Kişileri Değil İlişkileri İyileştirmek
Günümüzde çevremize baktığımızda ilişki sorunu yaşayan birçok çift görebiliyoruz.
İlişkilerinde sorun yaşayanların birbirlerine yaklaşımları genellikle karşılıklı suçlamayla olmaktadır. Bu anlamda karşılıklı suçlamalar kişileri sadece birbirlerini kötülemekten öteye geçmemektedir. Eğer çiftler birbirlerini kötülemeyi bırakır iseler ilişkilerinde ne olup bittiğini daha kolay anlayabilirler. Birbirlerini suçlamayı bırakıp ilişkilerine bakamayan çiftler bir döngünün içine girmeye başlarlar. Ne var ki; bu döngü; kısır bir döngüdür.
Bu döngünün içine girdikçe; eşler bir girdaba girmiş gibi olurlar. Bir süre sonra girdabın derinliklerinde kendilerini çıkmazda hissetmeye başlarlar. Bu aşamada ne kadar söz söylense; söylenen sözler sorunları çözmekten ziyade daha da çıkılmaz bir noktaya ulaştıracaktır.
Yapılması gereken ise aynı şeyleri konuşmaktan ziyade yeni bir bakış açısıyla yaşanan sorunlara bakmak olabilir. Çıkılmaz gibi görünen durumlarda en iyi çözüm yeni bir bakış açısıyla sorunlara yaklaşmaktır. Sorun yaşayan çiftlerin birbirlerinden ziyade ilişkiye odaklanmaları çözüm odaklı bir yoldur. Kişilere odaklanmak ve bu süreçte inat etmek sorun bizi çözüme ulaştıramayacağı gibi daha da soruna doğru itecektir. Çiftler birbirlerini değiştiremeyebilirler; ama isterler ve inanır iseler kötü olan ilişkilerini değiştirebilirler. Kişilere odaklanmak; çiftleri ilişki adına sorumluluk almaktan uzaklaştırır.
İlişkiye odaklanıldığında ise her iki taraf da sorumluluk almaya başlayacaktır. Sorun yaşayan bir çift karşılıklı sorumluluk almadığında çıkış yolu bulunsa bile çözümü uygulamaya geçirmek hayli zordur.
Evlilik; toplumumuzun en küçük yapı taşı olduğu gibi en önemli kurumudur da.
Buna karşın evlilik; son yıllarda belki de en çok zorlanan kurumlardan biri olmuştur. Evlilik; iki farklı insanın yaşamı paylaşmaya başladığı yeni bir hayat dönemi olarak tanımlanabilir.Bu yeni hayat dönemi oldukça hoş olduğu kadar zor da olabilmektedir.İnsan hayatındaki her değişim belirli bir sıkıntıya neden olabilir. Ancak evlilik gibi insan hayatındaki köklü değişimlerin yeri daha bir farklı ve zor olabilmektedir.
Tamamen birbirinden farklı kültürlerden; farklı ailelerden gelmiş; farklı alışkanlıklara sahip iki bireyin aynı evi paylaşmaya başlamaları insan hayatında oldukça önemli bir değişimdir. Yapılan araştırmalar da bunu desteklemekte ve evlilik; insan hayatımdaki en büyük stres kaynakları listesinin ilk beşinde yer almaktadır.
Böyle baktığımızda evliliklerde zaman zaman sorun yaşanması oldukça doğaldır. Her ilişkide belirli dönemlerde sorun yaşanabileceğini unutmayın. İlişkilere böyle baktığımızda eşlerin birbirlerine karşılıklı anlayışla yaklaşarak bazı sorunların üstesinden gelebileceklerini düşünebiliriz. Buna karşın; evlilikte eşlerin bazı sorunları aşmakta zorlandıkları görülebilmekte. Yaşanan sorunları ertelemek yerine bir an önce çözüm bulmak en doğrusu olacaktır. Bu tür zamanlarda profesyonel bir yöntemle eşlerin yardım almaları sorunların büyümesinin önüne geçerek evliliklerine dair sağlıklı sonuçlar almalarını sağlayacaktır. Önemli olan sorun yaşamak değil; sorunlara bir an önce çözüm aramaktır. Hayat da her zaman bir takım sorunlarla karşılaşılması kaçınılmazdır.
İlişkilerde; “Neden bu sorunu yaşıyoruz?” diye sormaktansa; bir an önce “Bu sorunumuzu nasıl çözebiliriz?” demek en bizi çözüme ulaştıracak en doğru seçimdir.
Unutmayalım ki yaşamımızı ve ilişkilerimizi seçimlerimiz oluşturur. Yaşadığımız bir ilişki sorununu çözmekte ya da bu sorunu kronikleştirmekte bizim seçimimiz.
Unutmayalım ki; evlilik terapileri sorun yaşayan çiftlerin sorunları çözebilmeleri için profesyonel bir süreçtir.
Yücel SÖZER
Uzman Psikolog
İlişkilerinde sorun yaşayanların birbirlerine yaklaşımları genellikle karşılıklı suçlamayla olmaktadır. Bu anlamda karşılıklı suçlamalar kişileri sadece birbirlerini kötülemekten öteye geçmemektedir. Eğer çiftler birbirlerini kötülemeyi bırakır iseler ilişkilerinde ne olup bittiğini daha kolay anlayabilirler. Birbirlerini suçlamayı bırakıp ilişkilerine bakamayan çiftler bir döngünün içine girmeye başlarlar. Ne var ki; bu döngü; kısır bir döngüdür.
Bu döngünün içine girdikçe; eşler bir girdaba girmiş gibi olurlar. Bir süre sonra girdabın derinliklerinde kendilerini çıkmazda hissetmeye başlarlar. Bu aşamada ne kadar söz söylense; söylenen sözler sorunları çözmekten ziyade daha da çıkılmaz bir noktaya ulaştıracaktır.
Yapılması gereken ise aynı şeyleri konuşmaktan ziyade yeni bir bakış açısıyla yaşanan sorunlara bakmak olabilir. Çıkılmaz gibi görünen durumlarda en iyi çözüm yeni bir bakış açısıyla sorunlara yaklaşmaktır. Sorun yaşayan çiftlerin birbirlerinden ziyade ilişkiye odaklanmaları çözüm odaklı bir yoldur. Kişilere odaklanmak ve bu süreçte inat etmek sorun bizi çözüme ulaştıramayacağı gibi daha da soruna doğru itecektir. Çiftler birbirlerini değiştiremeyebilirler; ama isterler ve inanır iseler kötü olan ilişkilerini değiştirebilirler. Kişilere odaklanmak; çiftleri ilişki adına sorumluluk almaktan uzaklaştırır.
İlişkiye odaklanıldığında ise her iki taraf da sorumluluk almaya başlayacaktır. Sorun yaşayan bir çift karşılıklı sorumluluk almadığında çıkış yolu bulunsa bile çözümü uygulamaya geçirmek hayli zordur.
Evlilik; toplumumuzun en küçük yapı taşı olduğu gibi en önemli kurumudur da.
Buna karşın evlilik; son yıllarda belki de en çok zorlanan kurumlardan biri olmuştur. Evlilik; iki farklı insanın yaşamı paylaşmaya başladığı yeni bir hayat dönemi olarak tanımlanabilir.Bu yeni hayat dönemi oldukça hoş olduğu kadar zor da olabilmektedir.İnsan hayatındaki her değişim belirli bir sıkıntıya neden olabilir. Ancak evlilik gibi insan hayatındaki köklü değişimlerin yeri daha bir farklı ve zor olabilmektedir.
Tamamen birbirinden farklı kültürlerden; farklı ailelerden gelmiş; farklı alışkanlıklara sahip iki bireyin aynı evi paylaşmaya başlamaları insan hayatında oldukça önemli bir değişimdir. Yapılan araştırmalar da bunu desteklemekte ve evlilik; insan hayatımdaki en büyük stres kaynakları listesinin ilk beşinde yer almaktadır.
Böyle baktığımızda evliliklerde zaman zaman sorun yaşanması oldukça doğaldır. Her ilişkide belirli dönemlerde sorun yaşanabileceğini unutmayın. İlişkilere böyle baktığımızda eşlerin birbirlerine karşılıklı anlayışla yaklaşarak bazı sorunların üstesinden gelebileceklerini düşünebiliriz. Buna karşın; evlilikte eşlerin bazı sorunları aşmakta zorlandıkları görülebilmekte. Yaşanan sorunları ertelemek yerine bir an önce çözüm bulmak en doğrusu olacaktır. Bu tür zamanlarda profesyonel bir yöntemle eşlerin yardım almaları sorunların büyümesinin önüne geçerek evliliklerine dair sağlıklı sonuçlar almalarını sağlayacaktır. Önemli olan sorun yaşamak değil; sorunlara bir an önce çözüm aramaktır. Hayat da her zaman bir takım sorunlarla karşılaşılması kaçınılmazdır.
İlişkilerde; “Neden bu sorunu yaşıyoruz?” diye sormaktansa; bir an önce “Bu sorunumuzu nasıl çözebiliriz?” demek en bizi çözüme ulaştıracak en doğru seçimdir.
Unutmayalım ki yaşamımızı ve ilişkilerimizi seçimlerimiz oluşturur. Yaşadığımız bir ilişki sorununu çözmekte ya da bu sorunu kronikleştirmekte bizim seçimimiz.
Unutmayalım ki; evlilik terapileri sorun yaşayan çiftlerin sorunları çözebilmeleri için profesyonel bir süreçtir.
Yücel SÖZER
Uzman Psikolog