Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Özel Eğitim Çalışmalarında Ailenin Rolü ve Rehabilitasyonu

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:05    Güncellendi: 18.02.2025 22:05
Sizlere bu yazımı akademik bir dille değil; konuşur gibi yazmak istiyorum; içimden geldiği gibi… Bu yazımda; içinde bulunduğumuz eğitim-öğretim ortamında; sizlerin öneminden bahsetmek istedim; asıl önemli olan öncelikle sizlersiniz çünkü…

Neden mi? İlk olarak; sizler olmasaydınız; o çok sevdiğimiz; içimiz titreyerek kendi evlatlarımız gibi gördüğümüz çocuklarımız olmayacaktı; sizler sayesinde onlarla birlikteyiz. İkinci olarak; ‘’özel’’ çocuklara sahipsiniz her biriniz ve her birinizin emeği belki de normal olan emeğin kat kat fazlasını buluyor…

Bu girişin ardından; yavaş yavaş; özel eğitimde birbirimize nasıl destek olabileceğimizden bahsetmek istiyorum kısaca. Karşılıklı bir yardım süreci çünkü bu. Ne bizler sizlersiz yeterli faydayı sağlayabiliriz; ne de sizler biz olmadan…

Biliyoruz ki; eğitimin temeli ailede başlar ve okulda devam eder. Çocuklarımız; zamanlarının çok fazla kısmını evde; yani sizlerle geçiriyorlar. Onları en iyi tanıyan sizlersiniz. Onları sizlerden iyi tanıyan; onların üzerinde sizlerden daha etkili olabilecek başka kişiler yok dünya üzerinde. Bu nedenle; sizlerin evde vereceği eğitim-öğretim; çok önemli görünüyor. Peki; bu eğitim-öğretimi sağlayabilmek için; öncelikle hangi basamakların tamamlanmış olması gerekir? Ben; edindiğim tecrübelerden; paylaşabildiğim kadarını sizlerle paylaşmak istiyorum.

İlk olarak; ailenin yapması gereken ve belki de en zor olanı; durumu; olduğu gibi kabul etmektir. Böylece; durumla başa çıkmayı öğrenir ve gerçekçi çözümler üretilebilinir. Var olan durumu reddetmek; ilerleyebilecek olan yolun önüne; her gün yeni bir engel koymak demektir. Var olan durumu kabul etmemek; her gelişim alanında; çocuğu sıkıntıya sürüklemektedir. Örneğin; bilişsel olarak geliştirilebilecek becerilerde daha geride kalmasına neden olmakta; toplumda kabul görmeyeceği endişesi ile çocuk; aile tarafından toplumdan soyutlandığında sosyal açıdan gelişememektedir. Tüm bunların yanında; hem aile hem de çocuk duygusal olarak umutsuzluğa sürüklenmekte; böylece bu kısır döngü sürüp gitmektedir.

İkinci olarak; çocuktan beklenilenlerin çok yüksek olması; çocuğu ve aileyi yıkıma uğratmaktadır. Bu noktada yine beklentilerimizi gerçekçi ve dozunda tutmalıyız ki; küçük adımları fark edebilelim.

Üçüncü olarak sıkça fark ettiğim durum ise; ailelerimizin; çocuklarını normal gelişim gösteren çocuklarla kıyaslamalarıdır. Bu gerçekçi bir değerlendirme değildir. Bu gibi kıyaslamalar yaptığımızda; ailelerimiz psikolojik olarak çöküntüye sürüklenmektedir. Bizler; çocuklarımızı; olduğu gibi değerlendirmeli; geliştirebileceğimiz ölçüde emek vermeli ve mucize beklememeliyiz.

Sıkça rastladığım diğer bir tutum ise; çocuklarımızın aileleri tarafından aşırı korunması. Kendi bakımını üstlenebilecek; kişisel ihtiyaçlarını karşılamayı öğrenebilecek çocuklarımızın bazıları bile aileleri tarafından çok fazla korunduğu ve desteklendiği için; geliştirebilecekleri becerilerini geliştirememekte; birey olduklarını hissedememekte; anne babalarına bağımlı kalmayı sürdürmek zorunda kalmaktadırlar. Oysa; bizlerin hedefi; çocuklarımızın (bu becerilerini geliştirebilecek çocuklarımızın) birey olduklarını hissederek; olabildikleri ölçüde gelişebilmelerine katkı sağlamak olmalıdır.

Rastladığım diğer bir durum ise; içinde bulunulan koşullardan dolayı; ailelerimizde depresyon ve kaygı durumlarının yaşanıyor olması. Bu gibi durumlarda; hekimlerimizden ve uzmanlardan destek almak; etik ve doğru olan şey.

Yukarıda sıraladıklarım; gözlemlerime dayalı olan durumlar. Elbette ki; her ailede; bunlar ya da bunlara benzer durumlar yaşanmıyor.

Şimdi gelelim; işin bizimle yani eğitimcilerle ilgili olan kısımlarına. Bizler sizlere nasıl destek olmalıyız? Bunun doğru yöntemi nedir?

Bizlerin öncelikli görevi; siz ailelerimize; içinde bulunduğunuz zor durumu kabullenmede yardımcı olmak. Tabii durumu bilimsel ve net olarak paylaşarak. Sizlere destek olup; umut aşılamaya çalışırken; gerçekleşmeyecek vaatler sunmak; bilimsellikten ve eğitimci kimliğimizden sıyrılmak demektir. Emin olun; bazen gerçekleri açıklamak ve ailelerimizi bununla yüzleştirmek; sandığınızdan çok daha zor. Ama her zaman ne diyoruz? İlerleme kaydedebilmek için; öncelikle kabul etmeliyiz.

Daha sonraki görevlerimizden biri ise; sizleri anne-baba olarak desteklemek ve çocuklarımızın evdeki eğitimcileri olarak desteklemek geliyor. Anne-baba olarak sizleri destekleme programlarından kastım; çocuğunuzu kabullenme; sosyalleşme sürecinin nasıl olması gerektiği; çocuğunuzun kardeşleriyle olan ilişkilerinin nasıl olması gerektiği; yaşayacağınız yasal sürecin nasıl olacağı ile ilgili sizleri bilgilendirmektir. Sizleri; çocuğunuzun öğreticisi olarak desteklemekten kastım ise; çocuk yetiştirme tutumları hakkında; çocuklarımızın gelişim alanları hakkında bilgi sahibi olma ve bunları geliştirme becerilerini nasıl destekleyebileceğinizi aktarma; davranışlarında ve toplumsal becerilerinde nasıl destek olabileceğiniz konusunda bilgiler sağlamak. Bir diğer görevimizin ise; ilgili yönlendirmeleri yapmak olduğunu düşünüyorum. Hepimizin uzmanlık alanları ve branşları farklı. O nedenle; sizlere; gerekli desteği sağlayacak olan uzmanlarımıza sizleri yönlendirerek; verimi artırmış oluyoruz.

Her iki grubun da görevlerinden ve bana göre önemli gördüğün noktalardan bahsettim sanıyorum. Önemli olan şey ise; hep birlikte; birbirimizi en önemlisi anlayarak ve destek olarak çocuklarımızın eğitimine ve sizlere katkı ve destek sağlamak. Birbirimize karşı anlayışlı; dürüst; etik yaklaştığımız sürece; hem sizler; hem çocuklarımız hem de bizler içinde bulunduğumuz gelişimden tatmin olacağız. İşbirlikli çalışmak; gelişimin ilk ve öncelikli basamağıdır.

Sevgiyle…
Psk. Burçak Demirkan.