ergenin depresyonu birbirinden farklıdır. Kimi çocuk depresyondayken aşırı durgun ve halsiz olurken kimi çocukta bunun tam tersi bir yerinde duramama ve huzursuzluk durumu görülür.
Çocuğun yaşı ile beraber içinde bulunduğu gelişim dönemi gösterdiği depresyon belirtilerini etkiler. Okul öncesi çocuklarında; dil yeteneği tam gelişmediği için; depresyon tanısı koymak kolay olmayabilir. Bu çocuklarda depresyonu anlamada vücut dili ve yüz ifadesi yardımcı olabilir. Bu dönemdeki çocuklar; kızgın; saldırgan ve sinirlidirler. Diğer çocuklarla kavga ederler. Huysuz olurlar. Ya çok hareketli olur ya da bir köşeye çekilip otururlar. Uyuma sorunları olur veya kabus görürler. Okul çağı çocuklarındaki belirtiler; daha önceden hoşlandığı faaliyetlere ilgi duymaması; dikkatini toplamada zorluk; huysuzluk; davranış bozukluğu şeklinde ortaya çıkabilir. Depresyondaki çocuk; üzgün görünür; yavaş hareket eder; ses tonu monotondur. Ayrıca; kendilerini “Ben aptalım”; “Kötü bir kızım-erkeğim gibi” negatif cümlelerle tanımlarlar; Okul başarıları kötüleşir; okul aktivitelerine katılmak istemezler. Karın ve baş ağrıları gibi somatik semptomlar da görülebilir. Ergenlikte depresyon; yetişkin depresyonuna daha benzer bir tablo içerir. Ergenler bulundukları dönemin özelliği olarak birçok değişiklik yaşarlar. Depresyondaki ergen bu değişiklikleri daha şiddetli bir biçimde yaşar. Aşırı öfkelenme; sosyal geri çekilme; arkadaş ilişkilerinde bozulma; okul başarısında düşme; okula devamsızlık; evden kaçma görülebilir. Umutsuzluk ve “zaten hiçbir şey değişmeyecek” şeklinde düşünce tarzı oluşabilir.
Depresyonun Okul Hayatı Üzerindeki Etkisi
Akademik Zorluklar
Depresyonun çocuk üzerindeki en önemli etkileri; sınıf içinde motivasyon ve dikkat eksikliğidir. Örneğin aşırı uykusuzluk çocuğun sınıf içinde uyuyakalmasına sebep olabilir. Motivasyon eksikliği ise çocuğun ders içinde takip yeteneğini ve dolayısıyla idrak yeteneğini zayıflatıp; ödevlerinde de başarısızlığa yol açabilir. Yaş olarak biraz daha büyük çocuklarda ise; intihara yönelik düşünceler belirdiği zaman; ergenlik çağının verdiği yaşam enerjisi bir anda ortadan kaybolur.
Akademik zorluk çeken okul çağındaki çocuklarda rastlanması mümkün davranış bozuklukları:
• Okula Gecikme: Yaşça daha küçük çocuklar genelde aileleriyle tartıştığı veya okula gitmek istemediği için; daha büyük çocuklar ise aşırı yorgunluk; uyuşukluk ve aile bireylerine karşı isyankar tavırları dolayısıyla okula geç kalmaktadırlar.
• Okuldan Kaçış: Çocuklar sosyal ve akademik sorumluluklardan kaçmak için okulu terk etmeyi seçmekte ve bu şekilde sahip oldukları negatif düşüncelerden kaçtıklarını zannetmektedirler.
• Okuldan Bir Yarar Beklememek: Depresif çocuklar; birçok normal aktiviteye ilgi göstermediği gibi; okula da ilgi duymadığını ifade eder. Okulun onlara yarar sağlayacağına da asla inanmazlar.
• Eğitim Sistemine Uyum Sağlayamamak: Kurallara uymaktan kaçınırlar ve eğitim sistemine direnirler.
• Hayalperestlik: Hayal dünyasında yaşarlar; ödev ve sorumluluklardan kaçarlar.
• Nesnelerle Oynama: Derslerine konsantre olamadıkları zaman masasının üstündeki nesnelerle meşgul olurlar. Dersi dinlemek yerine nesneyle oynayarak ilgilerini ona verirler.
• Sosyal Çekingenlik: Grup çalışması gerektiren çalışmalarda yalnız kalma isteği yüzünden başarısız olurlar.
• Zayıf Organizasyon Yeteneği: Depresif çocuklar; kendileriyle ilgili hiçbir şeyi organize edemez; devamlı olarak bir şeylerini kaybederler ve bunun sonucunda gereksiz yere çok zaman harcarlar.
Sosyal Zorluklar
• Depresif çocuklarda en çok duyulan şikayet hiç arkadaşlarının olmamasıdır. Bu çocuk için çok zor bir durumdur. Çünkü okul hayatında arkadaşsızlık çok fazla göze çarpar. Diğer çocuklar; yalnız çocuğu hemen tespit eder ve bir şeylerin eksik olduğunu sezip; alay etmeye başlarlar. Bu tür davranışlara maruz kalan çocuk herkesin kendisini izlediğini düşünerek hareket eder. Her zaman başarısız olduğunu düşünür ve alay edilmeyi bekleyerek yaşar. Bu duygular çocuğu daha kötü depresyona ve yalnızlığa iter. Arkadaşsızlık; depresyonu daha kötü yapmanın yanı sıra; depresyonun en önemli etkisidir. Arkadaşlarının kişiliğiyle ilgili yaptıkları şakalar ve konuşmalar çocuğu son derece etkiler ve kendisini grubun dışında farklı biri gibi hissetmesine sebep olur.

Depresyondaki Çocuk ve Ergenlerde Görülen Bilişsel Çarpıtmalar
 Aşırı genelleme: Çocuğun yaşadığı olumsuz bir olayı aşırı biçimde genellemesi; bu nedenle kendini suçlayıp değersiz hissetmesi ve bu düşünceleri farklı alanlara da yaymasıdır.
Örneğin; bir sınavda başarısız olan çocuğun; “Ben aptalın biriyim; zaten hiçbir şeyi başaramam ki” şeklinde yorum yapması.
 Seçici soyutlama: Çocuğun yaşadığı bir olaydan sadece bir ayrıntıya takılıp olayları sadece bu ayrıntının ışığında yorumlamasıdır.
Örneğin; Öğretmenin o parmak kaldırdığı halde sorduğu soruyu yanıtlaması için başka bir arkadaşına söz vermesi durumunda çocuğun; “Öğretmenim beni sevmiyor; kesinlikle beni sınıfta bırakacak” düşüncesi bu seçici soyutlamaya örnektir.
 Kurma: Ortada herhangi bir kanıt olmadığı halde bir sonuca varma ve buna inanma.
Örneğin; Kendisinin okulda olmadığı gün bir arkadaşına sürpriz doğum günü partisi yapıldığını öğrenen çocuğun; “Beni istemedikleri için doğum günü partisini ben okulda değilken yaptılar” şeklinde olayı kafasında kurgulamasıdır.
 Abartma veya yok sayma: Çocuğun yaşadığı olumsuzlukları aşırı derecede abartması; olumlu durumları olumsuz tarafından görmesi veya küçümsemesidir.
Örneğin; İngilizce sınavından sürekli 5 alan bir çocuğun; bir sınavdan 3 alınca; “Benim İngilizce dersine kafam basmıyor; daha önceki sınavlar çok kolaydı; yoksa onlardan da kötü not alırdım” şeklinde düşünmesidir.
 Kişiselleştirme: Çocuğun yaşanan bir olumsuzluktan herhangi bir neden olmaksızın kendini suçlamasıdır.
Örneğin; Babasının işleri kötüye giden bir çocuğun; “Benim yüzümden babamın işleri bozuldu” şeklinde bir değerlendirme yapmasıdır.

Yararlanılan Kaynaklar:
Ercan; Eyüp Sabri; Atilla Turgay (2004). Mutsuz Çocuk: Çocukluk ve Ergenlik Döneminde Depresyon. İstanbul: Remzi Kitabevi.
Elizabeth; B.Weller (2002). “ Depressive Disorders in Children and Adolescents”. (Ed: Melvin Lewis; Philadelphia Lippincott). Child and Adolescent Psychiatry: A Comprehensive Textbook. Newyork: Williams&Wilkins.
Miller; Jeffrey A. (1998). The Childhood Depression Sourcebook. NewYork: Lowell House.