4+4+4 ve Keşke
Ben beş yaşında kiminize göre küçük bir prens kiminize göre küçük bir prensesim. Bugün size beş yaşındaki ben; neleri yapıp neleri yapamayacağımı ve nasıl bir okul nasıl bir gelecek istediğimi anlatacağım.
Önce size Pastazolli amcanın değdi bir sözü hatırlatırım “bir çocuğun eğitimi; bir çiçeğin eğitimi gibidir.” İlgi özen beceri isteyen bir iş sadece kurallara yöntemlere dayanmıyor; kitaplarda öğrenilmiyor; özveri istiyor. Beni bir düşünsenize yetişkinler yani bir çiçeği; önce toprağı kazır tohum ekersiniz. Çiçek açması için uygun koşulların sağlanması gerekir. Zamanında sular gübrelerseniz çiçek açar. Çok dokunup örselenirse de; bir köşede bırakılıp unutulursa da bir çiçek kurur. Ben de bir çiçek gibiyim; her şeyi kararınca ben de isterim.
Ben tamda 60 72 ay arasındayım; biliyorsunuz her şeyin bi hazır oluş hali vardır. Mesela doğmam için 9 ay gerekir; yaratılışımız böyledir. Sonra yürümeye başlamam için güçlenmem gerekir; dişlerimin çıkması için de… Sonra siz yetişkinler bazen aranızda ne konuştuğunuzu anlamasam da bana seslendiğinizde size uygun cevabı verebilmem için zihnimin sosyal yönümün gelişmesi lazım. Kalem tutabilmem için de parmaklarımın hamurla oynaması gerekir.
Bir üç aylık halimi düşünün bir de on iki aylık halimi; 3 aylıkken beceriksizin tekiydim; 12 aylık oldum yürüdüm bile tüm dünyayı yürüyerek gezebilirim sandım. Bir de şimdi düşünün gelişimimin hızlılığını?
4+4+4 dediğiniz şeyi çok anlamasam da beni benden büyüklerin arasına bırakmayın; 80 aylık ağabeylerim ve ablalarım her şeyi yapabilirken ben henüz 66 aylığım bu abi ve ablalarımın başarısına yetişemeyebilirim; bu yetersizlikle “başarısızım” diyerek etiketlemek istemiyorum kendimi; düşmek istemiyorum okulun koridorlarında; tuvalete gittiğimde “pantolonunu giyemiyor daha” demelerini de …
Benim kafam çalışıyor olabilir; biraz iri de görünebilirim ama mülkiyet dediğiniz benim kalemim; senin kalemin ayrımını bilemeyebilirim. Hoşuma giderse cebime alıp eve de götürebilirim. Dikkatimi odaklayıp masada çok uzun saatler oturamayabilirim. Yapılan araştırmalarda da; yeni zihin modelleri ortaya çıkmış ve karar verirken kar zarar terazisi değil; sevdiğin tercih ettiğin şeylerde daha başarılı olduğumuz ortaya çıkmış. 4+4+4 sisteminin içinde seçmeli dersler varmış; bu derslerden hangilerini alacağımın kararını ben verebilecek yaşta değilim. Anne babam ise beni yönlendiremeyebilir çünkü okuma yazma bilemeyebilir. Keşke önce ailemin eğitim düzeyini; düşüncelerini; bakış açılarını değiştirebilseydiniz.
ilgili olabilecek soru ve cevaplar
OKUL ÖNCESİ EĞİTİM ÇOCUĞUMU İLKÖĞRETİME HAZIRLAR MI ?
İlköğretime hazır olmanın şartlarından biri; çocuğun kendi yaşına uygun zihinsel gelişim düzeyine erişmiş olmasıdır. Bunun yanında çocuğun temel becerileri kazanmış olması ve sosyal duygusal alanda da yeterliliğinin olması gerekmektedir. Okul öncesi eğitim bu becerileri kazanmak büyük rol oynamaktadır.
- Zihinsel olarak çocuklar eşleştirme; sınıflandırma; fikir yürütme vb. beceriler kazanırlar.
- Sosyal duygusal olarak; çocukların kendi işlerini kendilerinin yapabilmesi; problem çözme becerilerinin kazanması; anne babadan ayrı olabildiğini görmeleri özgüven ve bağımlılık duygularının gelişimi; benlik algılaması olumlu gelişmesi gerekmektedir.
- Dil gelişimi olarak çocuklar kendini ifade etmeyi ben dilini kullanabilmeyi; empati kurabilmeyi öğrenmektedirler.
- Fiziksel olarak kesme; yapıştırma; kalem kullanımı; koşma zıplama gibi kas becerileri güçlendirirler.
- Özbakım olarak beslenme alışkanlığı; sorumluluk duygusunun gelişimi ; temizlik gibi beceriler kazanırlar.
Bunların yanında dikkat ve konsantrasyon gerektiren faaliyetler yapacakları için bu alanlarda problem yaşayan çocukların erken fark edilmesi okula başlamadan gerekli önlemlerin alınması sağlanır.
ANAOKULU EĞİTMENİ NASIL OLMALIDIR ?
Anaokulunda çalışan öğretmenlerin ve personelin pedagojik bir eğitimden geçmiş olması önemlidir. Çünkü çocuk için temas ettiği herkes ve her şey okulu temsil etmektedir. Ses tonunun kullanımı; güler yüzün olması; bakımlı ve temiz bir görünüm çocuk için olduğu kadar veli için de önem taşımaktadır. Öğretmenin; çocuğun duygularını anlayabilecek; çocukla empati kurabilecek yeterlilikte; problem çözme yeteneğine sahip olabilmesi gerekmektedir. Sadece anaokulu eğitimi vermek yeterli gelmeyecek çocukla beraber coşkuyu ve eğlenmeyi paylaşması gerekmektedir.
İLK ÖĞRETİME HAZIRLIK EĞİTİMİ DEVAM ETTİĞİ OKULUNDA YOKSA BİR YIL SONRA BAŞLAYACAĞI İLK ÖĞRETİM OKULUNUN ANAOKULUNDA MI OLSA DAHA İYİ OLUR ?
ÖĞRETMEN DEĞİŞİKLİĞİ ÇOCUĞUMUN PSİKOLOJİSİNİ BOZAR MI ?
Bazı çocuklar vardır ki zihinsel gelişimleri kadar duygusal gelişim olarak da hazır oluşlarını tamamlamışlardır. Yeni girdikleri ortama uyumu kolaylıkla sağlayabilmektedir. Bu çocuklar için sorulacak tek soru “ ebeveyn olarak sizler çocuğunuzun tercih edeceğiniz okula başlamasına hazır mısınız? “ olur
Diğer taraftan bazı çocuklar zihinsel gelişimi yaşıtlarıyla uyumlu ancak duygusal olarak hazır olmayabilir. Bu çocuklar içinse ayrılık diğerlerine göre daha zor bir süreç olarak algılanabilir; tamamlanması gereken bu duygusal gelişimin devam ettiği anaokulunda olması çocuğun gelişimini destekleyecektir.
Bağlanmayla ilgili zorluk yaşayan bir çocuk için sık okul ve öğretmen değişimi daha büyük kaygılara sebep olabilmektedir.
“okul ve öğretmen değişikliğini çocuğumun psikolojisini bozmadan nasıl gerçekleştireceğim? sorusunun cevabı ise daha çok nasıl bir ayrılık süreci yaşandığıyla ilgilidir. Çocuğun bu süreçte öğreneceği sağlıklı bir ayrılığın nasıl yapılabileceği olacaktır.
Çocuğun haberi olmadan ani yapılan okul değişiklikleri çocuğun girdiği ortamda zorluk yaşamasına neden olacaktır. Bu dönemde anne baba öğretmen işbirliği içinde olmalıdırlar. Çocuğun gideceği okulun kararı verildikten sonra ebeveyn ve çocuk gideceği okula ziyaretlerde bulunabilirler. Böylece çocuğun zihninde bir tasarım olacaktır. Okulun özellikleriyle ilgili çocukla konuşulabilir; ondan da fikir alınabilir. Ancak okul ile ilgili konuşmalar abartıdan uzak olmalıdır. 6 yaş grubunda öğretmeniyle veda çalışmaları yapılarak (bu bir resim çalışması; ebeveynlerle beraber yazılmış bir mektup olabilir ) çocuğun öğretmeniyle vedası sağlanır. İstediği zamanlarda kısa süreli misafir olarak da gelebileceği konusunda öğretmen tarafından rahatlatılmalıdır. Bu koşulların sağlanmasında en büyük görev anne ve babanın hazır olmasıdır.
Her şart altında çocuğa net kısa tutarlı mesajın gitmesi çocuğun kaygısını azaltacaktır.
Psk. Ebru DEMİR
Haziran-2012
Önce size Pastazolli amcanın değdi bir sözü hatırlatırım “bir çocuğun eğitimi; bir çiçeğin eğitimi gibidir.” İlgi özen beceri isteyen bir iş sadece kurallara yöntemlere dayanmıyor; kitaplarda öğrenilmiyor; özveri istiyor. Beni bir düşünsenize yetişkinler yani bir çiçeği; önce toprağı kazır tohum ekersiniz. Çiçek açması için uygun koşulların sağlanması gerekir. Zamanında sular gübrelerseniz çiçek açar. Çok dokunup örselenirse de; bir köşede bırakılıp unutulursa da bir çiçek kurur. Ben de bir çiçek gibiyim; her şeyi kararınca ben de isterim.
Ben tamda 60 72 ay arasındayım; biliyorsunuz her şeyin bi hazır oluş hali vardır. Mesela doğmam için 9 ay gerekir; yaratılışımız böyledir. Sonra yürümeye başlamam için güçlenmem gerekir; dişlerimin çıkması için de… Sonra siz yetişkinler bazen aranızda ne konuştuğunuzu anlamasam da bana seslendiğinizde size uygun cevabı verebilmem için zihnimin sosyal yönümün gelişmesi lazım. Kalem tutabilmem için de parmaklarımın hamurla oynaması gerekir.
Bir üç aylık halimi düşünün bir de on iki aylık halimi; 3 aylıkken beceriksizin tekiydim; 12 aylık oldum yürüdüm bile tüm dünyayı yürüyerek gezebilirim sandım. Bir de şimdi düşünün gelişimimin hızlılığını?
4+4+4 dediğiniz şeyi çok anlamasam da beni benden büyüklerin arasına bırakmayın; 80 aylık ağabeylerim ve ablalarım her şeyi yapabilirken ben henüz 66 aylığım bu abi ve ablalarımın başarısına yetişemeyebilirim; bu yetersizlikle “başarısızım” diyerek etiketlemek istemiyorum kendimi; düşmek istemiyorum okulun koridorlarında; tuvalete gittiğimde “pantolonunu giyemiyor daha” demelerini de …
Benim kafam çalışıyor olabilir; biraz iri de görünebilirim ama mülkiyet dediğiniz benim kalemim; senin kalemin ayrımını bilemeyebilirim. Hoşuma giderse cebime alıp eve de götürebilirim. Dikkatimi odaklayıp masada çok uzun saatler oturamayabilirim. Yapılan araştırmalarda da; yeni zihin modelleri ortaya çıkmış ve karar verirken kar zarar terazisi değil; sevdiğin tercih ettiğin şeylerde daha başarılı olduğumuz ortaya çıkmış. 4+4+4 sisteminin içinde seçmeli dersler varmış; bu derslerden hangilerini alacağımın kararını ben verebilecek yaşta değilim. Anne babam ise beni yönlendiremeyebilir çünkü okuma yazma bilemeyebilir. Keşke önce ailemin eğitim düzeyini; düşüncelerini; bakış açılarını değiştirebilseydiniz.
ilgili olabilecek soru ve cevaplar
OKUL ÖNCESİ EĞİTİM ÇOCUĞUMU İLKÖĞRETİME HAZIRLAR MI ?
İlköğretime hazır olmanın şartlarından biri; çocuğun kendi yaşına uygun zihinsel gelişim düzeyine erişmiş olmasıdır. Bunun yanında çocuğun temel becerileri kazanmış olması ve sosyal duygusal alanda da yeterliliğinin olması gerekmektedir. Okul öncesi eğitim bu becerileri kazanmak büyük rol oynamaktadır.
- Zihinsel olarak çocuklar eşleştirme; sınıflandırma; fikir yürütme vb. beceriler kazanırlar.
- Sosyal duygusal olarak; çocukların kendi işlerini kendilerinin yapabilmesi; problem çözme becerilerinin kazanması; anne babadan ayrı olabildiğini görmeleri özgüven ve bağımlılık duygularının gelişimi; benlik algılaması olumlu gelişmesi gerekmektedir.
- Dil gelişimi olarak çocuklar kendini ifade etmeyi ben dilini kullanabilmeyi; empati kurabilmeyi öğrenmektedirler.
- Fiziksel olarak kesme; yapıştırma; kalem kullanımı; koşma zıplama gibi kas becerileri güçlendirirler.
- Özbakım olarak beslenme alışkanlığı; sorumluluk duygusunun gelişimi ; temizlik gibi beceriler kazanırlar.
Bunların yanında dikkat ve konsantrasyon gerektiren faaliyetler yapacakları için bu alanlarda problem yaşayan çocukların erken fark edilmesi okula başlamadan gerekli önlemlerin alınması sağlanır.
ANAOKULU EĞİTMENİ NASIL OLMALIDIR ?
Anaokulunda çalışan öğretmenlerin ve personelin pedagojik bir eğitimden geçmiş olması önemlidir. Çünkü çocuk için temas ettiği herkes ve her şey okulu temsil etmektedir. Ses tonunun kullanımı; güler yüzün olması; bakımlı ve temiz bir görünüm çocuk için olduğu kadar veli için de önem taşımaktadır. Öğretmenin; çocuğun duygularını anlayabilecek; çocukla empati kurabilecek yeterlilikte; problem çözme yeteneğine sahip olabilmesi gerekmektedir. Sadece anaokulu eğitimi vermek yeterli gelmeyecek çocukla beraber coşkuyu ve eğlenmeyi paylaşması gerekmektedir.
İLK ÖĞRETİME HAZIRLIK EĞİTİMİ DEVAM ETTİĞİ OKULUNDA YOKSA BİR YIL SONRA BAŞLAYACAĞI İLK ÖĞRETİM OKULUNUN ANAOKULUNDA MI OLSA DAHA İYİ OLUR ?
ÖĞRETMEN DEĞİŞİKLİĞİ ÇOCUĞUMUN PSİKOLOJİSİNİ BOZAR MI ?
Bazı çocuklar vardır ki zihinsel gelişimleri kadar duygusal gelişim olarak da hazır oluşlarını tamamlamışlardır. Yeni girdikleri ortama uyumu kolaylıkla sağlayabilmektedir. Bu çocuklar için sorulacak tek soru “ ebeveyn olarak sizler çocuğunuzun tercih edeceğiniz okula başlamasına hazır mısınız? “ olur
Diğer taraftan bazı çocuklar zihinsel gelişimi yaşıtlarıyla uyumlu ancak duygusal olarak hazır olmayabilir. Bu çocuklar içinse ayrılık diğerlerine göre daha zor bir süreç olarak algılanabilir; tamamlanması gereken bu duygusal gelişimin devam ettiği anaokulunda olması çocuğun gelişimini destekleyecektir.
Bağlanmayla ilgili zorluk yaşayan bir çocuk için sık okul ve öğretmen değişimi daha büyük kaygılara sebep olabilmektedir.
“okul ve öğretmen değişikliğini çocuğumun psikolojisini bozmadan nasıl gerçekleştireceğim? sorusunun cevabı ise daha çok nasıl bir ayrılık süreci yaşandığıyla ilgilidir. Çocuğun bu süreçte öğreneceği sağlıklı bir ayrılığın nasıl yapılabileceği olacaktır.
Çocuğun haberi olmadan ani yapılan okul değişiklikleri çocuğun girdiği ortamda zorluk yaşamasına neden olacaktır. Bu dönemde anne baba öğretmen işbirliği içinde olmalıdırlar. Çocuğun gideceği okulun kararı verildikten sonra ebeveyn ve çocuk gideceği okula ziyaretlerde bulunabilirler. Böylece çocuğun zihninde bir tasarım olacaktır. Okulun özellikleriyle ilgili çocukla konuşulabilir; ondan da fikir alınabilir. Ancak okul ile ilgili konuşmalar abartıdan uzak olmalıdır. 6 yaş grubunda öğretmeniyle veda çalışmaları yapılarak (bu bir resim çalışması; ebeveynlerle beraber yazılmış bir mektup olabilir ) çocuğun öğretmeniyle vedası sağlanır. İstediği zamanlarda kısa süreli misafir olarak da gelebileceği konusunda öğretmen tarafından rahatlatılmalıdır. Bu koşulların sağlanmasında en büyük görev anne ve babanın hazır olmasıdır.
Her şart altında çocuğa net kısa tutarlı mesajın gitmesi çocuğun kaygısını azaltacaktır.
Psk. Ebru DEMİR
Haziran-2012