Bir kişinin; kekemeliği yenerek akıcı konuşabilmesi mümkündür. Kişiye uygun ve bilimsel teknikler ile çalışıldığında; bu yolda inanç ve kararlılıkla yüründüğünde kekemelik bitmeyecek bir sorun değildir. Burda; "bilimsel teknikler" kelimelerini tekrar tekrar vurgulamak istiyorum. Alanında uzman; eğitimli bir hekim; psikolog ya da psikolojik danışmanın uygulamadığı yöntemler bilimsel olarak kabul edilmemektedir. Çünkü "konuşma terapisi" adı altında yapılan çalışmalar maalesef kekemeliği ortadan kaldırabilmek için tek başına yetmemektedir. Kekemelik sorunu yaşayan kişi yetişkin de olsa çocuk da olsa ancak ve ancak psikolojik danışmanlık desteği ile (oyun terapisi; aile danışmanlığı; bilişsel davranışçı terapi; sanat terapisi...vb) bu sorunu yenebilmektedir.
Peki kekemelik kaç günde biter? Tamamen geçer mi? Son zamanlarda sıkça gördüğümüz “14 günde kekemeliğe son”; “1 haftada kekemeliğe son” gibi vaatler ne kadar gerçekçi? Bu kadar kısa bir zaman içinde kekemeliğin bitmesi mümkün müdür? Bir kişide aylardır; yıllardır devam etmekte olan bu "yanlış konuşma alışkanlığı" olarak tanımladığımız durum birkaç gün içinde mucizevi şekilde ortadan kaybolabilir mi?
Hayır; hangi teknikler kullanılarak çalışılırsa çalışılsın kekemeliğin bu kadar kısa sürelerde tamamen çözümlenmesi mümkün değildir. Hele hele; sus programları; kulağa pamuk tıkama; saatlerce bilgisayarla çalışma; bazı yiyecek ve içeceklerin tüketimini sınırlama gibi yöntemlerle kekemeliğin bitmesi kesinlikle mümkün değildir. Herkesin kendi başarı öyküsünü yazması için kendisine özel bir zamana ihtiyacı vardır. Bu bazılarında 2-3 ay olurken; bazı kişilerde daha da uzun sürebilmektedir. Kişilerin; başardıkları andan itibaren yine de temkinli olup belirlenen süre içindeki kontrollerini aksatmamaları gerekir.
Kekemelik yaşantısında nefes kullanımının önemi çok büyüktür. Ama kekelemeye neden olan şey yalnızca nefesi kontrol edememe değildir. Kişinin; duygularını kontrol edememesi; anlık bir kopuş; o anda yaşanılan duygularda verilecek olan tepkiyi konuşma ile ilişkilendirmek takılmaların diğer nedenlerindendir. Konuşma terapisi çalışmaları oldukça faydalıdır fakat kişi çok heyecanlandığında ya da öfkelendiğinde öğrendiği yöntemleri uygulayamayabilir. Bu nedenle; yalnızca konuşma terapisi çalışmak kekemeliği çözümleyemez. Kişinin “takılacağım; çıkmayacak; ya takılırsam?” gibi düşünce ve kaygılarının da çalışılması ve çözümlenmesi gerekir. Bunun için de kekemelik çalışmaları deneyimi olan; eğitimli; uzman bir psikoloğun desteği gerekir. Psikolojik danışmanlık çalışmaları yapılmadan yalnızca “konuşma terapisi” ile kekemeliğin tamamen ortadan kalkması mümkün değildir.
- Lütfen siz de bir uzmandan danışmanlık almadan önce diplomasını ve eğitim bilgilerini sorunuz.4 yıllık Psikoloji lisans eğitimi almamış olan kişiler "Psikolog" değillerdir; aldanmayınız. Herhangi bir alanda doktora yapmış olan kişiler "doktor" ünvanını öne çıkararak kendilerini bir hekim gibi; tıp doktoru gibi tanıtabilirler; bu sizi yanıltmasın. Destek alacağınız kişinin mutlaka "Lisans" eğitimini biliniz.
- Size “yüzde yüz sonuç” vaat eden ya da kısa sürelerde biteceğine dair garanti veren yerlere ve bilimsel olmayan yöntemlere güvenmeyiniz. Uygun çalışmalarla kekemeliğin tamamen ortadan kaldırılması mümkündür. Ama kimin ne kadar sürede bunu başarabileceğini önceden söylemek mümkün değildir. Hele de sizi sorunu yaşayan kişiyi daha görmeden; ya da tanımamışken böyle bir vaatte bulunulması hem doğru değildir hem de etik değildir.
- Yeterliliği ve uzmanlığı olmayan birine kendinizi ya da yakınınızı emanet etmeyin!
- Ve ne olursa olsun asla vazgeçmeyin. Her başarısız deneme; başarıya giden yolda bir basamaktır.