Çocuk sahibi olmaya karar vermiş ve 1 yıldır korunmasız ve düzenli cinsel birlikteliğe(haftada 2-3 kez) rağmen gebe kalamayan çift infertil olarak değerlendirilir. Kadınların doğurganlık açısından en verimli oldukları yaş 25yaş civarıdır; 35 yaşından sonra ise doğurganlıkta hızla bir azalma gözlenir.Hiçbir sorunu olmayan bir çiftin 3 aylık bir dönemde gebeliğe ulaşma şansı ortalama olarak %57; 6 aylık sürede bu oran %72; 1 yıl sonunda ise %85 dir. Bun edenle; özellikle genç çiftlerde çok belirgin bir problem yoksa 1 yıl beklenmelidir. Ancak 35 yaş üzerinde bu bekleme süresi 6 aya indirilebilir.Çiftlerin incelemesinde kadın ve erkek ayrı ayrı değerlendirilir.
Erkeklerin araştırılmasına gerek var mı?
Tabii ki.Ancak;maalesef ki ülkemizde erkekler infertilite tetkik ve tedavisine katılmaya çok istekli olmuyorlar. Halbukiinfertilçiftlerin%30 u erkeğe bağlı; %30 u kadına bağlı nedenlerden dolayı çocuk sahibi olamamaktadır. Çiftlerin %25 ında ise infertilite eşlerin her ikisindeki problemlere bağlıdır. Bu nedenle biz her zaman öncelikle erkeğin incelenmesi tamamlanmadan kadını incelemeye geçmeyiz. Öncelikle erkeğin mesleği; geçirdiği hastalıklar; ameliyatlar; sigara kullanımı öyküde sorgulanır. Daha sonra spermiogram değerlendirilir. Spermiogramda bozukluk mevcutsa erkek hormonal;ürolojik ve genetik değerlendirilme için üroloğa yönlendirilir.
Kadınların değerlendirilmesine gelince;
Kadının öyküsünde daha önceki gebelikleri ve gebelik sonuçları; yaşı; adet kanaması düzeni; infertilite(kısırlık) süresi;daha önce geçirdiği ameliyatlar; var olan hormonal veya sistemik hastalıklar;sigara kullanımı ve aile öyküsü önemlidir. Pelvik ağrı; göğüsten süt gelmesi;tüylenme varlığı; adet kanaması öncesinde ağrı ve cinsel ilişkide ağrı sorgulanmalıdır. Kadının vücut-kitle indeksi de değerlendirilmelidir.
Dikkatli bir fizik muayene ve jinekolojik muayene önemlidir. Adet kanaması döneminde hormon tetkikleri incelenmelidir.Ultrasonografi ile rahim ve yumurtalıklardaki olabilecek problemler(myom; kist gibi) görülebilir. Bu sırada yumurtalıklardaki yumurta sayısı ve gelişimi gözlenir. Kısırlık tedavisinde kadında yumurtlamanın olup olmadığının belirlenmesi önemlidir. Bu durum çeşitli testlerle belirlenir.
Kadın incelenmesinin olmazsa olmazlarından biride rahim içi ve tüplerin durumunu gösteren HSG=histerosalpingografi (ilaçlırahim filmi)dir. Ancak bu filmde tüplerin açık olması her zaman tüplerin işlevsel olduğu anlamına gelmez.
Bu nedenle tüplerin durumunu tam olarak gözlemleyebilmek için bazen "laparoskopi" gibi endoskopik tanı yöntemlerine gereksinim duyulabilir. Laparoskopi incelemenin son basamağıdır. HSGde sorun tespit edilen kadınlarda; daha önce karın ameliyatı geçiren; pelvik enfeksiyon; dış gebelik ve çukulata kisti gibi hastalık öyküsü olanlarda uygulanır.
İnfertilite tedavileri nelerdir?
Öncelikle çiftlere infertilite tedavisinin uzun bir süreç alabileceği en baştan açıklanmalıdır ve sabırlı olmanın önemi anlatılmalıdır. Kısırlık tedavisinde bir tedavi protokolünü en az 6 ay sürdürmek gerekir.
İnfertilite tetkikleri tamamlandıktan sonra bulunan probleme göre bir tedavi şekli planlanır.Çiftlerde infertilite erkek; kadın veya her ikisindeki problemlere bağlı olabilir. Erkekte sperm sayısının; hareketliliğinin veya normal yapıdaki spermlerin azalması veya menide hiç sperm olmaması infertilite nedenidir. Kadında ise ovulasyonun olmaması;endometriozis (karın içine kanamalar yapan bir hastalık); Fallop tüplerinin tıkalı olması ensık infertilite nedenidir. Tetkiklerde bir problem olmamasına rağmen gebe kalamayan hastalar ise açıklanamayan infertilite grubu olarak adlandırılır ve tüm infertil çiftlerin %15ini oluşturur. Tetkiklerde tüplerin kapalı olduğu veya erkekte hiç spermin olmadığı durumlarda hasta IVF(tüp bebek)e yönlendirilir. Diğer durumlarda ise kadının yaşı; infertilite süresi ve sebebine göre ağızdan hap veya iğne ile yumurta geliştirme tedavisi uygulanır.Hastaların %75inde hap tedavisi ile yumurta gelişimi sağlanır ve bu hastaların%30-35i gebe kalır. Bu gebeliklerin %5iikiz gebelikle sonuçlanır.
Hap ile yumurta gelişimi sağlanamadığında göbekten veya kalçadan günlük enjeksiyonlarla yumurta gelişimi hedeflenir.
Her iki yumurtlama tedavisine erkeğin spermiogram sonucuna göre aşılama eklenebilir. Ayrıca açıklanamayan infertilite ve rahim ağzına ait problemlerde de aşılama uygulanabilir. Aşılama tedavisi spermlerin laboratuarda hazırlanarak en hızlı ve kaliteli spermlerin rahim içine bir kanül yardımıyla verilmesidir. Aşılama tedavisi ile her bir denemede ortalama gebelik başarısı %10-15 arasındadır. Tekrarlayan aşılamalarla bu oran daha fazla olabilir. En yüksek gebelik oranları ilk üç uygulamada olduğu için bugünkü uygulamalara göre 3 kere aşılama sonrası gebelik elde edilmemişse tüp bebek önerilmelidir. Kolay uygulanabilir; ağrısız bir işlem olması ve işlemden kısa süre sonra kadının normal hayatına dönebilmesi; tüp bebeğe göre maliyetinin çok daha azolması nedeniyle yaygın olarak uygulanmaktadır.
Kısaca IVF(tüp bebek) nedir?
Ülkemizde çiftler genellikle tüp bebek denince huzursuz olmakta ve özellikle aile ve çevrelerinin bu tedaviyi bilmesini istememektedir. Tüp bebek çocuk sahibi olmak isteyen çiftler için; modern tıbbın sağladığı en faydalı yöntemlerden birisidir. Tüp bebekte önce yüksek doz ilaçlarla kadında yumurta gelişimi sağlanır. Yumurtalar kadından genel anestezi altında ultrasonografi eşliğinde iğne ile toplanır. Daha sonra erkekten sperm alınır. Yumurta ve spermler laboratuarda özel sıvı içeren kaplarda döllenir ve embryo oluşur.Oluşan embryo rahim ağzından ince bir kateterle 2-5 gün içinde anne rahmine yerleştirilir. Bu işlemlerin tamamına tüp bebek tedavisi denir. Tüp bebek tedavisinde embriyoların tutunup tutulmadığı transfer işleminden 12 gün sonra yapılan hamilelik testi ile anlaşılır.
Tüp bebek başarı oranı canlı doğum ile ölçülür Tüp bebek başarı oranında kadının yaşı en önemli parametredir. 35 yaş altında %40larda başarı varken; 40 yaşından sonra bu oran %10lara kadar düşmektedir.