Bulgurun besin değeri; diğer tahıllara göre çok daha yüksektir. Bulgurdaki protein; kalsiyum; potasyum ve fosfor pirinçten daha fazladır. B vitaminleri ve demirin miktarı ise pirinç ve makarnadan üç kat daha yüksektir. Buğdayın kaynatılması sırasında suya geçen mineral maddeler ve B vitaminleri; tane tarafından tekrar emildiği için; bulgurun besin değerinde kayıp olmaz.
Bulgurun hammaddesi buğdaydır. Bulgur; tam buğdayın çabuk pişen bir hâlidir ve temizlenmiş; kaynatılmış ve kurutulmuş buğdaydan üretilmektedir. Tam taneler şeklinde satılabildiği gibi; kabuğu soyulmuş; talebe göre kırılarak parçalar hâline getirilmiş şekliyle de yiyeceklerde kullanılabilmektedir
Bol miktarda posa yani fiber ihtiva eden bulgur; düzenli olarak tüketildiğinde bağırsak kanseri riskini engellediği artık çalışmalarda gösterilmiştir. Bulgurun besin değerine gelince; 100 gram bulgur; vücuda yaklaşık 350 kalori verir. Ayrıca 69.8 gram karbonhidrat; 12.5 gram protein; 1.5 gram lipid; 40 miligram kalsiyum; 3.5 miligram demir; 0.40 miligram B1 vitamini; 0.04 miligram B2 vitamini ve 4.3 miligram niasin içermektedir.
Protein; B1 vitaminleri; fosfor; potasyum ve kalsiyum açısından ekmek; makarna ve pirinçten üstün özelliklere sahip olduğu bilinmektedir.
Beslenme uzmanları olarak besinleri 5 grupta topladığımız; et grubu; süt grubu; tahıl grubu; meyve ve sebze grubu; şeker ve yağ grubu olarak adlandırırız. Tahıl grubu bizler için önemli bir yere sahiptir ve ucuz enerji kaynaklarıdır. Bu önemli pozisyonunu ise tüketimimizdeki enerji ve proteinin %60’ini tahıllardan karşılamamız oluşturmaktadır.
Bulgur kepekli olması nedeni ile posa yönünden iyi kaynaktır. Bulgurdaki kepek suda çözünmez. Bu yüzden şeker ve yağın emilimini azaltarak kan şekeri ve kan yağlarının yükselmesini önler. Sindirim sisteminin çalışmasını hızlandırarak kabızlık; kalın bağırsak kanseri gibi hareketsizliğin insan vücuduna getirdiği olumsuzlukların bir çoğunu engeller.
Üretim esnasında uygulanan ön pişirme işlemi ile buğdaydaki nişasta jelatinize olur; kurutma işleminden sonra sert bir yapı kazanır. Dolayısıyla daha uzun süre dayanır. Ayrıca ön pişirme işleminden dolayı pişirilmesi ve sindirimi kolaylaşır. Bulgur; besleyici; doyurucu; lezzetli ve ucuz bir besindir.
Bulgurun glisemik indeksi düşük olması sebebiyle; bulgur uzun süre tok tutar; kana yavaş karıştığı içinde zayıflama diyetlerinde kullanılabilecek bir üründür. Salatalarda; sıcak ve soğuk yemeklerde kullanılan bir malzeme olması nedeniyle çeşitlilik sunan bir yiyecektir.
Bulgur kandaki yağları düşürücü yönü olduğu ve bağırsak çalışmasında yararı bilinen posa/lif bakımından oldukça zengin bir gıdadır.
Karbonhidrat değeri yüksek; protein değeri düşüktür.
Bulgurda bulunan B1 vitaminleri; sinir ve sindirim sisteminde önemli rol oynamaktadır.
İçerdiği folik asit; anne karnındaki bebeğin zekâ gelişimi üzerinde etkilidir.
Doymamış yağa sahiptir ve toplam yağ oranı düşük olduğu için sağlıklı bir besin maddesidir.
Kolesterol içermez.
Hububat ürünlerinin en büyük dezavantajı olan fitik asit; bulgurun sahip olduğu pişirme ve kurutma işlemlerinden dolayı; bulgurda bulunmaz.
Yüksek mineral ve selülozdan dolayı besin emilimini hızlandırır; kabızlığı engeller ve bağırsak kanserini önler.
Radyasyonu emmez ve radyasyona karşı dayanıklıdır. Bu nedenle bazı ülkelerde nükleer savaşlara karşı; askeri ve sivil amaçlar için stokta tutulan ürünlerdendir.
Bir üniversitenin gıda müh fak yapılan çalışmaya göre bulgur pirince göre 4 kat kalsiyum demir; 2 kat fazla protein içeriyor. Bulgurda 100 gramına 12;5 pirinçte ise 6;7 gr protein bulunur. Pirinçte 10 mg kalsiyum varken bulgurda ise 40 mg bulunmaktadır.
Pişirme işlemi esnasında tanenin ruşeymin kısmında bulunan besin maddeleri tane içerisine nüfuz ettiğinden besin değeri diğer ürünlerden (ekmek; makarna) daha yüksektir.
Çinko; magnezyum ve krom gibi mineraller içerir.
Diyabetik hastalıklarda kullanılması gereken karbonhidrat kaynağıdır; glisemik indeksi düşük olduğundan hem kan şekerini regüle eder hem de kişinin uzun süre tok kalmasını sağlar. Kan şekerini kademeli olarak yükseltir.
Pişirme ve kurutma işlemlerinden dolayı; küf oluşumuna karşı dayanıklıdır ve raf ömrü diğer ürünlerden daha uzundur.
Bulgurun yapıldığı ana madde olan buğday; öz; kepek ve endosperm olarak 3 bölümden oluşur ve gerekli olan besin öğelerinin birçoğu öz ve kepek bölümü içerisinde yer alır. Endosperm içerdiği nişasta ve az proteinlerle buğdayın ve tabii ki bulgurun sadece enerji veren bölümüdür. Buğdayın yapısında bulunan öz ve kepek; çinko; magnezyum; krom gibi mineralleri; diyet posasını; bazı fenolleri; fitatları ve selenyumu; ayrıca da B12 dışındaki bütün B vitamini maddelerini içermektedir.
Duyusal özellikleri arasında; kendine has renk; tat ve kokuda olmalı; acılaşmış; ekşimiş; kokuşmuş; küflenmiş olmamalı; yabancı bir tat ve koku ihtiva etmemeli; taneleri sağlam bir örnek görünüş ve yapıda olmalı; yabancı madde içermemelidir.