Evlilikte Başarı Nasıl Sağlanır
EVLİLİKTE BAŞARI NASIL SAĞLANIR
Araştırmalara göre; insan evlilikte çatışmalardan sakınabilir de; çıldıracak kadar dengesizleşebilir de...İkincisinin olmaması için evliliğe sorun çözücü yaklaşmak ve emek vermek şarttır.
Günümüzde evlilikten endişe etmek gayet doğal sayılabilir. Çünkü evliliklerin bir kısmı boşanmayla sonuçlanmaktadır. 2012 TUİK verilerine göre; 2012 ikinci döneminde 33197 çift boşanmıştır. Boşanmaların %40;2 si evliliğin ilk 5 yılı içerisinde gerçekleşmektedir. %23;8 ise 16 yıl ve üzeri evli olan çiftlerde gerçekleşmiştir.
Ailede kavga ve atışmalar her zaman bir problem işareti değildir. Bazı durumlarda çatışma ve çatışmayı bitirme becerisi; aileyi bir arada tutan bir özellik arz edebilir.
20 yıl boyunca 200 çift üzerinde sürdürülen bir çalışmadan elde edilen verilere göre; evliliği bitiren en önemli neden; çiftlerin çatışmaları çözme yeteneğine sahip olmamalarıdır. Çatışma yaşanmayan bir ilişki yoktur fakat birçok ailede; mutluluğun ancak çatışma olmazsa yaşanabilecek bir duygu olduğunu düşünmektedir. Bazı çiftlere sorulduğunda olumlu olduğu düşünülerek “biz hiç kavga etmeyiz” cevabı alınır. Bu; gerçekleri pek yansıtmamaktadır. İnsanlar bir ilişkiye girdiklerinde farklılıkları uyumlaştırarak olgunlaşırlar. Bu uyumlaşma; ister istemez çatışmalar ve hatta bazen kavgalarla beraber gider. Önemli olan bunların olmaması değil; çatışmaları çözme yeteneğine kavuşulmasıdır. Zaten; insanları daha sevgi doluve olgun yapan unsur; evlilikteki bu inişli çıkışlı süreçlerden edindikleri tecrübelerdir.
EŞLERARASI İLETİŞİM PROBLEMLERİ
Eşler arasında sürekli ve ciddi sorunlar yaratan konular şöyledir:
* Kadın kocasına boyun eğmek zorunda kalmaktadır. Oysa sağlıklı bir beraberlik; eşit güçler arasında süregiden bir ilişkidir.
* Evlilik sürecinde koca; karısının kişiliğinin gelişimini engellemektedir. Oysa evlilik ilişkisi içinde her iki kişinin de gelişmeye ve değişmeye hakkı vardır. Eşler birbirlerine bu konuda destek olmalı ve değişim için birbirlerini teşvik etmelidir.
* Eşler arasında duygu alışverişi çok azdır. Oysa; eşlerin önce kendi duygu ve düşüncelerini anlamaya çalışmaları sonra da birbirlerine bunu ifade etmeleri gerekir. Anlaşılmamaktan şikayet etmek yerine; öncelikle siz kendinizi anlatmaya çalışmalısınız.
* Birikimler patlamaya yol açmaktadır. Bastırılan; içe atılan sorun ve kırgınlıklar; eşler arasında sakince tartışılarak irdelenmediğinden bir an gelir; patlamalar; krizler ve kavgalar ortaya çıkar. Oysa; sorunlarınızı biriktirmeden sıcağı sıcağına tartışmak; birbirinizi anlayışla dinlemek ve ortak bir çözüm yolunda uzlaşmak; ilişkinin kalitesini arttıracaktır.
* Eşlerarası iletişim problemlerinden biri de şiddetli kıskançlıktır. Kıskançlık tekelci bir anlayıştır. Kıskanç kişi; çoğu kez içindeki boşluğu ve bu boşluktaki aşağılık duygusunu örtmeye çalışmaktadır. Kıskançlık; buyurganlığın çok belirgin bir biçimi ve psikolojik bir zayıflık işaretidir. Oysa; eşinizi kıskanmak yerine ona güvenip onunla gurur duymalısınız. Unutmayın; diktatörleri kimse sevmez.
* Eşlerden biri diğerini aldatmaktadır. Evlilikte ihanet; birlikteliği zedeler. İhaneti affettiğini söyleyen eşler; gerçekte bunu başaramamakta; içlerine atmakta; farkında olmadan karşı tarafa kin beslemektedirler.
Çözüm önerileri :
* Eşler olarak ilişkinizin aksayan yönlerini; olumlu ve olumsuz yanlarını tespit edin. Ancak unutmayın ki; birinizin önemsediği sorun diğeriniz için önemsiz olabilir. Önce her ikiniz için de önemli olan sorunlar üzerinde durun.
* Topluluk içinde eşinizi eleştirmekten kaçının. Eleştirilerinizi yalnız kalınca yapın.
* Evliliğinizde her şeyi tek başınıza kontrol edemezsiniz. Kontrol etmek istediğiniz alanlar konusunda eşinizle işbirliğine gidin.
* Birbirinizin varlığını önemseyin ve bunu birbirinize ifade edin.
* Her türlü beklenti ve düşüncenizi eşinizle açık bir dille konuşun.
* Her konuda anlaşmak zorunda değilsiniz. Farklı kişilikler taşıdığınızı bilmeniz gerekir. Uzlaşamama olasılığınıda göz önüne alın.
Araştırmalara göre; insan evlilikte çatışmalardan sakınabilir de; çıldıracak kadar dengesizleşebilir de...İkincisinin olmaması için evliliğe sorun çözücü yaklaşmak ve emek vermek şarttır.
Günümüzde evlilikten endişe etmek gayet doğal sayılabilir. Çünkü evliliklerin bir kısmı boşanmayla sonuçlanmaktadır. 2012 TUİK verilerine göre; 2012 ikinci döneminde 33197 çift boşanmıştır. Boşanmaların %40;2 si evliliğin ilk 5 yılı içerisinde gerçekleşmektedir. %23;8 ise 16 yıl ve üzeri evli olan çiftlerde gerçekleşmiştir.
Ailede kavga ve atışmalar her zaman bir problem işareti değildir. Bazı durumlarda çatışma ve çatışmayı bitirme becerisi; aileyi bir arada tutan bir özellik arz edebilir.
20 yıl boyunca 200 çift üzerinde sürdürülen bir çalışmadan elde edilen verilere göre; evliliği bitiren en önemli neden; çiftlerin çatışmaları çözme yeteneğine sahip olmamalarıdır. Çatışma yaşanmayan bir ilişki yoktur fakat birçok ailede; mutluluğun ancak çatışma olmazsa yaşanabilecek bir duygu olduğunu düşünmektedir. Bazı çiftlere sorulduğunda olumlu olduğu düşünülerek “biz hiç kavga etmeyiz” cevabı alınır. Bu; gerçekleri pek yansıtmamaktadır. İnsanlar bir ilişkiye girdiklerinde farklılıkları uyumlaştırarak olgunlaşırlar. Bu uyumlaşma; ister istemez çatışmalar ve hatta bazen kavgalarla beraber gider. Önemli olan bunların olmaması değil; çatışmaları çözme yeteneğine kavuşulmasıdır. Zaten; insanları daha sevgi doluve olgun yapan unsur; evlilikteki bu inişli çıkışlı süreçlerden edindikleri tecrübelerdir.
EŞLERARASI İLETİŞİM PROBLEMLERİ
Eşler arasında sürekli ve ciddi sorunlar yaratan konular şöyledir:
* Kadın kocasına boyun eğmek zorunda kalmaktadır. Oysa sağlıklı bir beraberlik; eşit güçler arasında süregiden bir ilişkidir.
* Evlilik sürecinde koca; karısının kişiliğinin gelişimini engellemektedir. Oysa evlilik ilişkisi içinde her iki kişinin de gelişmeye ve değişmeye hakkı vardır. Eşler birbirlerine bu konuda destek olmalı ve değişim için birbirlerini teşvik etmelidir.
* Eşler arasında duygu alışverişi çok azdır. Oysa; eşlerin önce kendi duygu ve düşüncelerini anlamaya çalışmaları sonra da birbirlerine bunu ifade etmeleri gerekir. Anlaşılmamaktan şikayet etmek yerine; öncelikle siz kendinizi anlatmaya çalışmalısınız.
* Birikimler patlamaya yol açmaktadır. Bastırılan; içe atılan sorun ve kırgınlıklar; eşler arasında sakince tartışılarak irdelenmediğinden bir an gelir; patlamalar; krizler ve kavgalar ortaya çıkar. Oysa; sorunlarınızı biriktirmeden sıcağı sıcağına tartışmak; birbirinizi anlayışla dinlemek ve ortak bir çözüm yolunda uzlaşmak; ilişkinin kalitesini arttıracaktır.
* Eşlerarası iletişim problemlerinden biri de şiddetli kıskançlıktır. Kıskançlık tekelci bir anlayıştır. Kıskanç kişi; çoğu kez içindeki boşluğu ve bu boşluktaki aşağılık duygusunu örtmeye çalışmaktadır. Kıskançlık; buyurganlığın çok belirgin bir biçimi ve psikolojik bir zayıflık işaretidir. Oysa; eşinizi kıskanmak yerine ona güvenip onunla gurur duymalısınız. Unutmayın; diktatörleri kimse sevmez.
* Eşlerden biri diğerini aldatmaktadır. Evlilikte ihanet; birlikteliği zedeler. İhaneti affettiğini söyleyen eşler; gerçekte bunu başaramamakta; içlerine atmakta; farkında olmadan karşı tarafa kin beslemektedirler.
Çözüm önerileri :
* Eşler olarak ilişkinizin aksayan yönlerini; olumlu ve olumsuz yanlarını tespit edin. Ancak unutmayın ki; birinizin önemsediği sorun diğeriniz için önemsiz olabilir. Önce her ikiniz için de önemli olan sorunlar üzerinde durun.
* Topluluk içinde eşinizi eleştirmekten kaçının. Eleştirilerinizi yalnız kalınca yapın.
* Evliliğinizde her şeyi tek başınıza kontrol edemezsiniz. Kontrol etmek istediğiniz alanlar konusunda eşinizle işbirliğine gidin.
* Birbirinizin varlığını önemseyin ve bunu birbirinize ifade edin.
* Her türlü beklenti ve düşüncenizi eşinizle açık bir dille konuşun.
* Her konuda anlaşmak zorunda değilsiniz. Farklı kişilikler taşıdığınızı bilmeniz gerekir. Uzlaşamama olasılığınıda göz önüne alın.