Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Savunma Mekanizmaları; Temel Bilgiler

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:05    Güncellendi: 18.02.2025 22:05
Savunma mekanizması kavramı ilk kez Freud tarafından 1894 yılındaki “Neuro-Psychoses of Defense” adlı çalışmasında kullanılmıştır. Freud; ilk olarak savunma terimine histeri nevrozu içinde psikopatolojik bir anlam verse de; daha sonra 1915 yılında savunma mekanizması terimini her bir çatışma durumunda bilinçdışı kullanılan ve patolojik olmayan genel bir ruhsal mekanizma kategorisinin adı olarak kullanmaya başlamıştır (Cramer; 1987; Freud; 1957a; 1962 Akt. Taşkent 2010). Anna Freud 1936 yılındaki “Ego and The Defense Mechanisms” adlı çalışmasında savunma mekanizmalarını geliştirmiş; detaylandırmış ve nedenine dair psikanalitik açıklamalar getirmiştir (Freud; 2004).

Freud’a göre savunma mekanizmaları kaygı ve endişe yaratan dışsal olaylara karşı bireyin ruhsal olarak kendini korumaya yönelik geliştirdiği mekanizmalardır. Anna Freud’a göre savunma mekanizmaları bu işlevinin yanı sıra dürtüsel davranışlar; duygular ve içgüdüsel istekler gibi içsel gerilimler üzerinde kontrol sahibi olmasını sağlayan psikolojik süreçlerdir (Freud; 2004). Psikanalitik kurama göre; egonun temel ve en önemli işlevlerinden birisi kişinin ruhsal olarak denge halini korumasıdır. Bunu da savunmalar kullanarak yapar (Freud; 1959). Savunma mekanizmaları kişiliğin gelişiminde ve kişinin çevreye uyumunda önemli rol oynarlar ve kişiyi içsel çatışma ve duygusal sıkıntıdan korurlar. DSM IV’de savunma mekanizmaları; kişileri iç ve dış tehlikelere ya da sıkıntılara karşı koruyan ancak; kişilerin sıklıkla bu süreçlerin işleyişlerinin farkında olmadığı; otomatik psikolojik süreçler olarak tanıtılmaktadır (Yılmaz ve ark.; 2007).
Savunma mekanizmaları; bireyin yaşadığı anksiyete; suçluluk; utanç; üzüntü; aşağılanma; vicdan azabı gibi rahatsızlık uyandıran duyguları daha kabul edilebilir hale getirmeye hizmet eder. Bu durum algılanan bir tehdide karşı düşünülen planlanmış bir seçimden çok; otomatikleşmiş bir tepkidir ve bireyin farkındalığının dışında oluşmaktadır (Dorpat; 1987). Egonun belli bir dürtüsel isteme karşı belli bir savunma yöntemini saplantılı olarak kullanması; bireyde psikolojik problemlerin semptomlarını oluşturur.

Savunma mekanizmaları üst başlığı altında Freud; bastırma; gerileme; tepki oluşturma; yapıp bozma; yansıtma; içe yansıtma; yalıtma; kendine yöneltme ve karşıtına çevirme olmak üzere çeşitli yazılarında toplam dokuz savunma çeşidi tanımlamıştır. Anna Freud bunlara yüceltme; saldırganla özdeşleşme ve özgecilik savunmalarını da ekleyerek tanımlanmış savunma mekanizmalarını on ikiye çıkarmıştır (Freud; 2004; Kernberg; 1994).

Anna Freud savunmaları patolojik ve uyumlu olarak ikiye ayırmıştır. Patolojik savunmaları dengesiz ve katı bir mekanizma olarak bireyin çevre ile olan uyumuna tehdit olarak görmüştür (Freud; 2004; Schauenburg; Willenborg; Sammet ve Ehrenthal; 2007). Vaillant; savunmaları psikotik savunmalar; immatür savunmalar; nevrotik savunmalar ve olgun savunmalar olmak üzere dört kategoriye ayırmıştır (Vaillant; 1971). Olgun savunmalar; normal ve sağlıklı kişiler tarafından kullanılan uyum sağlayıcı mekanizmalardır ve yüceltme; mizah; bilinçli bastırma gibi savunmaları içerir. Nevrotik savunmalar; stres altındaki ve nevrotik kişiler tarafından kullanılır. Bastırma; reaksiyon formasyon yalıtma; entellektüalizasyon gibi savunmaları içerir. Olgun olmayan savunmalar (immatür); ergenler ve psikotik olmayan hastalar tarafından kullanılır. eyleme vurma; introjeksiyon; projeksiyon ve regresyonu kapsar. Narsisistik (psikotik) savunmalar en ilkel olan; çocuklar ve psikotik hastalarca kullanılan savunmalardır. Distorsiyon; yansıtmalı özdeşim; bölme gibi mekanizmaları içerir.

Ağır bir zorlanma yaşamakta olan insan; oluşan yeni sürece uyum sağlayabilmek ve psikolojik dağılmaya karşı kendi kendini korumak olmak üzere başlıca iki sorunla karşılaşır. Birey zorluk yaratan yeni sürece uyum sağlamak için çaba gösterir; psikolojik dağılmayı engelleyici davranışlar ortaya koyar. Bu tepkiler insanı; kendi gözünde değerini yitirmesine neden olabilecek yenilgiler gibi dış tehlikelerden ya da suçluluk duygusu uyandıran istekler gibi iç tehlikelerden korurlar. Bu korunma kişinin; duygularını yadsıması; olayları değişik biçimde algılaması ya da algı alanını daraltmasıyla; olaylara duygusal katılımı azaltarak; tehlikeye karşı savaşarak meydana gelir (Deniz; 2007). Ego savunma mekanizmalarının; gündelik yaşamdaki savaşımdan ayrıldığı en önemli özellik bu tepkilerin bilinçdışı gerçekleşmesi ve işlemesidir. Kişi kullandığı savunma mekanizmalarının farkında değildir; mekanizmanın dinamiklerinin ve oluşturduğu duygu ve davranışların farkında olmadan yaşar (Geçtan; 1999).

Bu temel bilgiler ışığında belirli savunma mekanizmaları şu şekilde sıralanabilir:

Nesneye Yöneltme : Benliğin kabul edilemez olarak gördüğü dürtülerini; düşüncelerini ve duygularını gerçek nesnesinden farklı bir nesneye yöneltmesidir (Ihilevich; D.; Gleser; G.C.;1995).

Yansıtma : Kabul edilemeyen duygu; düşünce ve dürtülerin inkar edilerek başkalarına atfedilmesidir (Ihilevich; D.; Gleser; G.C.;1995).

İlkeleştirme : Bireyin gerçekliği çarpıtarak yorumlaması anlamına gelmektedir. Bu mekanizma içinde entellektüalizasyon; aklileştirme ve yalıtma mekanizmaları bulunur.

Entellektüalizasyon: Benlikçe kabul edilmeyen; yasaklanan dürtülerin; duyguların ve anıların düşünsel yetilerle ve bilgilerle açıklanmaya çalışılarak üstünün kapatılmasıdır (Ihilevich; D.; Gleser; G.C.;1995).

Aklileştirme: Benlik için acı; anksiyete veren durumlarda akla yatkın görünen fakat sıkıntı yaratmayacak; kişiyi haklı çıkartmak için; mantıksal bir neden; açıklama öne sürmektir (Ihilevich; D.; Gleser; G.C.;1995).

Yalıtma: Anksiyete yaratan yaşantıyla ilgili olarak düşünce ile duyguların birbirinden ayrılması; duygunun bastırılarak bilinçdışına atılması ya da bir başka yaşantı veya nesneye aktarılması; düşüncenin bilinçte aynen kalmasıdır (Ihilevich; D.; Gleser; G.C.;1995).

Kendine Çevirme : Bir nesneye yöneltilecek agresyon sonucu oluşacak suçluluk duygusundan kişinin kendini acıtmak suretiyle kaçınmasıdır (Ihilevich; D.; Gleser; G.C.;1995).

Tersine Çevirme : Kişinin tehdit edici; olumsuz duygulardan kurtulmak için var olan gerçekliği yok sayması ya da tersi duyguları abartılı biçimde ortaya konmasıdır. Bu mekanizma içinde yadsıma; bastırma; karşıt tepki oluşturma mekanizmaları yer alır (Ihilevich; D.; Gleser; G.C.;1995).

Yadsıma: Kişinin benliği için tehlikeli olarak algılanan ve bunaltı doğurabilecek bir gerçeğin yok sayılarak görmezden gelinmesidir (Ihilevich; D.; Gleser; G.C.;1995).

Bastırma: Kabul edilemez duygu; düşünce; anı; arzu ya da ihtiyaçların bilinçdışına itilmesi; irade dışı olarak unutulmalarıdır (Ihilevich; D.; Gleser; G.C.;1995).

Karşıt Tepki Oluşturma: Kabul edilemez bir istek ya da dürtünün tam tersine göre hareket edilerek yarattığı anksiyeteden kurtulma amaçlı davranışları ifade eder (Ihilevich; D.; Gleser; G.C.;1995).