Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Seni Uzaktan Sevmek Aşkların En Güzeli (Bir Vajinismus Masalı)

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:05    Güncellendi: 18.02.2025 22:05
" Daha ben bile kendime dokunmazken; sen kim oluyorsun da buna teşebbüs ediyorsun?"

Bir varmış; bir yokmuş; genç kızın hayalleri çokmuş. Kendini eşine saklayacak; yanına erkek sinek bile yaklaştırmayacak; bembeyaz gelinliğine yakışır bembeyaz umutlarla; prensi gelsin diye bekleyecekmiş. Prensi gelecekmiş gelmesine; alıp kızımızı beyaz atıyla götürecekmiş. Ancak mutlu çiftimiz işte bu noktada kötü büyücünün cinsel tuzağına düşecekmiş. Prens ne yapsa ne etse genç kızımıza dokunamamış. Bırakın el sürmeyi; yanına bile yaklaşamamış. Kızımız hiç bu tür hayaller kurmamış hatta cinsellik yaşayamasın diye ne gerekiyorsa o anlatılmış. Tertemiz ümitlerle; tertemiz bir aşk; steril bir yuvaymış en büyük hayali. Sarılmaktan ve yanağa küçük buselerden fazlasını aklına bile getirmemiş. O kendisi bile kendisine kıyıp da dokunamamışken; prensi elbette ki bu masumiyete el süremezmiş... Genç kızımız; eşinin kendisine dokunmasına izin verirse; tarifsiz acılarla; kan revan içinde kalarak cezalandırılacağını çok iyi bilmekteymiş. Bu kadar korkunç sonuçları olabilecek bir ilişkinin; o masum ve saf sevgide nasıl yeri olabilirmiş? En güzeli; yeni kavuşmuş aşık çiftin birbirini uzaktan sevmesiymiş...
İşte masalın bittiği nokta tam da buraya denk düşmekteymiş. Gökten üç elmanın düşmesi; çiftin sonsuza dek mutlu yaşamasına yetmemiş. İş o elmaların düştüğü yerdeymiş....

Kızlarını korkuyla büyüten aileleriz. Ayıplar; yasaklarla korkutan; bilgi vermek yerine hurafeler anlatan toplum üyeleri.


Oğullarını abartan aileleriz; onlara hata yapma özgürlüğü vermeyen; tümgüçlü hissettiren; sınırsız hak tanıyan aileler.

Doğanın en sorunsuz işleyen; devamlılığını sağlayan; doğan gün kadar elzem ve bir o kadar da güzellik barındıran cinsel birleşme ritüelini; kabusa çevirmiş vaziyetteyiz. O kadar bilinçaltımıza işlemiş ki penis-vajina korkusu; nice okullar okusak; çifte üniversiteler bitirsek; her alanda kendimizi geliştirsek dahi bedenimizin tuzağına düşebilmekteyiz.

Bilmiyoruz; öğrenmiyoruz; öğretmiyoruz. Cinselliği ne kadar gizlersek; ne kadar saklarsak o kadar namuslu sayıyoruz kendimizi.

Hem kadınlarımız zorda; hem erkeklerimiz. Mahcubiyetten ne birbirleriyle ne de cinsel terapistleriyle göz göze dahi gelemiyor çiftler görüşme odasında. “Biz yıllardır evliyiz ancak henüz cinsel birleşme yaşayamadık.” demeleri bile haftalar alıyor bazen. Döndürüyorlar; dolaştırıyorlar; yuvarlıyorlar lafları ama bir türlü “Biz sevişemiyoruz; birleşemiyoruz; kadın ve erkek olamıyoruz..” diyemiyorlar.

Vajinismus; kadının hastalığı gibi algılanıyor çoğu çift tarafından. Karısını terapiye yollayan; “git düzel de gel” diyen erkek de var; eşini elinden tutup getiren; ona konuşma hakkı dahi vermeyen; kızını doktora getirmiş baba edasını taşıyan erkek de…
Vajinismus; çiftin problemidir diyoruz ilk iş; tüm cinsel problemler gibi. Korkan kadın varsa; nasıl yaklaşacağını da bilmeyen erkek var diye anlatıyoruz ama kadınlar bile inanmakta zorlanıyorlar dediklerimize; bırakın ki erkeği ikna edelim. Genç kızlarımız; genç kadınlarımız o kadar içselleştirmişler ve sahiplenmişler ki bu korkuyu; kendilerini kabahatli; eksikli varsayıyorlar. Cinselliği tekil yaşamaya çalışıyorlar. Birbirinizi iyileştirebilir; kafeslerinizden kurtarabilirsiniz diye anlatmaya çalışıyoruz çiftlere; ilişkinin her türlüsü çift taraflıdır. Bazen hak vererek; bazen anlaşıldığına sevinerek; bazen de şaşkınlıkla dinliyorlar bizi. Ama her defasında çözümsüz zannettikleri problemlerinin beklediklerinden çok daha rahat ve etkili bir şekilde üstesinden gelmenin huzuru ve mutluluğuyla ayrılıyorlar yanımızdan.

Sözün özü; en çok şunun bilinmesinde fayda görüyorum: Organik bir rahatsızlık bulunmadığı takdirde; vajinismus; büyük oranlarda tamamen çözülebilen bir cinsel problemdir ve çiftin ortak rahatsızlığıdır.

Doğru bilgilendirme ile dahi çoğu zaman sorunun büyük kısmı çözüme ulaşır. Kişiler kendilerini ve bedenlerini tanıdıklarında; korku ve ihtiyaçlarının nereden kaynaklandığını fark ettiklerinde daha çok birbirlerine kenetlenir ve beraberce aştıkları her engelle; kadın ve erkek olmanın keyfine daha çok vararak bütünlenirler.

Ruhsal ve bedensel doyum sağlayan bir cinsel hayat; her evliliğin tutkalı ve sağlıklı tüm çiftlerin en doğal hakkıdır.

Vajinismus; çözümü olan; sistemli bir terapi yöntemi bulunan; uzman kişilerce danışmanlık uygulandığında son derece başarıyla sonuçlandırılan; çok boyutlu bir rahatsızlıktır. Sadece cinsel değil; aynı zamanda duygusal; bilişsel; davranışsal ve ilişkisel bileşenleri vardır. Duygusaldır; çünkü kişiler birtakım suçluluk duyguları; ayıp; yasak; günah duyguları gibi olumsuz hislerle cinselliği hiçbir zaman güzel algılayıp; doğal yaşayamamışlardır. Bilişseldir; çünkü çocuklukları ve hatta gençlikleri boyunca ilk cinsel birleşmenin ne kadar zorlu ve acılı bir süreç olduğuna dair; gerçeklikle hiçbir bağlantısı bulunmayan öyküler dinlemişlerdir. Davranışsaldır; çünkü bazı yanlış öğrenilmişliklerle; baskıcı bir aile yapısında büyümeyle; mastürbasyon ve orgazm nedir bilmemekle kendi bedenlerine yabancı kalıp; kısıtlayan davranışlar geliştirmişlerdir. İlişkisel yönü ise çiftin aralarındaki sevgi; ilgi; özen; anlayış iletişiminde sorun yaşandığında başgösterir. Birbiri ile uygun ve uyumlu bir iletişim kuramayan; öfke ve kırgınlıklarını bastıran; güven problemi yaşayan kadın ve erkek; sorunu fark etmeden yatak odalarına taşırlar. Tüm bu konular gözden geçirilip; halledilmediğinde ve bu rahatsızlıkla uzun yıllar beraber yaşandığında; kadını ayrı; erkeği ayrı olumsuzlukta etkiler; iz bırakır ve umutsuzluğa sürükler.

Bu problemden muzdarip olduğunu düşünen çiftlerin; tanıyı netleştirmek için; ilk adımda kadın-doğum uzmanlarına ve gerekirse ürolojiye başvurmaları uygun olur. Tıbbi açıdan bir problem olmadığı tespit edildiğinde ise; eğitimli cinsel terapistler yardımıyla ortalama 5-10 seansta üstesinden gelebilirler.

Cinsel eğitimin yaygınlaşması; kızlarımızın bedenleriyle barışması; erkeklerimizin kendilerini cinsel bilgiler uzmanı olmak zorunda hissetmekten vazgeçmeleri ile çok daha mutlu; sevgi dolu; tutkulu ve tatminkâr evlilikler yaşanabilecek; sağlıklı çocuklar ve üretken; faydalı bir toplum oluşabilecek düşüncesindeyim.

Psk. Burcu Atatür