İngilizlerin ünlü tiyatro yazarı William Shakespeare in 1604 ylında trajedi türünde yazdığı Othello adlı oyundan almıştır ismini: Oyunun konusu; yıllarca Venedik devletinin hizmetinde savaşmış; türlü kahramanlıklar göstermiş Mağripli zenci bir komutan ve Venedikli beyaz bir kızın engel tanımayan aşkları; karısını delicesine seven bu komutanın emrindeki bir subayın kara çalmaları yüzünden karısından soğuması; karsına hediye ettiği ve namus simgesi olarak gördüğü küçük bir mendili başka bir erkeğin elinde görünce aldatıldığı kuşkusuna kapılıp çok sevdiği karsını boğarak vahşice öldürmesidir.
Kıskançlık elbette ki mutlu olmak; üzülmek; öfkelenmek gibi yaradılışımızdan gelen en doğal; en normal duygulardan biridir.Kıskançlığın hiç olmaması durumu da pek kabul edilebilir bir tutum değildir.Kıskançlığın patolojik sayılabilmesi yani hastalık boyutunda nitelendirilebilmesi için elbette ki kıskançlığın dozu önemlidir.Kişi kendisine ve çevresindekilere zarar verici bir kıskançlık duygusu içerisindeyse bu hafife alınmaması ve müdahale edilmesi gereken bir durumdur.
Othello sendromu; kişinin sevdiği bir insanı patolojik bir şekilde kıskanmasıdır.Kişi gerçek dışı düşüncelere kapılır.Kendisinin aldatıldığını; eşinin; sevgilisinin sadakatsiz olduğunu düşünüp bunun için tehlikeli olabilecek derecede kendince önlemler alma yoluna girer.Örneğin; sevgilisini; eşini; eve kapatma; kimseyle görüştürmeme gibi...En ufak şeylerden şüpheye kapılır ve bu sanrılar o kadar kuvvetlidir ki kişi bütün vaktini bunu düşünerek geçirebilir.Doğal olarak günlük yaşamı son derece olumsuz etkilenir.Kişiyi bu paranoid düşüncelere iten elbette ki "seven insan kıskanır" inanışı değil; bilinçaltında yatan kaybetme korkusu temel etkendir.Ayrıca kişinin narsistik yapısı; benlik saygısını kaybetme korkusu da tuzu biberi diyebiliriz.
Othello sendromu; kişinin kendisine ve sevdiği insana zarar vermesine neden olabilecek ciddi bir rahatsızlıktır.Kişi gerçeklik algısının bozulmasının yarattığı sıkıntı ile baş etme yöntemini çoğu zaman mantık dışı davranışlarla çözmeye çalışır.Patolojik kıskançlık araştırmalara göre en çok erkeklerde görülmektedir.Dünyada özellikle Türkiye de koca terörüne kurban giden binlerce kadın; othello sendromlu bir erkek tarafından öldürülmüş olması muhtemel bir gerçektir.Pek çok vaka sevindirici bir şekilde ölümle sonuçlanmasa bile sevdiği kişiye; eşine; sevgilisine ve kendisine hayatı işkenceye çeviren bu rahatsızlık tedavi edilmesi gereken ve ilerleyen durumlarda paranoid şizofreniye çevirecek ciddi bir akıl kaybıdır.
Basit bir kıskançlık gibi gördüğünüz; şahit olduğunuz durumlar; ileride bir patolojik vaka olarak değerlendirilmemesi için yardım almak ve kendinin farkında olmak önemlidir.Tedavi sürecinde terapist bireyin sadece anlık durumunu değil genel durumu değerlendirmeye alır; aile bireyleri; anne-baba; eş ya da sevgiliyle iş birliği ve ortak kararlarla kişinin olası potansiyeli değerlendirilir.Yaşanan travmatik olayların açığa sunulması tedavinin yol katetmesinde olumlu faktördür.Patolojiyi destekleyen dış faktörlerin muhtemel etkisini ortadan kaldırmakta tedavinin süreci içerisindedir.Dinamik yaklaşımla patalojik kıskançlığı tedavi etmek; en aza indirmek mümkündür.Ancak uzun ve çaba gerektiren; zor bir süreçtir.Tedavinin bireyin kendilik değeriyle çözüme ulaşması arasında; zıt durumlar ve olumlu yaklaşımlar süreci etkilemektedir.Yani kişinin tedaviye hazır olması ve izlenecek yolda terapiste yardımcı olması esastır.Her tedavide olduğu gibi burada da tedavinin büyük parçası olan danışanın kendine yardımı burada da en etkili yoldur şüphesiz.İlaçsız tedavinin yanı sıra farmakolojik destek iyileşmede olumlu etkidedir.