Geniz akıntısı; burun gerisine ve boğaza fark edilen miktarda ve değişik kıvamda burun salgısının akması olarak değerlendirilir. Normal olarak; burnun ve sinüslerin içini kaplayan salgı bezleri; günde 500-1000 ml. salgı salgilamaktadırlar. Bu salgı mukoza yüzeyindeki; mikroskopla görülebilen hareketli küçük kıllar vasıtasıyla geriye; genzimize doğru yönlendirilerek hareket eder; akar. Daha sonra bu salgı bilinçsiz olarak farkına varılmadan yutulur. Biz bu burun salgısına tıpta; müköz blanket; halk arasında ise sümük adını vermekteyiz. Bu salgının vazifesi; burun içini döşeyen mukozaları nemli ve ıslak tutmaktır. Böylece burun içini döşeyen mukozalar ve hava nemlenir. Bunun sonucu; dış ortamdan gelen yabancı maddeler filtre edilere tutulur ve temizlenir. Enfeksiyonlara karşı koruma meydana gelir.
Burun salgısının üretilmesi ve temizlenmesi;
sinirler; kan damarları; salgı bezleri; hormonlar ve küçük kıllar arasındaki ilişkiye; sağlıklı koordinasyona bağlıdır.
Artmış ince ve temiz Burun salgısı;
soğuk algınlığı; grip (üst solunum yolu viral enfeksiyonu); allerji; soğuk hava; parlak ışık; bazı besinler ve baharatlar; kimyasal maddeler; deterjanlar; gebelik; hormonal değişiklikler; doğum kontrol hapları ve bazı tansiyon ilaçlarının da içinde olduğu ilaçlar ve burun içi kemik eğriliği; polipler; konka hipertrofileri gibi durumlarda görülür.
Vazomotor rinit;
allerjik olmayan aşırı salgılı ve tıkalı burun şikayeti yapan yakınmadır.
Artmış kalın salgısı;
Sıklıkla kış aylarında; nemlendirme yapılmadan ıslatılan; nemin düştüğü ev ve binalarda görülür. Bunun yanında sinüs ve burun enfeksiyonlarında ve kümes hayvanlarının ürünlerine karşı oluşan allerjilerde de görülmektedir.
Eğer soğuk algınlığındaki salgı zaman içinde kalınlaşıp sarı; yeşil renk almaya başlıyorsa; muhtemelen burun içinde bakterilerin yol açtığı bir enfeksiyon gelişmektedir. Bunun yanında; çocuklarda burna kaçmış yabancı cismin belirtisi de olabilir (fasulye; bezelye; bir parça kağıt; oyuncağın bir parçası; v.s.).
Salgının azalması aşağıdaki nedenlerden birinden dolayı olabilir;
1.Uzun süre çevreye ait irrite edici maddelere maruz kalmak; burnu kurutup zarların zarar görmesine neden olabilir (sigara dumanı; endüstriyel dumanlar; araba dumanları). Salgı azaldığında normalden daha kalındır ve yanlış olarak artmış hissi verir.
Hava akımını değiştirerek burun zarlarının kurumasına neden olur (yapısal bozukluğa bağlı olarak salgıyı arttırır veya azaltır).
3. Mukus zarları yaşla büzüşür ve kurur. Bu normalden daha az ve kalın salgı yapılmasına ve kişinin geniz akıntısı hissine kapılmasına yol açar.
4. Diğer az rastlanan nedenler de zarlarda değişiklik yaparak bu hisse neden olurlar.
Yukarıda bahsedilen problemler dışında;
Mide asit salgısının yemek borusu ve yutak bölgesine kaçması sonucuda geniz akıntısı hissi oluşabilir.
Tedavi
Tedaviye başlamadan önce mutlaka detaylı bir kulak; burun; boğaz muayenesi yapmalı; gerekli labaratuar; endoskopik ve röntgen çalışmalarını ihmal etmemelidir.
Bakteriyel enfeksiyonlar
-Antibiyotiklerle tedavi edilir; ancak bunlar geçici bir iyileşme sağlar.
-Kronik sinüzitte tıbbi tedeviye rağmen kapanmış olan sinüzlerin ağzını açmak için; cerrahi bir müdahaleye ihtiyaç vardır.
Allerji;
Sebebi ortadan kaldırmakla kontrol edilebilir.
-Antihistaminikler ve dekonjestanlar;
-Kromolin ve steroid burun spreyleri;
-Diğer şekillerdeki steroidler ve
-Hiposensitizasyon (aşı tedavisi) tedavi için kullanılabilir.
-Ancak bazı antihistaminikler kurumaya neden olup salgıyı daha da kalınlaştırırlar.
Gastroözofageal reflü şikayetlerinde;
-Yatağın baş tarafını 12-15 cm kaldırmak;
-Gece geç saatte yenilen aperatifleri kaldırmak;
-Alkol ve kafeini kesmek sureti ile tedavi edilir.
-Anti asit veya mide asit üretimini durduran ilaçlar yazılabilir.
-Diğer teşhis metodları uygulanmadan önce denemek amacıyla tedavi
uygulanabilir.
Yapısal bozukluklar
-Cerrahi olarak düzeltmeyi gerektirir.
Septum deviasyonu sinüslerin normal olarak boşalmasını engeller ve kronik sinüzite neden olur. Septumdaki bir çıkıntı irritasyona ve anormal salgıya neden olur. Septumdaki bir Perforasyhon (Delik) kabuklanmaya neden olur. Genişlemiş ve şekli bozulmuş konkalar (burnun yan duvarlarından çıkan ve hava akımını ayarlayan ve nemlendiren yapılar) veya polipler (enfeksiyon; allerji veya irritasyon sonucunda oluşan büyümeler) de aynı şikayetlere yol açabilir.
Bazı durumlarda özel bir neden bulunamaz. Düzeltilebilecek bir hastalık yoksa tedavi daha kolay akabilmesi için salgının inceltilmesi yönünde olur. Bu daha ziyade sıvı alımı yetersiz olan yaşlı kişiler için geçerlidir.
Bu hastalar günde en az sekiz bardak su içmeliler; kafeini bırakmalılar ve eğer uygunsa idrar söktürücü kullanmalıdırlar.
-Nadir olarak organik iyot kullanıldığında tükrük bezlerinde şişme veya vücutta döküntü gelişirse ilaç kesilmelidir.
-Burnun su ile yıkanmasında kalın ve azalmış salgının düzeltilmesine yardımcı olur.
-Bu burun için yapılmış özel bir duşla günde iki ile altı defa arasında uygulanabilir. Sıcak suyun içine yemek sodası veya tuz ilave edilerek bu sıvı yapılabilir. Son olarak da reçete gerektirmeyen basit tuzlu çözeltiler burnu nemlendirmek için kullanılır.