Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Cinsel İşlev Bozukluklarına (Seksüel Disfonksiyon) Genel Bir Bakış

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:05    Güncellendi: 18.02.2025 22:05
"Bir Alman için cinsel birleşme; yemek üstüne yenen büyücek bir çikolatadır; yeri; konumu; bilinen bir edimdir; güzel bir şeydir. Bir Türk için ise güzelliğin
çok üstünde; hatta dışında bir şey vardır: Bir felaket tadı; bir varlık-yokluk tartışması; bir mahvoluş duygusu..."
Cemal Süreya

Cinsellik; biyolojik; psikolojik; sosyal; kültürel; geleneksel; ahlaki; dini; antropolojik; politik ve ekonomik boyutları olan karmaşık bir bütündür.(yetkin- 2006)

Cinsellik ülkemizde son derece zorlu bir konudur. Zorluğu; çelişkilerle dolu bir alan olmasından kaynaklanmaktadır. Hem en çok merak edilen hem de en çok yasaklanan; hem en çok konuşulan hem de aslında hiç konuşulmayan; çok bilindiği iddia edilen ama aslında çok az bilinen; bir yanda övünülen diğer yanda ise aslında çok utanılan bir konudur. Dahası; iyimser rakamlara göre her dört erişkinden birinin; kötümser rakamlara göre ise toplumun neredeyse yarısından fazlasının sorun yaşadığı bir alandır.(İncesu-2007)

Sağlıklı cinsel yaşamın sınırları; anksiyete ve suçluluk uyandırmayan yaşantılar olarak çizilebilir. Farklı gibi görünen davranışlar; kompulsif ve tek doyum yolu olmadıkça sağlıklı kabul edilir. (Aydın-2002)

Sağlıklı cinsel işlev için gerekli temel ögeler:
Sağlıklı anatomik ve fizyolojik yapı; Uygun zaman;uygun yer; uygun kişi; Uygun fiziksel ve duygusal cinsel uyaranlar ve bu uyaranların algılanmasını önleyen etkenlerin olmaması.

Cinsel İşlev Bozukluğu (Seksuel Disfonksiyon):

Cinsel yanıt döngüsünün istek;uyarılma ve orgazm evrelerindeki fizyolojik süreçlerden en az birinde oluşan sürekli ya da tekrarlayıcı aksama ile gelişen bozukluklardır.
Tıbbi hastalıklar; psikiyatrik sorunlar; ilaç yan etkileri; olumsuz çevre koşulları; alkol ve madde kullanımı; psikososyal etkenler; cinsellik konusunda bilgisizlik; yetersiz bilgi; gerçekçi olmayan beklentiler ve yanlış inanışlar (cinsel mitler) cinsel işlev bozukluklarına zemin hazırlayabilir yada neden olabilir.

Başlıca psikososyal faktörler:
Bozuk aile ilişkileri;
Cinselliği değersizleştiren ve aşağılayan aile;
Yetiştirilme tarzı
Cinsel kimlik yada yönelim sorunları;
Stresli yada üzüntü verici yaşam olayları;
Genel ilişkideki sorunlar
Cinsel istismar ve travma yaşantıları.
Cinsel fobiler;
cinsel beceri eksikliği
negatif beden imajı ve düşük benlik saygısı;
edilgenlik-çekingenlik;
katı dini ve ahlaki inançlar;
kişilik sorunları;
Partnere yönelik güvensizlik; öfke; kırgınlık;
Partnerler arasındaki çekicilik kaybı
Partnerler arasındaki zayıf iletişim
Suçluluk duyguları
Yakın ilişkiye girme korkusu
bireyin kendisi ve/veya partnerinin cinsel ihtiyaçlarını anlamadaki eksiklik
partnerlerin birbirlerinin cinsel fantezilerini karşılayamamaları.
olumsuz koşullarda cinsel ilişkiye girme;
aldatılma
raslantısal başarısızlık
partnerde cinsel işlev bozukluğu;
başarısızlık korkusu-performans anksiyetesi;
kısıtlı ve yetersiz önsevişme;
- Cinsellik ve sonuçlarıyla ilgili olumsuz beklentiler.
- Hamile kalmaktan korkma.
- Başkaları tarafından görülmekten korkma.
- İlişki sırasında çıkabilecek seslerin duyulmasından
ve ilişkinin yarım kalmasından korkma.
- - Kontrolü kaybetmekten korkma.
- partnerinin kontrolünü kaybedeceğinden korkma.
Kendini değersiz çökkün görme; kendini zevk
almaya layık görmeme.
- Yorgun hissetme ve zihinsel meşguliyetler.
Sorunun çözümü ile ilişkili yanlış uygulamalar;
Tecrübesizlik-(Deneyimsizlik);
partneri memnun edememe endişesi...
(CETAD; 2006-2007)

Ancak; deneyimlerim ama daha önemlisi yapılan tüm bilimsel araştırmalar; yaşanan cinsel sorunların en az yarısının cinsel mitlerden (cinsellikle ilgili yanlış inanışlar) kaynaklandığını gösteriyor.

Cinsel mitlerden kasıt; kişilerin doğru olduğunu düşündüğü abartılı; yanlış; bilimsel bir değeri olmayan inanışlardır. bu mitler ve önyargılar kişilerin cinsellikle ilgili beklentilerini olumsuz etkileyerek; gereksiz suçluluk ve yetersizlik hislerinin oluşumuna katkıda bulunur.

En yaygın “YALNIŞ CİNSEL İNANIŞLAR”-(Cinsel Mitler):


  • Cinsel birleşme yorar-tüketir.
  • Başka şeylerde olduğu gibi; cinsellikte de başarıya ulaşmak şarttır.
  • İyi bir ilişkide cinsel sorun olmaz; cinsel sorun varsa sorun ilişkidedir.
  • Bir kez cinsel sorun yaşanırsa bu sürekli tekrarlayacak demektir.
  • Cinsel ilişki sırasında fantezi kurmak yalnıştır; ahlaksızlıktır; sadakatsizliktir.
  • Cinsel birliktelik’te Masturbasyon yapmak yalnıştır.
  • Cinsel isteğini-arzusunu belli eden kadın ahlaksızdır.
  • Partnerler birbirlerinin ne istediklerini içgüdüsel olarak bilirler.
  • Cinsel ilişkiyi erkek başlatmalı; sorumluluğunu üslenmeli ve yönetmelidir.
  • Dikkat başka yöne kaydırılırsa erken boşalma önlenebilir.
  • Erkeğin penisi sertleştiğinde en yakın zamanda mutlaka boşalmalıdır.
  • Erkekte sertleşme kaybı partnerini çekici bulmadığı anlamına gelir.
  • Penisin büyüklüğü cinsel gücün göstergesidir.
  • Erkek; penisinin büyüklüğü oranında zevk verir.
  • Erkekler cinsel ilişkiye her zaman istekli ve hazırdır.
  • Erkekler duygularını belli etmemelidir.
  • Her erkek her kadına nasıl zevk vereceğini bilmelidir.
  • Güçlü erkekler bir kaç kez üst üste boşalabilir.
  • İlk boşalmadan sonraki boşalmalarda erken boşalma olmaz.
  • İlk cinsel ilişkide kan gelmezse kadın bakire değil demektir.
  • İyi bir sevişme mutlaka orgazmla sonlanmalıdır.
  • Kadınlarda orgazm cinsel birleşmeyle sağlanmalıdır.
  • Mastürbasyon zararlıdır.
  • Yalnızca partnerleri olmayanlar mastürbasyon yaparlar.
  • Menopoz cinsel isteği yok eder.
  • Oral cinsel aktivite pis bir eylemdir.
  • Sevişme ancak her iki tarafın birlikte orgazm olmasıyla güzeldir.
  • Sevişme her zaman doğal ve kendiliğinden olmalıdır.
  • Sevişmede neyin normal olduğuna ilişkin kesin kurallar vardır.
  • Sevişmek cinsel birleşme (coitus) demektir.
  • Yaşlanma cinsel isteği tamamen ortadan kaldırır.
  • Erkek de; kadın da partnerinin cinsel isteğini reddetmemelidir.
  • Tüm fiziksel yakınlaşmalar cinsel birleşmeyle sonlanmalıdır.
  • Cinsel birleşmedeki en doğal pozüsyon erkeğin üstte olduğu (Misyoner) pozüsyondur.
  • Sevişme hakkında düşünmek ve konuşmak doğallığını bozar.
  • Klitoral yolla orgazm olan ama cinsel birleşmeyle orgazm olamayan kadın olgunlaşmamıştır.
  • Eş cinsellik psikiyatrik bir hastalıktır ve tedavi edilmelidir.
  • Eşcinsellerin çok fazla psikiyatrik sorunları vardır.
  • Cinsel yönelim istemli bir seçimdir; değiştirilebilir.
  • Eşcinsel erkekler arasında tek cinsellik anal birleşmedir.
  • Eşcinseller uzun süreli ve doyumlu beraberlikler kuramaz.
  • Eşcinsellik doğaya aykırıdır.
  • Evlenmeden önce kızlık zarının bozulmaması için çok tedbirli olunmalıdır.
  • Mastürbasyon ile kızlık zarı bozulur.
  • Penisin vajinaya girişi zordur.
  • Sürtünmeyle kızlık zarı bozulur.
  • İlk cinsel ilişki kadın için çok acı-ızdırap vericidir.
  • İlk cinsel birleşmede kan gelmezse kadın bakire değil demektir.
  • Vajinam çok dar; Penis çok büyük giremez.
  • Vajina girişinde duvar gibi bir engel var.
  • Benim cinsel organım anormal; utanç verici; iğrenç.
  • Kızlık zarım çok kalın; parçalanacak.
  • Çok canım yanar/çok acır; çok kanar.
  • Kızlık zarı 7 katlıdır ve her birleşmede bir katı aşılır.
  • Erkek boşaldığında zar geriye kaçabilir.
  • Penis; vajinamdan geçerek iç organlarıma zarar verebilir.
  • Kadının cinsel isteğini baskılaması eşine; partnerine onu cinsel olarak arzuladığını çok fazla hissettirmemesi gerekir.
  • Kadının cinsel isteği cinsellik dışındaki olaylardan etkilenmez.
  • Kadın istemese de kocasına karşı görevi olduğu için cinselliği yaşamak zorundadır.
  • Kadın evlenene kadar cinsellikle ilgili hiçbir şey öğrenmemelidir.
  • Cinsel ilişkide kadının cinsel isteğinin; uyarılmasının; haz almasının önemi yoktur.
  • Kadın duygusal ilişkisinde problem yaşasa da cinselliği olağan olarak yaşar; cinsellik ilişki sorunlarından ayrı bir şeydir.
  • Cinsel istek doğal olarak herkeste vardır; isteği oluşturmak ya da artırmak için yapılabilecek hiçbir şey yoktur.
  • Kadının cinsel isteği partnerine göre az ise mutlaka bir rahatsızlığı vardır.
  • Meni mikrop taşıyan bir salgıdır.
  • Meni/Sperm kötü kokar; bu nedenle temiz değildir.
  • Meni/Sperm değen yer hemen temizlenmelidir; bulaştığı yere zarar verir.
  • Cinsel organlar temiz değillerdir; elle ya da ağız ile dokunulmamalıdır.
  • Bütün dokunuş ya da yakınlaşmalar cinsel birleşmeyle bitmelidir.
  • Cinsellik demek; sertleşmiş bir penis demektir.
  • Gerçek bir erkeğin cinsel sorunu olamaz.
  • Duygusallık; yakınlaşma; iletişim gibi kavramlar erkeklere özgü değildir ve zayıflık belirtisidir.
  • Cinsellik; bir erkek için performans/iktidar alanıdır.
  • İyi bir cinsellik; erkeğin orgazmı (Boşalması; Ejekülasyonu) ile biten bir cinselliktir.
  • Cinsel bir sorun yaşayan erkek; bunu asla kabul etmemeli; partnerini ya da başka etkenleri sorumlu tutmalı; hekimden ve tedaviden ise sonuna kadar kaçmalıdır.
  • İlk cinsel ilişkide başarısız olan erkek; erkek değildir.
  • Sevişmek cinsel organda sertleşmeyi gerektirir.
  • Erkek de; kadın da partnerinin cinsel isteğini reddetmemelidir.
  • Olgun kadın cinsel birleşmeyle orgazm olmalıdır.
(Tuğrul; 1999; Soygüt; 2000; Yetkin; Kayır; Şahin; 2004-2006-2007; CETAD; 2006; Özmen; 2008)

Bilişsel-davranışçı cinsel terapide;

  • Kişinin ya da çiftin; cinsel Bilgi ve Beceri eksikliğinin giderilmesi (güzel sevişme; cinsel anatomi-fizyoloji; vb); yanlış cinsel bilgi ve inanışların düzeltilmesi;
  • Cinsellikle ilgili kognisyonlar (işlevsiz inançlar; tutumlar; varsayımlar gibi);
  • Cinsellikle ilgili duygular (korku; utanç; suçluluk gibi);
  • cinsel davranış repertuğarının genişletilmesi.
  • Partnerler arasındaki iletişimin zenginleştirilmesi;
  • Sosyal yaşamlarının geliştirilmesi;
  • Stresle başa çıkma yollarının öğretilmesi
gibi konular üzerinde çalışılır.