Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Evlilik ve Aile Hakkında

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:05    Güncellendi: 18.02.2025 22:05
EVLİLİK VE AİLE HAKKINDA
Aile insan hayatında neden önemli ?
Çünkü aile; her bireyin yaşama başladığı; kendisini ve dünyayı tanıdığı ilk çevredir. İnsanlar sevmeyi; güvenmeyi; bağlanmayı; kaçmayı; nefret etmeyi ailede öğrenirler. Tüm psikolojik sorunlar da aile zemininde gelişmektedir.
Aile kurmak demek ; bu yapıyı oluşturan bireylerin geçmişleriyle beraber geçmişlerinin gölgesinde ilişki kurduğu kişi ile hem geçmişini hem de geleceğini yazmak; oluşturmak; eşiyle duygusal bağ kurmak ve bu bağı her şartta sürdürebilme gücünü ortaya koymak; evli çiftlerin birbirlerinin ihtiyaçlarını karşılamak için stratejiler belirlemek ve karmaşık ve zor bir yapının kolonu; desteği olmak demektir. Yani evlenmek ve bu kararı alabilmek düşünmeyi de gerektiren bir durumdur. Çünkü geleneksel aile yapısı her ne kadar hala varlığını sürdürüyor olsa da; çok farklı aile yapılarının ortaya çıkması ; erkeğin eve kadının konumunun değişmesi; teknolojik erişilebilirlik; boşanmanın tabu olmaktan çıkması önemli faktörlerdir.
Günümüzdeki ekonomik sorunlar nedeniyle ve kadının toplumsal rolünün değişmesi ve daha aktif rol almasıyla her iki eşin çalışıyor olması ; bazen sorunlara neden olabilmektedir;
-Ev işlerinin paylaşılması ve görev dağılımı ile ilgili sorunlar
-Çocuk bakımı ile ilgili sorunlar(Çocuğun davranışlarının nasıl disipline edileceği ve yönlendirileceği anne ile baba arasındaki anlaşmazlığı derinleştirebilir.) Bu anlaşmazlık; hemen çözümlenemezse ailede stres artar; dengesizlik meydana gelir.
-Evin geçimi ile ilgili sorunlar
Gibi temel sorunlar çatışmalar yol açmakta ve bu çatışmalarla ilgili etkin baş etme yöntemleri geliştirilememektedir. Bu da evli çiftlerin birbirlerini sorumsuzlukla suçlamalarını neden olmakta ve suçlamalar tartışmaktan ziyade kavgaya dönüşmektedir.

Aile içinde üyelerin yaşadıkları sorunlar; bireylerin huzursuz olmasına; birbirleriyle olan ilişkilerinin zayıflamasına; iletişim yollarının tıkanmasına ve sorunların üst üste yığılarak bireylerin farklı çözüm yolları (evden uzaklaşma; alkol bağımlılığı; boşanma; aldatma; şiddet..) aramalarına sebep olabilmektedir.
Aile ve evlilik kurumunun özellikleri; içinde bulunduğu toplumun sosyal yapısına göre farklılıklar göstermektedir.
Ancak ailenin tüm toplumlarda büyük benzerlik gösteren yedi temel işlevi vardır:
Bunlar:
Üremek;
Ekonomik gereksinimleri karşılamak;
Statü sağlamak;
Çocukların eğitimini planlamak;
Aile üyelerinin birbirlerini korumaları; karşılıklı sevgi ortamı yaratmak;
Cinsel doyum sağlamak ve
Boş zaman etkinliklerini gerçekleştirmektir.
Evlenmeye karar verildiğinde evi geçindirmek; çocuk sahibi olmak; cinsellik; hobiler; diğer eşe destek olmak; düş kırıklıklarını hazmetmek; kazanılan zaferleri kutlamak kısacası yaşamın müziğini birlikte bestelemek konusunda bir güç birliği oluşturmak için eşler birbirine söz vermiş demektir.
İki birey bir çift oluşturduklarında daha önce tek tek ellerinde bulundurdukları toplumsal güçleri iki katına çıkar.
İki kişi evlilik yoluyla bir bütün oldukları zaman; bu birleşme aşk; şefkat; destek ve zevk sağlayarak; eşlerin gücüne kaynak oluşturur.
Bazen de bunun tam tersi olur.
Çift anlaşamadığı zaman; çok büyük bir enerji açığa çıkar ve bu enerjiyi birbirlerini incitmek için kullanabilirler.
İletişimsizliğin yarattığı enerji; yaşamı kısıtlayabilir ve nefrete neden olabilir.
Henüz sağlıklı ailenin tanımı ve özellikleri hakkında tam bir anlaşma olmamasına rağmen; fonksiyonlarını yerine getiren ve üyelerine doyum sağlayan ailelere sağlıklı aile denir.
Sağlıklı ailenin fonksiyonları şöyle sıralanmaktadır:
Sağlıklı Ailenin Özellikleri
Duyguları paylaşma;
Bireysel farklılıkları kabullenme;
İlgi ve sevgi duygularının gelişimi;
İşbirliği;
Mizah duygusu;
Yaşamı sürdürmek için temel ihtiyaçların karşılanması
Problem çözme;
Takdir duygularını ifade etme;
İletişim;
Birlikte zaman geçirme;
Ortak değerler ve
Etkin başa çıkma becerileri.

Sağlıksız Aile
Aile fonksiyonlarının birkaç farklı bölümünün yeterince yerine getirilememesi nedeniyle sağlıksız aileler oluşur. Sağlıksız aile ilişkisel olarak hasta aileler demektir. Bireysel problemlerin ağır bastığı ve bireysel problemlerin öteki ile ilişki kurmaya izin vermediği ailelerdir.
Bu aileyi sağlıksız olarak tanımlayabilmek için bazı önemli kriterler vardır;
-Bütün beklentilerin evlendikten sonra gerçekleşeceğini düşünen ve buna inanan insanların yaşadıkları hayal kırıklığı ve bunu tolere edememe sağlıksız ailenin zeminini hazırlar.
-Sorunlar karşısında birlikte hareket etmemek ya da edememek.
-Evlenen bireylerden birinin ya da her ikisinin geçmişle bağlantılı sorunlarının şiddetli olması ya da bu bireylerden birinin ya da her ikisinin psikiyatrik sorunlarının olması.
-Evli çiftinin birbirini kendi istek ve beklentileri doğrultusunda değiştirme konusunda ısrarcı olması ve baskıda bulunması.
-Evlilikte çatışmaların varlığı kaçınılmazdır ama önemli olan bu çatışma ile baş etme konusunda alternatif çözüm yolları üretmemek ya da üretememek.
-Fiziksel ; ruhsal şiddetin ilişkiye egemen olması.
-İletişimsizlik diye bir şey yoktur. Doğru iletişim kurma konusunda bireylerin çaba sarf etmemesi ve artık ilişkiyi bu çabalara değer görmeyişi.
-Boşanma ve ayrılma kelimelerinin sıklıkla telaffuz edilmesi bunu bir tehdit olarak kullanılması.
-Evli çiftlerin; birbirini dinlememesi. Ya da birbirlerini dinlemeye değer görmemeleri.(nasılsa aynı şeyleri söyleyecek).
-Çiftlerin birbirlerini dinlemek yerine sürekli suçlaması. Çift terapilerinde en fazla görülen ve gerek danışmanlığın gerekse tedavinin ilerlemesinin önünde engel teşkil eden bir tutumdur. Evlilikteki var olan sorunların tek bir tarafa yıkılmaya çalışılması ve ‘’ sen tedavi ol; benim tedaviye ihtiyacım yok; bu durumu senin yüzünden yaşıyor uz ‘’ ifadesine neredeyse çiftlerin % 90 nında duymaktayız. Bunu unutmamalıyız ki ilişki iki kişiliktir ve sorunlar yarı yarıya üstlenilmelidir. Ayrıca evliliklerde; ilişkilerde çatışmanın varlığı bir suç değil. İlişkinin yapılanmasında zaten var olan ve var olacak olan bir malzemedir. İlişki problemlerinin üstlenilmemesi demek o ilişki içinde aslında var olunmadığını kabul etmek demektir.
-Bireylerin kendilerine ait olan bireysel sıkıntılarının; sorunlarının hepsinin evliliğe ve eşe fatura edilmesi.
(‘’Evlendikten sonra hastalandım’’; ‘’sen beni bu hale getirdin’’; ‘’her şey evlendikten sonra oldu’’). Bu ifadeler evliliği ve ilişkiyi çıkmaza iter ve karşı tarafın zaten var olan öfkesini alevlendirir. Her ne kadar sağlıksız ilişkiler bizi hasta etse ; kaygılarımızı arttırsa da yaşadığımız bütün olumsuz şeyleri karşı tarafın sorumluluğuna bırakmak; kendimizi geçici olarak aklanmamıza ve kendimizi kısa süreli rahatlatır ve öfkemizi boşaltmamıza yardımcı olur ama evliliği ve ilişkiyi kesinlikle çıkmaza iter.
Sağlıklı bir ilişki öncelikle iyi niyet; yapacağımız yatırımlar için ilişkiye değer verme; istek ; çaba bileşenlerinin ürünüdür. Eğer bu bileşenlerin bir tanesi eksikse ilişkimiz ve yolunda gitmeyen evliliğimiz için söylenecek şey basitçe biz iletişim kuramıyoruz olacaktır. Yukarıda belirttiğim gibi iletişimsizlik diye bir leye yoktur. Olumlu da olsa olumsuzda bizler her zaman iletişim halindeyiz gerek beden dili; gerekse sözel….