Genetik miras; hormonal bozukluklar; yanlış beslenme; fiziksel aktivite azlığı gibi sorunlar sonucu çocuklarımızda obezite problemi görülmeye başladı. Genetik etkilerden çok son zamanlarda obezitenin çocuklarda daha sık görülmesinin sebebi hareketsizlik ve beslenme alışkanlıklarıdır.
Batı tipi beslenmenin ülkemizdeki etkisini artan obez kişi sayısından anlayabiliyoruz. Yüksek kalorili ve besin değeri düşük bir beslenme stili bir süre sonra kilo artışına ve daha sonrasında kronik hastalıklara neden olabiliyor.
Bir diğer obezite sorunu kaynağı ise; son zamanlarda hazır gıdalardaki katkı maddelerinin etkisi nedeniyle artan gıda intoleransıdır.
Çocuklarımızı her zaman sağlıklı olduğunu düşündüğümüz; büyümeleri ve gelişmeleri için gerekli olan taze meyve ve sebze; süt ve süt ürünleri gibi gıdalarla beslemek isteriz. Bu şekilde bir beslenmenin onlar için en iyisi olduğunu düşünürüz.
Peki bu besinlere karşı çocuğumuzun intoleransı varsa ve sağlıklı olduğunu düşündüğümüz bu besinler aslında çocuğumuza zarar veriyorsa ne yapmalıyız?
Birçok çocuk hastalığının; gıda intoleransı ile ilişkili olduğu görülmektedir. Dikkat eksikliği; hiperaktivite bozukluğu; egzema; obezite gibi hastalıkların gıda intoleransı ile bağlantılı olduğu saptanmıştır. Bu hastalıklar için ilaç tedavileri uygulanmakta ancak altında gıda intoleransı olan hastalıkların ilaç tedavisine yanıtının az olması; sorunların devam etmesine neden olmaktadır. Çocuklarımızın hangi gıdalara karşı intoleransı olduğunu öğrenmek; onların hastalıklarının tedavileri için önemli bir araç olmaktadır.
Gıda intoleransı olan bir çocuğun vücudu; tükettiği besine karşı bir düşman gibi davranarak savunmaya geçer ve antikor üretmeye başlar. Bu antikorlar gıda alerjenleri ile kompleks oluşturur ve birikerek iltihaplanmaya veya bölgesel yıkıma neden olur. Vücudumuz bu kompleksleri yok etmeye çalışır ancak sayıca fazla olduğunda bunlarla baş etmede zorlanır ve hastalığın oluşum sürecini hızlandırır.
IgE antikorları ani başlangıçlı olup alerji durumda ortaya çıkar ancak IgG antikorları yavaş oluşur ve intoleransın göstergesidir. Bu nedenle çocuğumuzun alerjisi olan besinleri tespit etmekte zorlanmayız. Ayrıca alerjik durumlarda sonuç anaflaktik şokla birlikte ölüme kadar gidebilir. Gıda intoleransında ise tüketilen besinin etkisini günler sonra da görebileceğimiz için çocuğumuzun intoleransı olan besinleri ise tespit etmemiz oldukça zordur. İntolerans durumu kişiyi anaflaktik şok gibi ciddi sağlık sorunlarına sürüklemez. Ancak kişinin gelecekte diyabet; hipertansiyon gibi kronik hastalıklara yakalanmasının zeminini hazırlar. Bu nedenle önceden intoleransı öğrenip kişinin hastalık riskini azaltmak iyi bir önlemdir. Bu konuda gıda intoleransını tespit etmek amacıyla 2 yaşını doldurmuş olan tüm çocuklarda güvenle uygulanabilmektedir.
Çocuklarda gıda intoleransı olduğunu gösteren belirtilerin bir kısmı şöyledir;
Bulantı veya kusma
Deri döküntüleri; ciltte şişlikler
Burun akıntısı ya da tıkalı burun
Astım
Sık enfeksiyonlara yakalanma
Gaz; şişkinlik ya da kramplar
Baş ağrısı veya migren
Irritabl barsak hareketleri
Sık oluşan ağız yaraları
Yatak ıslatma
Reflü
Diyare
Kaygı; depresyon; dikkat bozukluğu
Konsantrasyon ve hafıza zayıflığı
Asabiyet; huzursuzluk
Panik atak
Huzursuz bacaklar
Uyku bozukluğu
Gıda intoleransı çocuğumuzun çok sık tükettiği besinlere karşı oluşabildiği gibi çok az tükettiği besinlere karşı da oluşabilir. Bunu önlemek için York testi ile gıda intoleransı olan besinleri tespit etmek ve bu gıdaları beslenmesinden çıkarmak; çocuğumuzu hastalıklardan korumak için en iyi yoldur.