Oyun çocuğun en önemli uğraşıdır. Çevresini; çevresindeki kişileri; insan ilişkilerini oyun yoluyla öğrenir ve bunlardan yola çıkarak kendi kişiliğinin temellerini atmaya çalışır.
Çocuk için bu kadar önemli olan oyun; ailesi için de önemli olmalıdır. Anne baba ne kadar basit olursa olsun çocuğunun oyununu önemsemeli; oyunun bir parçası olmak için istekli olmalıdır.
Çocuğun oyununa çok müdahale etmemek gerekir. Çünkü oyunun doğrusu yanlışı olmaz. Güvenli olduğu sürece çocuğun kurduğu her oyun desteklenmeli; oyunun seyri yetişkinler tarafından belirlenmemelidir.
Çocukların gerek fiziksel gerekse sosyal ve bilişsel gelişimlerini desteklemek adına; bahçe oyunları oynamalarına da fırsat verilmelidir. Özellikle şehirde büyüyen çocukların bu yöndeki eksikleri park ve piknik alanlarına gidilerek giderilmeye çalışılmalıdır.
Çocuklar oyun yolu ile yalnızca hoş vakit geçirmek ile kalmazlar; akranları ile beraber olurlar; paylaşma ve yardımlaşma gibi pro-sosyal davranışları öğrenirler; hayal güçleri; dil ve konuşma becerileri gelişir.
Çocuk oyun oynamak için birden fazla kişiye ihtiyaç duymaz. Kendi başına da oyun oynayabilir. Bağımsız oyun dediğimiz bu oyun çeşidinde çocuk; bir oyuncak ya da bir ev eşyası ile farklı şekillerde dakikalarca oynayabilir. Burada dikkat edilmesi gereken çocuğun oyununun şeklidir. Eğer oyuncak ile amacına uygun olarak oynuyorsa bir problem yoktur; ama amacı dışında oynuyorsa o çocuğun davranışları dikkatle izlenmelidir. Çünkü oyuncaklar ile amacı dışında oynamak bazı gelişimsel ve davranışsal problemler için ön tanı niteliğindedir.
Paralel oyun olarak ifade edilen oyun şeklinde ise; birden fazla çocuk aynı ortamda birbirinden farklı oyun oynamaktadır. Aileler genelde bu şekilde oynayan çocukları bir araya getirmek; beraber oynamalarını pekiştirmek adına çaba sarfederler. Ama bu çaba boşunadır. Çünkü bu yaş çocukları benmerkezci oldukları için işbirliği içinde olmayı istemezler; her çocuk adeta kendi cumhuriyetini ilan etmişcesine bağımsız olmayı ister. Onların bu isteğine saygı gösterilmeli; bunun gelişimlerinin bir parçası olduğu kabul edilmelidir.
Birlikte oyun olarak tanımlanan oyun biçiminde çocuk sosyal anlamda oyun oynamaya başlar. Çünkü artık başka çocuklar ile beraber oynamaya; oyun kurmaya; oyuncaklarını paylaşmaya başlamıştır. Bu dönemde oyun içinde kavgaların olması; sorunların çıkması doğaldır. Çocuk her sorun yaşadığında anne ya da babasına bunu iletecek; arkadaşını şikayet edecektir. Böyle bir şikayetle karşılaşan anne baba; çocuğu ya da arkadaşını azarlamamalı; onların oyununa ve oyun kurallarına müdahale etmemelidir. ‘’Yaşadığınız sorunu kendiniz çözebilirsiniz; bu konuda ikinize de güveniyorum’’ şeklinde bir açıklama yeterli olacaktır. Küçük yaşta kendi sorunlarını çözebilen bir çocuk; yetişkin olduğunda da karşılaştığı sorunların üstesinden gelmeyi başarabilecek; kimseye bağımlı olmayacaktır.
Çocuğun oyunu ve oyun şekli; onun kişiliği ile ilgili de ipuçları verir. Şiddet eğilimi olan; kardeşini kıskanan; iletişim problemleri yaşayan çocukların belirlenmesinde oyun terapisinin kullanılması bu nedenle önem taşımaktadır.
Bazı anne babalar için çocuğun oyun oynaması; onların işlerini yapması için bir fırsat gibi görülür. Çocuk oyun oynarken anne yemek yapar; baba alışverişe gider. Dolayısıyla çocukla oynayacak kimse kalmaz. Oysa çocuklar için anne babaları ile oyun oynamak çok büyük bir zevktir. Bütün günü çocukla oynayarak geçirmek mümkün değildir; ama kaliteli olarak geçirilen kısa zamanlar bile çocuklar için çok değerlidir. Bu nedenle nasıl ki çocuğa yemek yemek; onu yıkamak ve uyutmak için zaman ayrılıyorsa; oyun oynamak için de zaman ayrılmalıdır.
Çünkü;
Çocuk oyun yolu ile insan ilişkilerini; kuralları; sosyal davranışları öğrenir. Empati kurar; bir grubun üyesi olma; başkalarının haklarına saygı duyma ve iletişim becerileri gelişir. Sosyalleşir