Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Bireyin Kendini Tanıması

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:05    Güncellendi: 18.02.2025 22:05
Hayatımıza yön verebilmek ve bazı kararlar alabilmek için öncelikle ne istediğimizi bilmek zorundayız. İsteklerimiz neye göre şekil almalı? Bunun cevabını verebilmek için önce kendimizi tanımalıyız. Peki kendimizi ne kadar tanıyoruz? Belki de üstesinden gelemediğimiz tüm problemlerin kaynağı kendimizi tanıyamamamız. Bu nedenle çevremizde olup biteni anlamaya çalışmak; çözümler aramak yerine önce oturup kendimizi tanımaya çalışmalıyız.
Bizler sorunların kaynağını hep başkalarında görür;ve o sorunları ya çevre şartlarına ya da çevremizdeki insanlara bağlarız; fakat aklımıza sorunun kaynağının kendimiz; yada kendimizi bilmememiz olduğu hiç aklımıza gelmez.
BAŞARIYA GİDEN EN BÜYÜK YOL KENDİMİZİ TANIMAK VE İSTEKLERİMİZİ BİLMEKTEN GEÇER.
Acaba ben kimim; neyi başarabilirim neyi başaramam; acaba bu konuda izlediğim yol gerçekten istediğim yol mu? Birey bir işe başlamadan önce bu soruları yöneltmeli kendine; cevabını alabiliyorsa ne mutlu ona; o bireyin o konuda başarısız olma ihtimali en aza iner. Fakat kendini daha tanıyamadan; ne istediğini bilmeden; sadece koşullara ve menfaate göre alıyorsa kararlarını; bilin ki o birey başarısızlığa mahkumdur. Bu problem en sık meslek ve eş seçimlerinde karşımıza çıkar.
Meslek seçimi
Emin olun üniversite bitirmek; hatta en güzel bölümlerden mezun olmak insanı doyuma ulaştırmaz. Önemli olan en iyi bölümü bitirmek değil; bitirdiğin bölüm de en iyi olmak ve o bölümü sevmektir.
İnsanları başarısızlığa götüren temel problemlerden biri bireyin ne istediğini; neye kabiliyeti olduğunu bilmeden; kısacası kendini tanıyamadan meslek seçmesidir. Hepimizin çocukluğu mutlaka tıp yolundan geçmiştir. Şimdi bile çevrenizde birçok çocuğa sorsanız büyüyünce ne olmak istiyorsun diye; alacağınız yanıt bellidir “doktor olacağım.”
Bu yanıt çok küçük bir ihtimalle değişkenlik gösterse de çoğunun yanıtı budur. Bu yanıtı vermek güzeldir ama iş doktora gitmeye gelince hiç biri gönüllü olmaz. Hiç düşündünüzmü doktor olmak isterken neden en çok doktorlardan korkarlar.Evet doktorluk dünyanın en onur verici mesleklerinden biridir ve çok kutsaldır tartışılmaz; fakat herkes doktor olamaz bu kesin. Bunun gibi birkaç örnek meslek var tabi.Bireylerin meslek seçiminde özellikle ailelerin tutumunda çok büyük hatalar gözlenmekte. Peki birey kendini tanımaya çalışırken aileleri tarafından ne kadar tanınıyorlar? Çocuk kazara ağzından doktorluk;öğretmenlik veya mühendislik gibi daha az kesime hitab eden bir meslek adı çıkarsa; ailenin tutumu ya çok sert oluyor ya da çocuğu o an dikkate almamayı tercih ediyor. Tutum böyle olunca çocuk kendini keşfedemiyor; tanıyamıyor ve tanıyamadığı gibi de ne istediğini tam olarak bilmiyor.
Bu durum çoğu zaman bireyin mesleğinde başarısızlıklara veya işinde mutlu olamamasına sebebiyet veriyor.Yetişkinler olarak aileler çocuklarını kendi isteklerine göre yönlendirmek yerine onlara kendilerini keşfetme şansı vermelilerdir. Ne istediklerini; neye kabiliyetleri olduğunu kendilerinin farketmelerine izin vermeli; onları kendi tercihleriyle değil çocuklarının tercihleriyle desteklemelilerdir.EN İYİ OLANI SEÇMESELERDE; SEÇTİKLERİNDE İYİ VE MUTLU OLMALARI İÇİN ONLARA ŞANS VERMELİLERDİR.
Eş seçimi
Bireyin kendini tanıyamaması eş seçimlerinde de büyük problemler yaratır. Bir insanla beraberlik kurma; evlenme yoluna gitmeden önce acaba kendimizi tanımaya çalışıyor; isteklermizi analiz etmek için uğraşıyor muyuz?
Bir bireyin yaptığı en büyük hata; kendini tanımadan kararlar vermesi ve bunun sonucu olarak risk almasıdır. Ben bir evliliğin yalnızca aşkla yürüyebileceğine inanmayanlardanım.Aşk yalnızca iki insanı yanyana getiren histir; çekim gücüdür; fakat aşk asla iki bireyin anlaşmasına huzurlu bir beraberlik geçirmesine tek başına yetmez. İnsanları ayakta tutan; dengeli ilişki yaşamasına neden olan kavramlar; saygı; anlayış; hoşgörü ve güvendir. Bunlardan yoksun olan bir evlilik depreme dayanıklı olmayan bina gibidir.En ufak sarsıntıda sonuçların ne denli üzücü olabiliceğini düşünmek içten bile değildir.
İki insan birbirleriyle bir hayat kurma fikrine kendini alıştırmadan önce kendilerini tanıma yoluna gitmelidirler. Acaba benim beklentilerim ne; acaba ben onunla bu yolda anlaşabilecek miyim; acaba güven duyabilir miyim…? Ve daha çoğaltabileceğim bu tarz soruları sormalı kendine ve cevaplarını almadan da adım atmamalı. Çünkü bu durum hem bireyin kendi hayatını hem de karşısındakinin hayatını tehlikeye atmak demektir.
Üzerinde iyice düşünülmesi gereken bir karardır evlilik; çünkü yalnızca iki şahıs değil aynı zamanda iki şahsın çevreleri ve istekleri birleşiyor evlilikte. Acaba bu iki çevre birbirini ne kadar dengeleyebilecek? Karşınızda bir aday var ve harika bir eş olacağını düşünüyorsunuz; çok güzel bir kadın yada çok yakışıklı bir adam..düşünceleri ve konuşma tarzı ile sizi etkiliyor. Siz sırf bu etki yüzünden evlilik yaparsanız emin olun yanılırsınız. Çünkü seçeceğiniz kadının yada adamın harika olması mutlu olacağınızı göstermez; önemli olan bu harikalıkla ne kadar anlaşabileceğiniz. Acaba siz ona uyum sağlayabilecek misiniz? Burada da önemli olan en harika olanla evlenmek değil; anlaşabileceğiniz insanı bularak en harika evliliği yapmanızdır. Zaten kendinizi tanıdıktan ve isteklerinizi farkettikten sonra seçtiğiniz insan sizin için en harika olandır…

Süheyla Esen