Sadakatsizlik ve Aldatma
SADAKATSİZLİK VE ALDATMA
İnsan yaşamının önemli ve geniş bir kısmını arkadaşlık; aşk; evlilik gibi yakın ilişkiler oluşturur. Bu ilişkiler aynı zamanda kişilerin fiziksel ve psikolojik ihtiyaçlarını karşılar. Her ilişki; her yakın ilişkinin bir dinamiği vardır ve her ilişki; özellikle romantik ilişkiler birbirinden farklıdır.
Eşlerin iyi anlaşması ve birbirlerine güven duyması romantik ilişkilerin sağlıklı ve keyifli yaşanmaları için gerekli unsurlardır. Bu iki unsurlardan birinin ya da ikisinin de bozulması ilişki için tehdit oluşturur. Romantik ilişkilerde genellikle bu iki unsur sadakatsizlik ve aldatma ile bozulur.
Sadakatsizlik; eşler arasındaki anlaşma ve güvenin; ilişkiye cinsel ya da duygusal biçimde bir başkasının dahil olmasıyla sürecin sekteye uğraması; yani ilişkinin geleceğinin; ilişkilerden beklentilerin ve ilişkinin kurallarının çiğnenmesidir. Aldatma ise sadakatsizlik sonucunda kaçınılmaz olarak ortaya çıkan davranışlar; dürüstlüğe uygun olmayan söylemlerdir. Aldatma sadakatsizlik sonucunda ortaya çıkar. Sadakatsizliği seçen kişi; aldatma sürecini de başlatmış olur.
Sadakatsizliğin geçerli hiçbir mazereti yoktur. Bazı olabilirlikler sebebi olarak sayılabilir:
Sadakatsizliğe bakış açısı da erkek ve kadın açısından farklılıklar göstermektedir. Örneğin; erkek için eşinin fiziksel birliktelik yaşaması; kadın için ise eşinin duygusal birliktelik yaşaması daha önemli ve affedilmezdir. Ancak; kadınlar erkeklere göre daha affedici davranışlar sergilemektedir.
Sadakatsizlik ve aldatma erkeklerin daha fazla tercih ettiği bir durumdur. Kadınlarda da rastlanan bir durumdur fakat oranı erkeklerde rastlanandan daha düşüktür.
Sadakatsizlik; evliğin bitmesine; sadakatsizliğe uğrayan eşin ruhsal ve fiziksel sağlığının bozulmasına; duygusal karmaşaya; kıskançlığa; kararsızlığa; intikam alma eğilimine; sebep olur.
Sadakatsizliğe uğrayan eş; daha önce öyle olmadığı halde kendini yalnız; istenmeyen; yetersiz; güvensiz; kederli; bağımlı kıskanç; kızgın ve kontrolden çıkmış biri olarak görür. Eşi için bir ayrıcalığı ve özelliği kalmadığını düşünür. Eşini tekrardan kazanmak için kendi değerlerinden; değer yargılarından vazgeçer ve kendisinin de onaylamadığı birçok davranış sergiler. Eşinin yalanlarına inandığı için; bu durumu fark edemediği için kendisine öfke duyar. Tekrar aldatılmamak için eşini e-postalarına bakarak; telefonunu kontrol ederek denetleme davranışları sergiler. En önemlisi de yaşamı anlamsız bulur ve yaşamının kendi kontrolünden çıktığını düşünür. Kendini amaçsız hisseder ve yaşama isteğini yitirir.
Sadakatsizlik genelde evliliğin bitmesiyle sonuçlanır. Fakat evliliğin bitmememsi de söz konusu olabilir. Bu durum sadakatsizliğe uğrayan eşin kendisine bunu yapanın davranışına yüklediği anlamla ilgilidir. Sadakatsizliğe uğrayan eş; “ben artık eşime güvenemem; benim eşim güvenilmez biri” diye düşünerek olayı genellerse; ayrılma olasılığı yüksektir. Fakat “eşim bana sadık kalmadı ama yapacak başka bir şeyi yoktu; içinde bulunduğu dönem bunu gerektiriyordu; bunu bir daha asla yapmaz” diye düşünürse ilişkinin ayrılma ile sonuçlanma olasılığı düşüktür.
Sadakatsizliğin hiçbir şekilde geçerli bir mazereti yoktur. Toplumca onaylanmayan bir durum olmasına rağmen sıkça rastlanmaktadır. Sadakatsizlik sebebi; mazereti her ne olursa olsun ilişkilere ve kişilere çok zarar veren; yara açan bir tercihtir.
İnsan yaşamının önemli ve geniş bir kısmını arkadaşlık; aşk; evlilik gibi yakın ilişkiler oluşturur. Bu ilişkiler aynı zamanda kişilerin fiziksel ve psikolojik ihtiyaçlarını karşılar. Her ilişki; her yakın ilişkinin bir dinamiği vardır ve her ilişki; özellikle romantik ilişkiler birbirinden farklıdır.
Eşlerin iyi anlaşması ve birbirlerine güven duyması romantik ilişkilerin sağlıklı ve keyifli yaşanmaları için gerekli unsurlardır. Bu iki unsurlardan birinin ya da ikisinin de bozulması ilişki için tehdit oluşturur. Romantik ilişkilerde genellikle bu iki unsur sadakatsizlik ve aldatma ile bozulur.
Sadakatsizlik; eşler arasındaki anlaşma ve güvenin; ilişkiye cinsel ya da duygusal biçimde bir başkasının dahil olmasıyla sürecin sekteye uğraması; yani ilişkinin geleceğinin; ilişkilerden beklentilerin ve ilişkinin kurallarının çiğnenmesidir. Aldatma ise sadakatsizlik sonucunda kaçınılmaz olarak ortaya çıkan davranışlar; dürüstlüğe uygun olmayan söylemlerdir. Aldatma sadakatsizlik sonucunda ortaya çıkar. Sadakatsizliği seçen kişi; aldatma sürecini de başlatmış olur.
Sadakatsizliğin geçerli hiçbir mazereti yoktur. Bazı olabilirlikler sebebi olarak sayılabilir:
- Bireyin küçükken aşkın olumlu fakat cinselliğin kötü bir şey olduğuna dair bir inanç geliştirmesini sağlayacak ortamlarda bulunması. Böyle bir ortamda büyüyen kişi yetişkin olup evlendiğinde kötü ve günah olan cinselliği eşiyle değil de daha az önem ve değer verdiği başka biriyle yaşamaya yönelir; yani aşk; sevgi ihtiyacını eşiyle karşılarken; cinsel ihtiyacını bir başka eşle giderir.
- Eşlerden birinin ilişkide gerek duygusal gerekse cinsel tatminsizlik yaşaması. Eşlerden birinin ilişkide mutsuz olması; sürekli yakınması; eşlerin birbirleriyle çok az zaman geçirmesi; çok sık çatışma yaşanması ve çatışmaların taraflardan birinin incinmesiyle son bulması; eşlerin birbirine yalan söylemesi; fiziksel şiddet uygulanması gibi durumların yaşandığı ortamlar; sadakatsizliğe eğilimi artırır.
- Eşlerden birinin ilişkiye olan bağlılığını kaybetmesi ve bunu eşine söyleme konusunda zorluk çektiği için başka ilişkiler tercih etmesi. Sadakatsizliği gerçekleştiren kişi ilişkiye olan bağlılığını eşine söylemek yerine davranışları ile belli eder. “Ben anlatmaya çalıştım ama anlamadı düşüncesiyle” içi rahat bir şekilde başka ilişkiler dener.
- İlişkinin ne bitecek kadar kötü ne de devam ettirecek kadar iyi olması. Özellikle ailelerin isteği ile gerçekleşmiş evliliklerde;özellikle çocuk da varsa evlilik üçüncü kişinin de dâhil olmasıyla devam eder.
- İlişkide eşlerden birinin kendini önemsiz; değersiz hissetmesi; bunun yanı sıra cinsel açıdan arzulanmadığını düşünmesi. Kendisini önemsiz ve değersiz hisseden eş; kendisini önemli; değerli ve arzulanır hissetmek için başka kişilere yönelir.
- Taraflardan birinin yakın ilişki kurmaktan kaçındığı için; sürekli yeni arayışlar içinde olması. Kişi hem yakın ilişki kurmak istiyor hem de bağlanmaktan korkuyorsa; ilişkiden beklentisini düşük tutar ve ilişkiden beklentisi başkalarıyla da ilişkiye girer ve böylece kendisini bağlanmaktan korumuş olur.
- Taraflardan birinin yalnızca cinselliği yaşamak için başkasına yönelmesi. Eşlerden biri cinsel deneyimini artırmak; bazen de cinsel merakını gidermek için; eline geçirdiği her fırsatı değerlendirir ve başkalarıyla birlikte olur.
Sadakatsizliğe bakış açısı da erkek ve kadın açısından farklılıklar göstermektedir. Örneğin; erkek için eşinin fiziksel birliktelik yaşaması; kadın için ise eşinin duygusal birliktelik yaşaması daha önemli ve affedilmezdir. Ancak; kadınlar erkeklere göre daha affedici davranışlar sergilemektedir.
Sadakatsizlik ve aldatma erkeklerin daha fazla tercih ettiği bir durumdur. Kadınlarda da rastlanan bir durumdur fakat oranı erkeklerde rastlanandan daha düşüktür.
Sadakatsizlik; evliğin bitmesine; sadakatsizliğe uğrayan eşin ruhsal ve fiziksel sağlığının bozulmasına; duygusal karmaşaya; kıskançlığa; kararsızlığa; intikam alma eğilimine; sebep olur.
Sadakatsizliğe uğrayan eş; daha önce öyle olmadığı halde kendini yalnız; istenmeyen; yetersiz; güvensiz; kederli; bağımlı kıskanç; kızgın ve kontrolden çıkmış biri olarak görür. Eşi için bir ayrıcalığı ve özelliği kalmadığını düşünür. Eşini tekrardan kazanmak için kendi değerlerinden; değer yargılarından vazgeçer ve kendisinin de onaylamadığı birçok davranış sergiler. Eşinin yalanlarına inandığı için; bu durumu fark edemediği için kendisine öfke duyar. Tekrar aldatılmamak için eşini e-postalarına bakarak; telefonunu kontrol ederek denetleme davranışları sergiler. En önemlisi de yaşamı anlamsız bulur ve yaşamının kendi kontrolünden çıktığını düşünür. Kendini amaçsız hisseder ve yaşama isteğini yitirir.
Sadakatsizlik genelde evliliğin bitmesiyle sonuçlanır. Fakat evliliğin bitmememsi de söz konusu olabilir. Bu durum sadakatsizliğe uğrayan eşin kendisine bunu yapanın davranışına yüklediği anlamla ilgilidir. Sadakatsizliğe uğrayan eş; “ben artık eşime güvenemem; benim eşim güvenilmez biri” diye düşünerek olayı genellerse; ayrılma olasılığı yüksektir. Fakat “eşim bana sadık kalmadı ama yapacak başka bir şeyi yoktu; içinde bulunduğu dönem bunu gerektiriyordu; bunu bir daha asla yapmaz” diye düşünürse ilişkinin ayrılma ile sonuçlanma olasılığı düşüktür.
Sadakatsizliğin hiçbir şekilde geçerli bir mazereti yoktur. Toplumca onaylanmayan bir durum olmasına rağmen sıkça rastlanmaktadır. Sadakatsizlik sebebi; mazereti her ne olursa olsun ilişkilere ve kişilere çok zarar veren; yara açan bir tercihtir.