Dürüstlük; herkes tarafından farklı yorumlanan bir kavram olsa da genel anlamda iyi ve doğru olanı seçmek ve onlara yönelmek olarak tanımlanabilir. Dürüst bir insan dendiğinde akla doğru söyleyen; kötü olarak algılanan işlerden ve durumlardan uzak duran; izinsiz fikir ve eşya kullanmayan kişiler gelir. Dürüst insan olarak algılanmak toplumsal açıdan önem taşır; fakat bazıları bu özellikleri gösteren insanları dürüst diye nitelerken; diğerleri için bunun öneminin olmaması olasılığı da vardır. Bu sebeple öncelikle ele alınması gereken kişinin kendi kendine ne kadar dürüst olduğudur. Bir kişiyi başkalarının dürüst olarak algılamasından daha önemli olan kişinin kendisine karşı ne kadar dürüst olduğudur. Bireyin kendi kendine dürüst olması aynı zamanda mutlu olmasını; hayattan zevk almasını da beraberinde getirir.
Bireyin kendine karşı ne kadar dürüst olduğunu anlaması için ya da kendisine karşı dürüst olması için kalbinin sesini dinleyip dinlemediğini; yaşamı süresince gerçekten yapmak istediklerini yapıp yapmadığını; kendisi için önemli olan şeylere odaklanıp odaklanmadığını; olmak istediği kişi olup olmadığını sorgulaması gerekir. Bunların sorgulanmasının yolu da yaşanılan hayatın incelenmesinden geçer.
Bireyin kendisine karşı dürüst olmasını ya da olmamasını sağlayacak koşullar hayatın ilk yıllarında karşısına çıkar. Hayatın ilk yıllarında kişi; kendisi ne istediğinin farkında olmadığı için başkalarının istediğini yaparlar. Bu kişi eğer çevresi tarafından dürüst bir kişi olarak anılıyorsa; bu durum onu istediği gibi olamadığı için rahatsız etmeye başlar ve kişi hayatını sorgulama ihtiyacı içine girer.
Kendine karşı dürüst olmanın yollarından biri de akşam olduğunda o günün nasıl geçtiğini yorumlamaktır. Kişi kendisini mutlu eden; tatmin eden şeyler mi yapmış yoksa başkalarını mutlu etmek için mi bir şeyler yapmış? Kendisini yorgun mu hissediyor? Dinlenmiş mi hissediyor? Yorgunluğu istediği şeyi yaptığı için keyifli bir yorgunluk mu yoksa zorunlu olduğu şeyleri yaptığı için bitkinlik mi? Bu elde ettiği bilgilerle yarının daha güzel geçmesi için neler yapılabilir?
Bireyin kendisine karşı dürüst olmasının yollarından biri de ne istediğini fark edip yaşaması için gerekli cesareti toplamasıdır; yani hayallerinin peşinden gitmesini engelleyen unsurlarla baş edebilecek yürekliliği göstermesidir.
Kişinin kendini sorgulaması beraberinde kişinin mesleğinden ve kariyerinden; evliliğinden ve ilişkisinden; sosyal çevresinden de memnun olup olmadığını irdelemesine yol açabilir.
Kişinin kendisine karşı dürüst olması beraberinde mutluluğu getirir. Kişinin hem kendisine olan güvenini ve saygısını artırır hem de çevresindeki insanların kendisine güven ve saygı duymasına yol açar. İşini acele ile değil de yavaşlayıp keyif ile yapmasına sebep olur.
Kişinin kendisine karşı dürüst olması için yani hayattan ne beklediğini tespit edip; hayatının akışını değiştirmesi için hayatını bozup; tamamen başka bir yöne gitmesi gerektiği anlamına gelmez. Bireylerin çoğunun yüreklerinin sesini dinlemektense; başkalarının sesini; dinlemeyi tercih etmelerine sebep olan durumlardan bir tanesi de yaşamlarının alt üst olacağına ve çevresindeki insanlarla da ilişkilerinin bozulacağı korkusudur. Bu korku kişinin cesaretini kırar ve ileri adım atmaktansa; olduğu yerde kalmasına sebep olur. Oysa yaşam için ufak değişikler yapmak bireyin kendisine karşı dürüst olması için yeterlidir. Mesleğinden ve kariyerinden memnun olmayan bir birey işini terk etmek yerine yapmaktan keyif alacağı bir iş için yatırım yapmaya karar verebilir ve bu yatırım için kendisine bir süre belirleyip bu süre zarfında işini devam ettirebilir. Evliliğinde mutsuz olduğunu ve bu evliliğin istediği bir evlilik olmadığını fark eden birey evliliğini daha keyifli hale getirmenin yollarını arayabilir; bunun için bir uzmandan destek alabilir.