Hipnoz ve Migren Tedavisi Çalışmaları
Burada öncelikli olarak başlamadan önce belirtilmesi gereken nokta migren rahatsızlığına yönelik her hastada yüzde yüz hiç bir rutin tedavi yöntemlerinin başarıya ulaşabileceği fikridir. Her bir birey için psikolojik durumlarına ilişkin olarak eklektik yöntem uygulanması gerekmektedir yani her bir bireye özgü terapi modeli geliştirilmeli; kişinin hassas yönleri zayıf ve güçlü olduğu noktalar belirlenmeli akabinde terapi sürecinin yöntem ve metodunun geliştirilmesi daha başarılı ve etkin şekilde çözüm odaklı çalışılmasına imkan sağlanmalıdır.
Hipnoz başlı başına tam anlamı ile sınırları henüz belirlenmemiş bir alan olmakla beraber kişilerde hipnoza yönelik olumsuz düşünceler olabilmektedir.Başlangıçta açıklama gereği duyduğumuz bir husus olarak hipnoz ile ilgili yanlış;eksik bilgileri netleştirmekte fayda olacaktır.
Hipnoz ; kişilerin zihinsel fonksiyonlarına farklı bir pencereden bakabilmeye sanatıdır. Bu farklı bakış esnasında hipnoz olan kişinin de kendisini daha önce hiç farkına varmadığı yönleri ile tanıştırma fırsatı sunulmaktadır. Zihnin yapısı tam anlamı ile çalışma mekanizması tamamen çözülmemişken hipnozu terapi amaçlı kullanmak kısa sürede çok hızlı değişim sağlamak anlamında oldukça büyük bir psikolojik enstrüman olarak düşünülmelidir.
Bireylerin hipnoza karşı kuşkulu bakışaçılarına yönelik açıklamalarımız ise şu şekilde sıralanacak gereksiz eksik ve yanlış bilgilerin giderilmesi amacına hizmet etmesi bakımından önem taşımaktadır .
Hipnozdan uyanmama durumu varmıdır ? Hemen belirtilmesi gerekirse hipnoz tam anlamı ile bindik bir uyku durumu değildir tam aksine zihnin daha açık bir kapasitede çalışması durumdur; bunedenle hipnozdan uyanamama durumu ve ihtimali kesinlikle yoktur.
Diğer bir yanlış öğreti ise ; kişi hipnoz da istemediği ya da özel bilgilerini kolayca terapistine anlatır mı ? Beynimiz çok farklı bir işleyiş sistemine sahip olduğundan dolayı istemediğimiz bilgilerin anlatılmasını farkında olsak ya da olmasak hiç bir şekilde anlatmak istemeyecektir bu durum terapi süreci içerisinde bu şekilde ifade edilmelidir.
Hipnozdan herhangi bir yan etkisi yoktur; unutkanlık ya da zihnin yavaşlaması gibi bir durum söz konus değidir.
Migren atakları ile ilgili olarak ise hipnozun kullanımı her migren hastasında olmamakla beraber bir çok hasta da fayda sağlamaktadır. Bu faydanın nasıl sağlandığı ve hipnozdan kullanılan hangi yöntemlerin etkili olduğundan bahsedecek olursak; öncelikli olarak migren rahatsızlığının temel sebeplerine bakmamız gerekmektedir; bunlar yoğun stres; aşırı kaygı durumu; yüksek sesli ortamlar; aşırı parlak güçlü yanan spot lambalar vs. Genel olarak migren hastalarının rahatsız oldukları belirtilen bu faktörler ve daha kişiye özel durumlar bulunmaktadır.
Öncelikli olarak yoğun stres durumuna yönelik hipnozun uygulanması ve hipnoterapi sürecinin evreleri şu şekilde belirtilmelidir ; öncelikli olarak kişiyi hipnozda trans hâline geçmesi sağlanır ve bu trans durumundan hareket ile derin bir rahatlık ( uyku modu ) gibi düşünülebilir sağlanmaya çalışılmaktadır; akabinde ise stres seviyesini artıran olumsuz şeylerin tek tek neler olduğu hasta ve terapist birlikte belirleyip stres oluşturan durumların etkisi hipnotik telkinler ile azaltılmaya çalışılır. Aynı şekilde kaygı oluşturan Problemlerin de belirtilen Yöntem ile etkisi azaltılmaya çalışılarak süreç bu şekilde başlatılmış olur.
Daha sonra fiziksel rahatsız edici uyaranlar yüksek ses ve ışık etkilerinin de kişiyi etkileme seviyeleri değiştirilmeye çalışılarak fizyolojik olumsuz etkilerin de azaltılması sağlanmaya çalışılır. Kişinin migren ataklarına karşı şiddetli ağrılar yaşamasına yönelik ise açışım düzeyi diye ifade edilen bireylerin migren nöbetinin acısına karşı vücudun zayıf kalması durumuna yönelik bu eşik düzeyine yönelik müdahalenin yapılabilmesi neticesinde migren kişilerin kabusu olmaktan çıkarılabilir.
Hipnoz başlı başına tam anlamı ile sınırları henüz belirlenmemiş bir alan olmakla beraber kişilerde hipnoza yönelik olumsuz düşünceler olabilmektedir.Başlangıçta açıklama gereği duyduğumuz bir husus olarak hipnoz ile ilgili yanlış;eksik bilgileri netleştirmekte fayda olacaktır.
Hipnoz ; kişilerin zihinsel fonksiyonlarına farklı bir pencereden bakabilmeye sanatıdır. Bu farklı bakış esnasında hipnoz olan kişinin de kendisini daha önce hiç farkına varmadığı yönleri ile tanıştırma fırsatı sunulmaktadır. Zihnin yapısı tam anlamı ile çalışma mekanizması tamamen çözülmemişken hipnozu terapi amaçlı kullanmak kısa sürede çok hızlı değişim sağlamak anlamında oldukça büyük bir psikolojik enstrüman olarak düşünülmelidir.
Bireylerin hipnoza karşı kuşkulu bakışaçılarına yönelik açıklamalarımız ise şu şekilde sıralanacak gereksiz eksik ve yanlış bilgilerin giderilmesi amacına hizmet etmesi bakımından önem taşımaktadır .
Hipnozdan uyanmama durumu varmıdır ? Hemen belirtilmesi gerekirse hipnoz tam anlamı ile bindik bir uyku durumu değildir tam aksine zihnin daha açık bir kapasitede çalışması durumdur; bunedenle hipnozdan uyanamama durumu ve ihtimali kesinlikle yoktur.
Diğer bir yanlış öğreti ise ; kişi hipnoz da istemediği ya da özel bilgilerini kolayca terapistine anlatır mı ? Beynimiz çok farklı bir işleyiş sistemine sahip olduğundan dolayı istemediğimiz bilgilerin anlatılmasını farkında olsak ya da olmasak hiç bir şekilde anlatmak istemeyecektir bu durum terapi süreci içerisinde bu şekilde ifade edilmelidir.
Hipnozdan herhangi bir yan etkisi yoktur; unutkanlık ya da zihnin yavaşlaması gibi bir durum söz konus değidir.
Migren atakları ile ilgili olarak ise hipnozun kullanımı her migren hastasında olmamakla beraber bir çok hasta da fayda sağlamaktadır. Bu faydanın nasıl sağlandığı ve hipnozdan kullanılan hangi yöntemlerin etkili olduğundan bahsedecek olursak; öncelikli olarak migren rahatsızlığının temel sebeplerine bakmamız gerekmektedir; bunlar yoğun stres; aşırı kaygı durumu; yüksek sesli ortamlar; aşırı parlak güçlü yanan spot lambalar vs. Genel olarak migren hastalarının rahatsız oldukları belirtilen bu faktörler ve daha kişiye özel durumlar bulunmaktadır.
Öncelikli olarak yoğun stres durumuna yönelik hipnozun uygulanması ve hipnoterapi sürecinin evreleri şu şekilde belirtilmelidir ; öncelikli olarak kişiyi hipnozda trans hâline geçmesi sağlanır ve bu trans durumundan hareket ile derin bir rahatlık ( uyku modu ) gibi düşünülebilir sağlanmaya çalışılmaktadır; akabinde ise stres seviyesini artıran olumsuz şeylerin tek tek neler olduğu hasta ve terapist birlikte belirleyip stres oluşturan durumların etkisi hipnotik telkinler ile azaltılmaya çalışılır. Aynı şekilde kaygı oluşturan Problemlerin de belirtilen Yöntem ile etkisi azaltılmaya çalışılarak süreç bu şekilde başlatılmış olur.
Daha sonra fiziksel rahatsız edici uyaranlar yüksek ses ve ışık etkilerinin de kişiyi etkileme seviyeleri değiştirilmeye çalışılarak fizyolojik olumsuz etkilerin de azaltılması sağlanmaya çalışılır. Kişinin migren ataklarına karşı şiddetli ağrılar yaşamasına yönelik ise açışım düzeyi diye ifade edilen bireylerin migren nöbetinin acısına karşı vücudun zayıf kalması durumuna yönelik bu eşik düzeyine yönelik müdahalenin yapılabilmesi neticesinde migren kişilerin kabusu olmaktan çıkarılabilir.