İnsan psikolojisi o kadar derin ve karmaşık ki; hangi olaydan; ne zaman; ne koşulda ve ne kadar etkilenebileceği belli olmuyor. Bizi etkilemeyen bir olay ya da durum; başka bir insanda çok farklı etkilere neden olabiliyor. Çünkü hepimiz anne karnından başlayarak genetik; ailevi ve çevresel bir çok farklı koşulda yetişiyoruz ve farklı etkenlere maruz kalıyoruz. Bu da bizim kişilik özelliklerimizi ve kendimize; hayata ve dış dünyaya bakışımızı belirliyor.
Hayatta karşılaştığımız bir çok olay ya da durum gibi; mevsimler de psikolojimizi olumlu ya da olumsuz şekilde etkileyebiliyor. Güneş ışıklarından daha az faydalanabildiğimiz kış aylarında kendimizi daha mutsuz; bıkkın; yorgun hissederken; güneş ışıklarının arttığı yaz aylarında kendimizi daha mutlu ve iyi hissediyoruz. Yine mevsim geçişlerinin yaşandığı bahar ayları da ruhsal dengemizi bazen olumsuz etkileyebiliyor. Küresel ısınmayla birlikte artık daha uzun bir kış ve uzun bir yaz geçirir olduk ve bahar aylarını yaşayamaz hale geldik. Özelikle bu kış hepimiz çok uzun; zorlu; sıkıcı ve bunaltıcı geçti. Hava soğuktu; kar yağışı yoğundu; bu nedenle sosyal hayatımız büyük ölçüde azaldı; evden daha az çıkar hale geldik. Doğal olarak da kendimizi mutsuz hissettik. Ancak şimdi bahar geliyor ve doğa yeniden uyanıyor; tabi bizim içimizde de bir şeyler uyanıyor; ancak bu uyanış da bazen sancılı olabiliyor.
Bahar aylarında hepimizde fiziksel; hormonal ve ruhsal bir çok değişimler olabilir. Yine allerjiler; mide ve bağırsak rahatsızlıkları ve migren bahar aylarında artış gösterebilir.
Eskiden bahar yorgunluğu adını verdiğimiz bu durum artık tıbben bir hastalık olarak kabul ediliyor ve Mevsimsel Duygulanım Bozukluğu (SAD) adı veriliyor. Mevsimsel Duygulanım Bozukluğu her yıl Eylül ayında başlayıp Nisan ayı sonuna kadar devam eden; özellikle de Aralık; Ocak ve Şubat aylarında yoğunlaştığı öne sürülen ve güneş ışığından uzak kalmanın tetiklediği düşünülen bir rahatsızlıktır. Özellikle kadınları erkeklere oranla daha fazla etkilemektedir. Güneş ışıkları insan beynindeki bazı bölgeleri uyarır ve azlığında seratonin ve melatonin gibi bazı hormonların salgılanma düzeyleri değişir. Seratonin hormonu ‘’mutluluk hormonu’’ olarak adlandırılır ve beyindeki seratonin hormonun azalmasının depresyona yol açtığı düşünülür. Güneş ışığı azaldığında seratonin sagılaması da azalır; bu da kişinin kendini mutsuz hissetmesine yol açar. Yine melatonin hormonunun da kişiyi sakinleştirici ve uyku verici bir özelliği vardır ve özellikle karanlık ortamlarda salgılanır. Güneş ışığından uzak kalındığında melatonin daha fazla salgılanır ve bu da kişinin uykulu; halsiz ve yorgun hissetmesine neden olabilir. Mevsimsel Duygulanım Bozukluğu semptomları her yaşta görülebilmekle birlikte; özellikle 18-30 yaş arasında başlama sıklığı daha fazladır.
uykuda düzensizlik ( ya gereğinden fazla uyuma ya da uykusuzluk)
içe kapanma
sosyal faaliyetlerden uzaklaşma
iş hayatında verimsizlik ve performans kaybı
çabuk sinirlenme
huzursuzluk
tahammülsüzlük
dikkat dağınıklığı
cinsel isteksizlik
mutsuzluk
yapılan işlerden keyif alamama
Mevsim geçişleri hepimizi az ya da çok oranda etkiler; ancak bazılarımızı daha yoğun etkiler. Eğer yukarıda saydığım bu ve benzeri belirtiler en az iki hafta boyunca sürüyorsa ve günlük yaşantımızı; iş yaşantımızı ve sosyal ilişkilerimizi bozar hale geldiyse o zaman bir uzmana başvurma vakti gelmiş demektir. Çünkü bu belirtiler aynı zamanda büyük ölçüde depresyon belirtileridir ve uzun süre bu durum devam ederse depresyon başlangıcında olabiliriz. Bir an önce bir uzmandan yardım almamız en doğrusu olacaktır.
Mevsimsel Duygulanım Bozukluğu’ndan korunmak için neler yapabiliriz?
Bahar aylarındaki bu duygusal değişimlerin olumsuz etkilerinden korunabilmek için hayat tarzımızda bir takım değişiklikler yapmamız ve bunları sürdürmemiz gereklidir.
Öncelikle bunun geçici bir durum olduğunu düşünmeliyiz ve hayata olumlu bakmaya çalışmalı ve olayların olumlu yönlerini görmeye çalışmalıyız.
Güneş ışığından daha fazla yararlanabileceğimiz ortamlarda bulunmak yararlıdır. Açık havada her gün düzenli olarak yapılacak 30 dakikalık yürüyüş çok faydalı olacaktır. Egzersiz beyindeki seratonin üretimini arttırır ve kişinin kendini daha mutlu hissetmesini sağlar.
Kapalı ve havasız ortamlardan uzak durmak gereklidir.
Nefes egzersizleri; rahatlama ve gevşeme egzersizlerini öğrenmek ve uygulamak faydalı olacaktır.
Uyku düzenini ayarlamak; mümkün olduğunca düzenli yatış ve kalkış saatleri belirlemek faydalı olacaktır.
Sevdiğimiz insanlarla vakit geçirmek; sevdiğimiz bir hobiyle uğraşmak; hayatımıza renk katacak yeni uğraşlar edinmek de faydalı olacaktır.
Kendini sevmek; kendini değerli bulmak ve kendini güzel şeylere layık görmek çok önemlidir.
Yeme düzenine dikkat etmek de önemlidir.
Her gün kendimize 10 dakika ayırarak; sessiz bir ortamda dinlenmek ve hayal kurmak da faydalı olacaktır.
‘’Her bahar yeni bir başlangıçtır ve doğanın kendini yenilediği gibi biz de kendimizi severek; olumlu düşünerek ve hayat tarzımızda olumlu değişiklikler yaparak kendimizi yenileyebiliriz.’’