Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Gençlik Döneminde Beslenme Alışkanlıkları

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:05    Güncellendi: 18.02.2025 22:05
Gençlik; fiziksel; biyokimyasal; ruhsal ve sosyal yönden hızlı büyüme; gelişme; olgunlaşma süreçleri ile çocukluktan yetişkinliğe geçilen dönemdir. Hızlı büyüme ve gelişme ile birlikte besin gereksinimleri de bu dönemde artmaktadır. Bu dönemde artan besin gereksinimleri; gencin yaşam şekli veya bilinçsizlik sonucu elde edilen yanlış alışkanlıklar sonucunda karşılanamayabilir.
Bu dönemde gencin dikkati vücut gelişimi ve estetik görünümü üzerinde yoğunlaşmaktadır. Bu estetik kaygılar nedeniyle kendileri için önemli olan besin gereksinimlerini karşılayamayabilirler.
Bazı kitle iletişim araçlarında yayınlanan; kişiyi açlık ve dengesiz beslenmeye mahkum edecek zayıflama önerilerinde bulunan rejimler büyüme ve gelişmeyi; okul başarısını ve de sağlığı olumsuz etkileyip tedavisi güç hastalıklara yol açabilmektedir.
Gençlerin beslenmesini etkileyen önemli bir etmen de beslenme bilgisinin yetersizliğidir.Yapılan çalışmalar özellikle gençlik döneminde; beslenme alışkanlıkları ile ilgili ciddi sorunların yaşandığını göstermektedir. Gençlerin bilinçsiz besin tüketimleri ve beslenme bozuklukları vücut algısı; beden algısı; cinsiyet vb. psikolojik etmenlerle ilişkilendirilmektedir.
Özellikle gençlik döneminde yaşanan beslenme bozukluklarının fizyolojik boyutunun yanı sıra psikolojik boyutunun da olduğu ve kişinin benlik algısını istenmeyen yönde etkileyebildiği gözlemlenmektedir.
Beden imajı; bireyin kendi fiziksel görüntüsü hakkında sahip olduğu olumlu veya olumsuz duygu veya düşüncelerdir. Beden algısı ise; bireyin kendi vücudunu algılama şeklidir. Bireyin vücut yapısı; zihninde hayalini kurduğu ideal beden yapısından çok farklı ise beden memnuniyetsizliği görülmektedir.
Vücut algısı tarih boyunca olduğu gibi günümüzde de standart beğenilerin oluşması sonucu önemli bir kavram olmuştur. Fiziki görünüşe verilen önem medya aracılığıyla tüm bireylere ve kültürlere aktarılmış; bireyler ortak bir beğeniye ve bunun gerekliliğine koşullandırılmıştır. Özellikle batı toplularında güzellik kavramının bireylerin vücut ağırlığı ile örtüştürülmesi bu görüşü destekler niteliktedir.
Beden memnuniyetsizliğinden kaynaklanan sağlıksız zayıflama yöntemleri; kemik yoğunluğunda azalma; cinsel gelişim bozukluğu; amenore gibi hormonal bozukluklara neden olabilmektedir. Bu fizyolojik etkilerin yanı sıra beden memnuniyetsizliği farklı psikolojik bozukluklara neden olmakta; sağlıksız zayıflama yöntemleri yeme bozukluğu hastalıklarına yakalanma riskini arttırmaktadır.
Bireylerdeki beden algısı bozuldukça ve memnuniyetsizlik derecesi arttıkça kullanılan yöntemler de daha sağlıksız ve tehlikeli bir hal almaktadır. Zayıflamak için besin kısıtlaması yapan bireyler daha çok şeker ve yağ tüketmeyerek; öğün atlayarak; süt; ekmek; et gibi temel besin gruplarını tüketmeyerek ağırlık kaybetmeye çalışmaktadırlar.
Normal ağırlıkta veya zayıf olmasına rağmen medya ve sosyokültürel nedenlerle beslenme tedavisi uygulanması; beslenme ve ağırlık durumu konusunda uzmana danışma oranın nedenli düşük olduğunun bir göstergesidir.
Yapılan araştırmalar; daha sağlıklı ağırlık kaybı ve ağırlık koruma stratejilerini öğretmeye ve uzaman danışmanın gerekliliğini topluma kabul ettirmeye ihtiyaç duyulduğunu açıkça ortaya koymaktadır.Normal ağırlıkta veya zayıf olmasına rağmen medya ve sosyokültürel nedenlerle beslenme tedavisi uygulanması; beslenme ve ağırlık durumu konusunda uzmana danışma oranın nedenli düşük olduğunun bir göstergesidir Uzaman danışma oranının arttırılması ile sağlıklı beslenme alışkanlıklarının geliştirilmesi ve sağlıksız beslenme tutumları sonucunda gelişebilecek yeme bozuklarının da azaltılmasında önemli rol oynamaktadır.