Meniere hastalığı; ilk kez Fransız doktor Prosper Meniere tarafından 1861 yılında tanımlanmıştır.
Vertigo (baş dönmesi); kulakta dolgunluk hissi; çınlama ve işitme kayıpları ile ortaya çıkan bir iç kulak hastalığıdır. İç kulağın endolenfatik sisteminde oluşan sıvı basıncı artışı nedeniyle oluşan bu hastalık; Klinik ve Laboratuvar tetkikleri ile tanımlanabilmekte; ancak saf Meniere teşhisi sadece kulak kemiğinin kadavra üzerinde yapılan çalışmaları bulguları ile ispatlanabilmektedir.
Toplumda rastlanma sıklığı %0;2 dir. Hastaların yaklaşık üçte ikisinde patoloji tek kulakta sınırlı kalsa da; üçte birinde iki taraflıdır.
En sık 30-60 yaşlarda görülür. Ailede genetik olarak devamlılığı görülebilir.
Erkeklerde görülme sıklığı daha fazladır.
Meniere hastalığının belirtileri:
-En rahatsızlık veren şikayet baş dönmesidir. Episodik (tekrarlayan) rotasyonel vertigo atakları (dairesel ya da savrulma şeklinde bir hareket);
-işitme kaybı (hastalığın ileriki dönemlerinde giderek işitmenin azalır);
-kulakta çoğu zaman sabit bir ses şeklinde duyulan çınlama oluşur.
-Ataklar süresi değişmekle beraber yarım ile bir saat devam eder.
-O dönemde hastada bir panik hali; soğuk terleme; çarpıntı;
-bulantı ve kusma; yattığı yerden kalkamama; başını sabit hale getirme ihtiyacı belirir.
-Herhangi bir hareket yokken hastanın çevrenin döndüğü ile ilgili duyumu oluşur.
-Hasta uykudan baş dönmesi ile kalktığını ifade edebilir.
-Çınlamanın şiddetindeki artma atağın ilk belirtisi olabilir. Erken dönemde gelip geçicidir. Ancak ileri dönemde kalıcıdır.
-Hastaların büyük kısmı gürültüye karşı toleransını kaybetmiş ve çok duyarlı haldedirler.
Meniere hastalığının teşhisi:
-Bu hastalığın teşhisi konusundaki zorluk; hastaların yaşadıklarını tam ifade edememesinden;
-hastalığın çok fazla varyasyonu olmasından ( benzer şikayetleri taklit eden hastalıklarla karışmasından)
-uygulanan testlerin rutin testler olmamasından kaynaklanmaktadır.
-Teşhis için en değerli araç hasta ile doktor arasında; semptomlar hakkında ortak bir dilin kullanılması ve çok detaylı bir hastalık hikayesi alınmasıdır.
-Teşhis yollarında elimizde son dönemlerde son derece komplike ancak bir o kadar da kesin neticeler veren testler bulunmaktadır.
-Bunların başında işitme testleri gelmektedir.
-Diğer test "ecog" (elektrokokleografi) ise iç kulak sıvındaki basıncı gösterebilir. Büyük bir oranda kişinin ileride bir meniere hastası olup olamayacağı ile ilgili tahmin yapmamızı sağlar.
-En değerli test "eng" (elektronistagmografi) ise denge fonksiyonlarını araştırır. Karanlık bir odada ya da bir video-maske ile yapılan bir test olup; kulakların hem pozisyonel olarak hem de hava ya da sıvı ile uyarılıp gözde oluşan istemsiz hareketleri kaydetme (vestibülo-oküler refleks) prensibine dayanır. Bu test sayesinde; hastalığın değişik evrelerinde iç kulağın denge rezervleri konusunda bilgi ediniriz.
-Bu testler haricinde teşhis yollarında kullandığımız ancak spesifik çalışan dünyada belli merkezlerde olan teknik olanaklardan da yararlanabiliriz.
Meniere hastalığının tedavisi:
-Meniere hastalığı ilaç tedavisi ve belli yaşam tarzı değişiklikleri ile yaşamın sonuna kadar %90 kontrol altında tutulur.
-Hastalar; fiziksel ya da emosyonel stresi en az bir yaşam tarzının yanında düşük tuz diyeti ile beslenmelidirler.
-Hayvansal yağ içeriği az olan besinleri tüketmek;
-kafein; alkol ve sigara türü iç kulakta sıvı basıncını arttırdığı düşünülen içeceklerden uzak durmak gerekir.
-İlaç tedavisi olarak anti-vertijinöz ilaçlar; diüretikler; benzodiazepin türü ilaçlar kullanılmaktadır.
-Bulantı ve kusma olduğunda bunlara ait ilaçların alınması yeterli olabilir.
Hastalığın cerrahi tedaviye ihtiyaç gösteren kısmı sadace %5-9 luk hasta grubunda olup; çeşitli tedavi protokolleri mevcuttur.
Meniere hastası olan kişilerin bir kısmı; atak gelmeden önce kafa basıncının artışından; çınlamanın şiddetinden; işitmedeki dalgalanmalardan krizin geleceğini hissedebilir; nispeten kontrollü bir atak geçirir.
Ancak geri kalan hasta grubunda vertigo (baş dönmesi) atağı ani geldiğinden; bu tür hastaların özellikle taşıt kullanmaları sakıncalıdır. Aksi taktirde kişi hem kendi; hem de diğerleri için tehlikeli ve hasar verici olabilir.