Sürekli olarak depresyon hakkında konuşur dururuz. İnsanlar sıkıntılı yaşantı süreçlerine girdiklerinde “depresyondayım” diyerek olayı tanımlayıverirler. Ancak depresyonun sıkıntı ve stres durumlarından ayrılan özellikler içerdiği tanı ölçütlerinden de anlaşılmaktadır. Majör Depresif Bozukluk üzerinde en çok durulan depresyon vakalarını içerdiği için genel olarak major depresyon tanı ölçütleri ile konuya eğilmek istedim. DSM-4 tanı ölçütlerine göre; en az 2 hafta süre ile aşağıda açıklanan belirtilerin 5 yada daha fazlasının sorunu yaşayanlarda görülmesi gerekmektedir.
- Hemen hergün günboyu süren çökkün duygudurumu
- Günboyu süren ilgi istek azlığı yaşamdan zevk almama
- Belirgin kilo kaybı
- Uykusuzluk ya da aşırı uyuma
- Psikomotor sorunlar.
- Enerji azalması
- Dikkat toplama sorunu
- Değersizlik suçluluk duyguları
- *Ölüm düşünceleri ve planları (DSM-4) (1)
Depresyon hakkında bilinçlenmek sorunun çözümü noktasında atılacak ilk adımdır. Depresif duygudurumu alkol ve madde bağımlılığı sorunlarını da tetikleyebilmektedir. Depresyonun intihar (suicid) duygu durumunun ortaya çıkmasında etkin olduğu bilinen bir gerçektir. Bu ciddi bir durum olmasına karşın toplumda depresyonun “sıkıntılı bir süreç geçer” şeklinde yanlış bir bilinç ile değerlendiriliyor olması sorunu karmaşık hale getirmektedir. Bireyler genelde depresyonda olduklarını yaşamsal sorunlar ve psikosomatik sorunlar ortaya çıktığında fark etmekte ve tıbbi yardım; psikolojik yardım seçeneğine yönelmektedir. Buradan da depresyon sorununun toplumda görülenden daha fazla bir yoğunlukta olduğu sonucuna ulaşmamız zor olmayacaktır. Ayrıca yapılan bilimsel araştırmalar depresyonun kadınlarda; erkeklere oranla 2 kat daha fala olduğunu göstermektedir. ABD’de yapılan araştırmalarda; yaşam boyunca Depresyona (Majör) yakalanma riskinin erkeklerde; %5-12 Kadınlarda ise %10-25 olduğu sonucuna varılmıştır. Yine araştırmalar depresyon duygudurumu yaşayan erkeklerin; kadınlara göre madde ve alkol bağımlılığına daha yatkın olduğunu göstermiştir. (2)
Bu verilerden de anlaşılacağı gibi depresyonun kendi kendine geçeceği düşüncesi ile tıbbi tedavi ve yanında psikolojik destek almamak ciddi sorunları ve depresif atakları beraberinde getirebilmektedir. Kişinin yaşam sürecinde depresif duygular yaşadığını fark etmesi bu konuda bilinç geliştirmesine ve duyarlı olmasına bağlıdır. Yaşam sürecinde psikososyal ortamlarda işlevselliğin bozulduğunu fark eder etmez; kişilerin bu soruna eğilmesi ve duyarlı davranması bu psikolojik sorunun çözümünde kilit rol oynayacaktır. Kişinin depresyon sorunu hakkında bilgilenmesi strateji geliştirmesine yardımcı olacak ve depresyonla nasıl baş etmesi gerektiği konusunda kendisine yol haritası olacaktır. Bu konuda öncelikle tıbbi yardım alındıktan sonra bu alanda uzmanlığa sahip Psikolog ve Psikolojik Danışmanlardan da psikolojik destek alınması sağaltım sürecinde tıbbi tedaviyi hızlandıracaktır. (3)
Depresyon (Major Depresif Bozukluk) sorunu yaşayanlar ne gibi önlemler almalıdır?
Yapılabilecekleri kısaca şöyle özetleyebiliriz:
1) Tıbbi tanılama ve tedavi süreci (Psikiyatrik tanı ve tedavi)
2) Diğer uzmanlardan depresif duygu durumunu ile mücadelede psikolojik destek sağlama. (Psikolog-Psikolojik Danışman)
3) Uzmanlardan alınacak uygun terapi ile tıbbi tedavi hızının iki kat arttığı bilinen bir gerçektir. Bu nedenle uygun terapi yönteminin yetkin uzmanlardan alınması önemli bir fayda sağlayacaktır.
4) Ailenin bu konuda bilinçli davranması ve kişinin depresyonu tetikleyecek psikososyal ortamlardan uzak tutulması sorunun çözümüne önemli katkı sağlayacaktır.
5) Depresyonu tetikleyecek sosyal ortam seçiminden uzak durulmalı. Duygusal karmaşaya neden olacak ve depresif duyguları besleyerek melankoli oluşturacak etkilerden kaçınılmalıdır. (duygusal karmaşayı tetikleyen müzikler dinlemek gibi)
6) Sosyo-kültürel çalışmalara katılım ve olumlu akran iletişimin kullanılması sorunla mücadelede olumlu katkı sağlayacaktır.
7) Sportif ve sanatsal faaliyetlere katılmanın sosyallşmeye etkisi sorunun sağaltım hızını artıracaktır. (4)
Kaynaklar
1) Doç. Dr. Nurgül Özpoyraz; Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Ders Notları
2) Uzm. Dr. B. Mert Savrun; Depresyonun Tanımı ve Epidemiyolojisi İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Sürekli Tıp Eğitimi Etkinlikleri Depresyon; Somatizasyon ve Psikiyatrik Aciller Sempozyumu 2-3 Aralık 1999; İstanbul; s. 11-17
(3); (4) Uzm/Psikolojik Danışman Hasan Turgut ERDOĞAN