Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Ergenlik Dönemi ve Psikososyal Özellikleri

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:05    Güncellendi: 18.02.2025 22:05
ERGENLİK DÖNEMİ VE PSİKOSOSYAL ÖZELLİKLERİ

Ergenlik Dönemi;


Ergenlik dönemi gelişim ve değişimlerinden fazla yaşandığı dönemdir. Bu dönemde yaşanan hızlı büyüme; vücuttaki değişiklikler; somut düşünceden soyut düşünceye geçiş ve kavramsal yeteneklerin gelişmesi; duyguların değişmesi; cinsel kimlik kazanımları ergenlerin psikolojisini etkilemektedir.



Ergenlik her çocukta ayrı yaşlarda başlayabilir; bazılarının boyu erkenden uzarken; bazıları bir kaç yıl beklemek zorunda kalabilir.



İlk yıllardaki anne babaya koşulsuz bağlılık; onların her şeyine hayranlık duyma bugelişim döneminde yerini sorgulamaya bırakmaktadır. 9 yaşında babasına hayran bir kız çocuğu “Benim babam bir kahraman; o her şeyin en iyisini biliyor.” diye düşünürken; 18 yaşında aynı kız çocuğu “Babam aslında pek de bir şey bilmiyor.”diye düşünmeye başlar. Çocuklarının kendilerine karşı tutumlarının değiştiğini farkeden anne-baba ise endişelenmeye başlar.

Örnek bir vaka :
“Son zamanlarda oğlum çok asileşti. Canım sıkılıyor diyor; ders de çalışmıyor.Sorumluluk duygusu yok. En küçük isteklerini bile sert bir dille bildiriyor. Kardeşlerini kızdırmaktan çok zevk alıyor. Ne yapacağımı şaşırıyorum. Nasıl davranacağımı bilemiyorum. Kapıları çarpıyor; odasına girmek için izin istemeye başladım artık. Bizimle konuşmaz oldu.”

Bu vakada da görüldüğü gibi anne çocuğunu tanıyamaz hale gelmiştir ve ondaki bu değişimleri anlamlandıramamaktadır. Oysaki; bu yakınmaların temelinde yatan ana neden: artık çocuklarının çocukluktan çıkıp ergenliğe geçişidir. Ergenlik dönemi oldukça problemli bir dönem olarak görünebilir. Bu dönemi problem haline getiren; ergenin anne babaya karşı tutumu; aldığı tavır ve davranışları; aralarında çıkan çatışmalardır. Bu problemler çözümsüz olarak algılanmamalıdır; çünkü bu yaşananlar son derece normaldir.

Ergenlik döneminde meydana gelen değişikliklere; ergenler çok farklı tepkiler verebilirler. Kendilerinde meydana gelen bu değişikliklerin bazılarını sevinçle bazılarını ise üzüntü; şaşkınlık ve korku ile karşılayabilirler. Bazı kızlar gelişen vücutlarını utanarak saklamayı tercih ederken bazıları ise de az gelişmiş vücutlarını problem ederler.Bazıları şişman oluşundan şikayet ederken; bazıları da zayıf olmaktan şikâyetçidir. Kimilerinin uzun boyu; kimilerinin kısa boyu üzüntü kaynağı olur.Oysa herkesin gelişimi kendi anatomik yapısına ve beslenme şartlarına bağlı olarak değişiklikler gösterebilir ve bu son derece normal bir durumdur.Erkekler ise sakallarının; bıyıklarının çıkmasından dolayı mutluluk duyarken;10 yıl sonra keşke hiç çıkmasaydı demeye başlarlar.

Genç kızlar için yüz sivilceleri karşı cins tarafından beğenilmeye en büyük engel; kendilerinde var olan bir kusur gibi algılanır; bu da bu dönemin en belirgin ve en normal sonuçlarından biridir. Bu örneklerde de olduğu gibi birtakım değişiklikler ergenin; kendisi hakkında; bedeni hakkında düşüncelerini belirler. Bu dönemde birbirlerine olumsuz lakaplar takmaları gençlerde; kimlik duygusunu etkiler. Arkadaşlarıyla ilişkileri bozularak; çevresinden hatta ailesinden kopmasına sebebiyet verir.
Bu dönemde ergenler kendi dış görünüşlerine göre alıngan; hassas olmalarına rağmen birbirlerine karşı oldukça acımasızlardır.
Ergenliğin ilk yıllarında yetişkinlere baş kaldırma; onlardan bağımsız bir hayat kurma mücadelesi vardır.

Kendilerini ifade ederlerken sürekli bir şikayeti dile getirirler:
“Artık özgür olmak istiyorum. Her şeyime karışıyorlar. Bir yandan büyüdün sen; artık bak kocaman adam oldun diyorlar; bir yandan da arkadaşlarımla birlikte çıkmama izin vermiyorlar. Beni çocuk yerine koyuyorlar. Eve şu saatte geleceksin; akşam sokağa çıkmayacaksın. Dersini çalışacaksın. Daha neler neler... Annemle babamla arkadaş gibi olmayı tabi ki istiyorum; ama onlar beni gerçekten anlamıyor.”

Onların bu bağımsızlık isteği;arkadaşlarıyla daha çok vakit geçirmelerini sağlar; artık cinsel kimliklerini de kazanmaya başlarlar.
Bu dönemde; karşı cinse karşı bir merak uyanır. Karşı cins tarafından beğenilme arzusu; aynanın karşısında saatler geçirmeye sebep olur. Çünkü ergen; karşı cinsin beğenisine ihtiyaç duymaktadır. Arkadaşlarla geçirilen süre artar; bu da ilginin aileden uzaklaşmasına; artık aile ile geçirilen vaktin daralmasına sebep olur. Bu durum ergenler için normal; hatta bir ihtiyaç iken anne-babaların en büyük şikayetlerinden bir tanesidir.

“Kızım her şeyini bana anlatırdı; konuşurduk. Artık birbirimizi anlayamıyoruz. Konuşamıyoruz. Bilgisayar başında geçirdiği zaman o kadar arttı ki; derslerine ayıracak vakti kalmıyor. Sürekli arkadaşlarıyla çıkmak istiyor. Aldığım kitapların yüzüne bakmıyor. Konuşmayı deniyorum; olmuyor. Ablası ile de geçinemiyor. Geçenlerde aradığımda okuldayım dedi; iki gün sonra öğretmenlerinden telefon geldi. Kaç gündür okula gitmiyormuş. Artık yalan da söylemeye başladı. Kızımı tanıyamaz oldum.”

Bu babanın da dile getirdiği gibi; ergenlerdeki bu değişimlerden bir tanesi de yalan söylemedir. Okuldan kaçmak; arkadaşlarla daha fazla vakit geçirmek adına başvurulan yöntemlerden bir tanesidir yalan söylemek. Yalan söylemelerine sebebiyet veren durumlardan bir tanesi; artık anne babaya hesap vermek istememelerindendir. Gerçeği söyledikleri zaman engelleme ile karşılacaklarını düşünürler. Ne kadar çok problemleri varsa o kadar çok yalan söyleme eğilimine girişebilirler.

Arkadaşlarıyla çok fazla birlikte olması döneminin getirdiği özelliklerden bir tanesiyken; arkadaş seçimi ve aradaki bağlılık da önemlidir Bu durumlar incelendiğinde seçimlerin altında var olan gizli sebepler meydana çıkar.Örneğin bir genç arkadaşlarına aşırı derecede bağlıysa aile ortamında düzensizlikler; güvensizlikler; aile içinde çözülmemiş çatışmalar; sevgi saygı gereksinimlerinin tam olarak karşılanamıyor olması söz konusu olabilir. Bir başka örnekse: eğer genç sürekli kendi yaşıtlarının altındaki kişilerle birlikte olmak istiyorsa kendisine olan güvenini sağlayamaması ya da olumsuz bir benlik algısı söz konusu olabilir.

Ergenlik Dönemi Psikososyal Özellikleri ;

Ergenlik dönemine ait bedensel özellikler aileler ve gençler tarafından bilinip olağan karşılanmasına rağmen; ergenlik döneminin ruhsal özelliklerinin yakından tanınmıyor olması aile içi çatışmalara sebebiyet vermektedir. Ergenlerin bu özelliklerinin daha yakından tanınması aile içi iletişimi kolaylaştıracaktır. Peki nedir bu ruhsal özellikler ?
Herşeyi beğenen çocuk; artık zor beğenen çabuk tepki gösteren birey haline gelmiştir.
· Çok çabuk üzülür.
· Her şeye aniden sinirlenir.
· Çabuk sevinir;ruh hali sürekli değişiklik gösterir.
· Vereceği tepkiler önceden kestirilemez.
· İlgisi dağınıktır.
· İstekleri kolayca değişir.
· Asidir;yasakları kolay kabullenmez.
· Kendisine konan sınırları reddeder.
· Gürültülü müzik dinlemekten hoşlanır.
· Kendisine ilgisi artar; giyimine gereğinden fazla özen gösterir.
· Aynanın karşısında oldukça fazla vakit harcar.
· Ders çalışmaya olan ilgisi azalabilir.
· Bencilleşir.
· Erkeklerde saç uzatma; küpe takma; dövme yaptırma istekleri oluşabilir.
· Odalarına kapanıp;yalnız kalmak isterler.
· Uzun boy; kısa boy; şişmanlık; zayıflık onlar için büyük problem olmaya başlar.
· Telefon;internet tutkusu başlar. Sürekli mesajlaşma; bilgisayar başında uzun süre vakit geçirme istekleri artar.
· Film yıldızları; sanatçılar; ünlülere karşı büyük hayranlıklar başlar. Odalarının duvarlarını beğendikleri ünlülerin posterleri süsler.
· Anne babalarının kendilerine davranış şekillerindeki belirsizlikler bocalamalarına sebebiyet verir. “Sen ablasın kardeşine örnek olman gerek.” gibi ifadelerin yanında “Akşam o saatte eve gelemezsin kaç yaşındasın; tek başına gidemezsin.”gibi ifadeler çatışma yaratır.
· Arkadaşlarıyla geçirdikleri süre artar; her şeylerini arkadaşlarıyla paylaşır hale gelirler.
· Kardeşleriyle genellikle anlaşamaz; sürekli kavga çıkarırlar.
· Hayranlık duydukları; kendilerine örnek aldıkları kişiler vardır. Onlar gibi olmak ister;onları sürekli taklit ederler.

Ergenlik dönemi zor bir dönemdir. Eğer bu tür çatışmalar büyütülür; sorunlar aşılamaz hale gelirse; kimlik gelişiminde problemler oluşur. Ergenlik dönemindeki genci anlamak zor olsa da; sağlanacak sağlıklı bir iletişim; ihtiyaçlarının karşılanması; sevgi gösterilmesi çatışmaların oluşmasını engellemeye yardımcı olacaktır.