Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

0-4 Yaş Döneminde Duygusal Gelişim

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:05    Güncellendi: 18.02.2025 22:05
Günlük yaşantımızda sıklıkla deneyimlediğimiz öfke; üzüntü; kaygı; sevinç; tiksinme ve benzeri gibi durumlar duygulara örnek olarak gösterilebilir.Temelde; olumlu ve olumsuz duygular olmak üzere iki tür duygu vardır. Kişinin yaşamını sürdürmesini destekleyici ve yarar getiren durumlarda olumlu; tehdit eden ve zarar vereceği öngörülen durumlarda da olumsuz duygular hissedilir. Bazı durumlarda da hem olumlu hem de olumsuz duygu oluşur. Bebekler; anne karnına düştüğü andan itibaren; duyuları tarafından olumlu veya olumsuz olarak algılanan durumları olumlu veya olumsuz duygu olarak hisseder ve kodlarlar. Bunun yanı sıra; evrimsel süreçte de bireylerin genleriyle aktarılan birtakım bilgiler de duyguların kodlanma şeklini etkiler.

Genellikle kısa süreli olan; en az birkaç saniye süren; en fazla birkaç dakika süren duygularla ilişkili yüz ifadeleri de gözlemlenebilir. Duygu; bir saat veya daha uzun sürdüğünde duygudurum (keyif durumu) halini alır ve duygudurumların yüz ifadeleri yoktur. Bir duygunun kısa süre içinde pek çok kez yaşanması ile oluşan biyokimyasal değişiklikler sonucunda duygudurumun kalıcı olması durumu ile karşılaşabiliriz.
Duygusal gelişim; çocuklarda psikopatoloji olup olmadığını anlamamıza yardımcı olan önemli bir göstergedir. Aynı zamanda duyguların; gelişimin diğer bileşenleriyle bütünleşememesi durumunda; olumsuz sonuçlar doğurması açısından da önemli işlevleri vardır (akt: Wenar; C.; Kerig; P. 2005).

Duygu İfadesi


Yaşamın ilk günlerinde bebek; ilgilenme; gülümseme; acı ve rahatsız olmayı içeren geniş çeşitlilikte duyguyu ifade etme yeteneğine sahiptir. 2 veya 3. ayların başında üzüntü ve kızgınlığını gösterebilen bebek; 6 ve 7. aylarda korku duygusunu göstermeye başlar. Yaşamın ilk yılının ardından bilişsel gelişimin de ilerlemesiyle birlikte çocuk; küçümseme; utanma; mahçup olma ve suçluluk gibi daha karmaşık duyguları ifade etmeye başlar. Duygu ifadesi; önemli ölçüde bakımverenden etkilenir. Bebekler; doğrudan bakımverenin afektini taklit ederken; dönüşümlü olarak bakımveren de bebeğin yüz ifadelerini seçici şekilde güçlendirir. Örneğin; anneler erkek ve kız çocukların öfke ifadelerine farklı şekilde cevap verirler (Malatesta; C; Z.; & Haviland; J; M. 1982).

10-12 aylar arasında duygusal ifadelerin davranışı organize etmede önemli ölçüde sosyal işlevi vardır. 1 yaşındaki bebeğin; bakımverenin kendisine verdiği duygusal tepkilerden olayların anlamını değerlendirebilmesi “sosyal referans” olarak bilinir (akt: Wenar; C.; Kerig; P. 2005).

Çocuk yaşamının ikinci yılına geldiği andan itibaren duygu ifadesi artan şekilde istikrarlı bir hale gelir ve bilişsel gelişimiyle bütünleşir. Üçüncü yılda öz farkındalığı gelişen çocukta utanç; suçluluk; mahcubiyet gibi utanma ile duygular gözlemlenir (Harter; S.;1999)

Duygu İfadelerini Tanıma ve Anlama


Duyguların fark edilmesinde bilişsel işlevler rol alır. Kişinin duygusunu kontrol edebilmesi için; bilişsel; fizyolojik ve davranışsal bileşenlerin birinde veya daha fazlasında değişiklik yapması gerekebilir.

Kişi bilişsel değerlendirmeye geçmeden önce çevresindeki sinyalleri algılayabilmeye gereksinim duyar. Duyguları ayırt edebilmek için yüz ifadelerinin anlamını bilmek gerekir ve yüz ifadelerini anlayabilmek için bazı bileşenler vardır:
1.Yüzdeki unsurların algılanması: Bebekler; saç çizgisini 4-7 haftalıkken ayırt edebilirler. 5 aylıkken özellikle ağızla ilgilenen bebekler; 7 aylıkken farklı duruş ve yüz açılarını fark edebilirler.

2.Yüzdeki Duygu İfadelerini Tanıma: Yüz ifadelerini tanıma; işitsel ve görsel algı becerilerinin eşzamanlı olarak işlenebilmesi ile gerçekleşir. Bebek; bu beceriyi 3-7 aylar arasında edinir.


3.Konuşma içeriği; sözel ifade; mimikler ve beden duruşundaki değişiklikleri eşzamanlı olarak algılama: Görsel ve işitsel sinyallerin algısal olarak haritalanması sonucunda gerçekleşir. Yenidoğan; annesinin sesi ile bir bebeğin sesini ayırt edebilirken; 3-4 aylık olduğunda hareket halindeki biriyle bu kişiden gelen sesi birleştirebilir.


4.Yüzdeki Duygu İfadelerini Algılamayı Sağlayan Bilişsel Gelişim: Sağ beyin yarımküresi görsel-uzaysal bilgilerin tanınması; dikkat işlevleri; duygulanıma göre vurgulu konuşmanın anlaşılması ve ifadesi; bir modelden yüz ifadesini hatırlama ve tanımada görev alırken sol duygularla yüzlerin sözel etiketlenmesi; yüz ifadelerinin oluşmasını planlama(gülümseme) ve duygusal açıdan yüklü öyküleri anlama ve anımsamada görev alır. (akt. Karabekiroğlu; K.; 2009)


Duygu Düzenleme


Afekt düzenleme olarak da adlandırılan duygu düzenleme; kişinin bir hedefe ulaşmak amacıyla duygusal tepkilerini izleyebilme; değerlendirme ve tepkilerinde değişiklik yapabilme becerisidir (Thompson; R. A.; 1994).


Duygu düzenleme; kişinin hislerini tanımlayabilmesi; anlaması ve uygun olduğunda hafifleterek ılımlı hale getirebilme becerisini gerektirir. Aynı zamanda duygusal tepkileri engellemeyi veya kontrol altına almayı gerektirebilir; örneğin; çocuklar can sıkıcı hislerle yüzleştiklerinde kendilerini sakinleştirebilmek için derin nefes alabilir veya 10’a kadar sayabilir. Ancak; hedefe ulaşmak için duygu düzenleme duygusal uyarılmayı da güçlendirmeyi gerektirebilir. Örneğin; çocuklar korkunç bir zorbalıkla karşılaştıklarında kendilerini cesaretlendirmek için öfkelerini artırabilirler veya hoşlarına giden bir deneyimlerini anımsayarak olumlu duygularını güçlendirebilirler. Özetle; duygu düzenleme; çocuğa “kendisinin patronu olma” imkanı sunar (akt: Wenar; C.; Kerig; P. 2005).

Zayıf duygu düzenlemesi; duygusal gelişim açısından yüksek risk oluşturur. (Bradley; S. J. 2000)

Cole ve arkadaşlarının belirttiği gibi; duygu düzenlemesi iki şekilde ters gidebilir: zayıf duygu düzenlemesi ve aşırı duygu düzenlemesi. Zayıf duygu düzenlemesi zayıf dürtü kontrolü; acting-out(çevir!); ve saldırgan davranışlarla ilişkiliyken; aşırı duygu düzenlemesi de anksiyete; depresyon ve endişe ile ilişkilidir. Ebeveyn-çocuk ilişkisi; çocuğun üzüntü veren duygularını yönetebilmesi için temel oluşturmada önemli bir rol oyanamaktadır. Ancak ebeveynleri kendilerine yardımcı olamayacak durumda olan çocuklar; öz-güven kazanmayı ve duygu düzenleme ayarlamalarını okul veya akranlar yoluyla gerçekleştirebilirler. İçsel duygu düzenlemesine açılan en iyi pencereyi; ebeveyn-çocuk bağlanmasının oluşturduğu yapı sağlamaktadır (Wenar; C.; Kerig; P. 2005).

Kaynakça:


• Harter; S. (1999) The construction of the self: A developmental perspective. New York: Guilford Publications


• Karabekiroğlu; K. (2009) Anne Babalar İçin Bebek Ruh Sağlığı Rehberi. Say Yayınları ; s 172; 184; 231; 232; 241


• Malatesta; C; Z.; & Haviland; J; M. (1982) Learning Display Rules: The Socialization of emotion expression in infancy. Child Development; 53; 1001-1003

• Thompson; R. A. (1994) Emotion Regulation: A theme in search of definition. In N.A fox; Monographs of the society for Research in child Development
• Wenar; C.; Kerig; P. (2005) Developmental Psychopathology: From İnfancy through Adolescence. McGraw-Hill İnternational Edition: p: 43