İletişimde kişinin vermek istediği mesajı doğru vermesi kadar iletişime geçtiği kişinin bu mesaja yüklediği anlam da çok önemlidir. Bu sebeple karşıdaki kişinin ne söylediğini anlamak için iyi bir dinleyici olmak gerekir.
İletişim olması için en az iki kişi olması; yani anlatan ve dinleyen; mesajı veren ve mesajı alan olması gerekir. Bu iki ya da daha fazla kişi arasındaki bilgi alışverişi iletişimi meydana getirir. İletişimde en önemli amaç kişinin karşısındaki kişinin söylediklerini kabul etmese bile anlamasıdır. Eğer kabul edilmeyen fikirler de hoşgörü ile karşılanırsa olumlu bir tutum ortaya çıkar ve bu da karşıdaki kişinin söylemek istediklerini net bir biçimde aktarmasına; kendisini net bir şekilde ifade etmesine sebep olur. Bu etkileşimde etkili iletişim söz konusudur.
Bunun tam tersi olduğu durumlarda yani karşıdaki kişiyi dinlemek ve anlamak yerine kişinin kendi doğrularını kabul ettirmeye çalıştığı durumlarda karşıdaki kişi kendini gergin hisseder; geri çekilir; susar ya da o da olumsuz ifadelerle kendi düşünceleri kabul ettirmeye çalışır. Bu etkileşimde de etkisiz iletişim söz konusudur.
Etkili iletişim kuran kişiler; karşısındakini önemser; anlamaya çalışır; kabul eder; onun düşünce ve duygularına saygı gösterir; olur olmaz sorular değil de ne dediğini anlamak için uygun sorular sorar. Etkisiz iletişim kuranlar ise karşısındakinden çok kendi duygu ve düşüncelerini önemser; onu kabul etmediğini gösteren göz kaçırma; başka şeylerle meşgul olma; akıl verme; önerilerde bulunma; konuşmasını kesme; konudan uzaklaşmak için uygunsuz sorular sorma gibi tepkiler verir.
İletişimde iyi bir dinleyici olmak için yani etkili iletişim kurmak için öncelikle karşıdaki kişiyi dinlemek; ne anlattığını anlatmaya çalışmak ve anlattıklarını öğrenmek; hatırlamaktır. Bu dinleyen kişinin iletişime gönüllü olduğunu gösterir. Karşıdakini dikkatle dinlemeye gönüllü olmak; onu dikkatle dinlemek iletişimin özünü oluşturur.
Etkili iletişim kurmayı engelleyen; bireyin karşısındaki kişiyi kendi değer yargılarına; inançlarına ve tutumlarına göre anlamaya çalışmalarıdır. Bu şekilde iletişim beraberinde karşıdaki kişinin söylediklerini değerlendirmeye; yargılamaya; eleştirmeye; reddetmeye sebep olur. Konuşan anlaşılmak için daha çok konuşmaya; dinleyen de kendince yorumlar yapmaya devam eder. Bu süreçte yanlış anlaşılmalar; yanlış ifade etmeler meydana gelir. Tartışma büyür; küsmeler olur. Böylece; açık ve etkili iletişim kurulamaz.
İyi bir dinleyici olmak kişinin kendi çabası ile olabilen bir şeydir; bilinçli bir çaba ve yeni beceriler edinmeyi gerektirir. Bireyin öncelikle karşısındakini dinlerken onunla göz göze iletişim kurma; ona dönük oturma; sözünü kendi fikrini söylemek için kesmeden dinleme gibi ona saygı duyduğunu gösteren tepkiler vermesi gerekir. Karşısındakinin söylediklerini dinliyormuş gibi yapmak yerine gerçekten dinlemesi gerekir. Saygı gösterdiğinde ve dikkatle dinlediğinde zaten karşısındaki kişiye “burada; seninle olmaktan mutluyum” mesajını da verir.
İyi bir dinleyici olmak için yapılması gerekenler şunlardır:
Karşıdaki kişinin anlattıklarını dikkatli bir şekilde dinleyerek; yargılamadan; eleştirmeden duygu ve düşüncelerini anlamaya çalışmak.
Konuşma esnasında anlaşılmayanlar hakkında tahminde bulunmak yerine; ne söylediğini anlamak için tekrar etmesini istemek.
İletişim halinde olunan kişinin anlattığı şeyi tahminde bulunmak yerine onun bakış açısından anlamaya çalışmak.
Karşıdaki kişinin anlattıklarını sorgulamadan kabul etmek. Anlattıklarıyla aynı fikirde olmasa bile saygı göstermek.
Konuşma sırasında merak soruları değil de karşıdaki kişiyi anlamaya yönelik sorular sormak.
Dinleme sırasında konuşan kişinin sözünü kesmek yerine; anlatacaklarını sonuna kadar dinlemek ve hatırlamak. Konuşma bittiğinde doğru anlayı anlamadığını test etmek için geri bildirimde bulunmak.
İletişimi başlatan ve sürdüren dinleme becerisidir. Yargılamadan; sorgulamadan; eleştirmeden yapılan dinleme etkili iletişimin oluşmasını sağlar. Etkili iletişimde bulunan; bulunulan kişiler kendilerini güvende hissederler; karşısındakine de güven duyarlar; ayrıca kendilerini değerli ve önemli hissederler.