Ramazandan Sonra Beslenmeye Dikkat!
RAMAZAN SONRASI TEHLİKE ÇANLARI!...
Ramazan ayına girmeden önce belirli bir düzende;beslenmelerine dikkat eden; yaşam tarzları; iş hayatları; günlük düzenlerine göre beslenmelerini şekillendiren kişiler; ramazanda oruç tutarak bambaşka bir beslenme düzenine geçiş yapmaktadırlar. Ramazan öncesi bir gün içerisinde 3-4 saat ara ile en azından 3 öğün yemek yeniliyorken; ramazan ayı içerisinde; iki öğün arasındaki saat farkı 16 saate kadar çıkmaktadır. Bu 1 aylık süre de olsa;vücudumuzun işleyişini tamamıyla değiştirmektedir. Ayrıca ramazan ayında su tüketiminin de sınırlı olması; metabolizmayı olumsuz etkileyen bir diğer unsurdur.
Ramazanda beslenme önerilerine dikkat ederek; sahur;iftar ve iftar sonrası ara öğün olmak üzere; düzenli ve doğru beslenerek; bu ayı kilo almadan geçirebilen kişiler; hatta kilo vermeyi başarabilen kişiler de muhakkak vardır. Fakat vücudumuzu dinlendirdiğimiz; daha çok arındırdığımız;sindirim işleyişimizin; metabolizmamızın hatta uyku düzenimizin bile değiştiği bu 1 ay sonrasında; en önemli ve en çok dikkat edilmesi gereken dönem başlamaktadır.
Oruç tutan ya da tutamayan kişiler; hiç fark etmeksizin; özellikle şeker bayramında beslenmelerine çok dikkat etmelidirler bu dönemi tatil yaparak geçiren bireyler; tercih ettikleri otellerde açık büfenin azizliğine uğramamak adına; bilinçli davranmalıdırlar. Hatta evlerinde vakit geçirecek ve eş dost; akraba ziyaretlerinde bulunacaklar için durum dahada tehlikeli boyuta çıkabilir; çünkü ikram edilecek şekerlemeler; çikolatalar ve özellikle şerbetli tatlılar büyük zarar oluşturmaktadır.
Özellikle ramazan ayı boyunca oruç tutan bireyler; 1 ay süre ile metabolizmalarını farklı bir beslenme düzenine alıştırdıkları ve nefislerini kontrol ederek çoğu besinden uzak durdukları için; ramazan ayının sona ermesi ile fazla özgür davranmamalıdır ve mide; sindirim sistemi ve metabolizmalarına ağır gelecek davranışlardan kaçınmalıdırlar. Yapılacak en doğru davranış; 2-3 saat ara ile küçük öğünler şeklinde; mideyi yormadan;vücudu sık beslenmeye yavaş yavaş alıştırmaktır. Birden şekerli; hamur işi gıdalara yüklenilmemelidir; aksi taktirde kan şekerinde aşırı dengesizlikler olabilmektedir. Ayrıca aşırı yağlı; ya da fazla proteinli öğünler yapmakda; mideyi fazlasıyla yorabilir. çünkü ramazanda 1 ay boyunca 16 saat dinlenen mide; birden 3 saat ara ile sindirimi zor besinlere karşı dirençli olabilir.
Ramazan bayramı tatili ve sonrası için söylenebilecek öneriler; zengin sabah kahvaltılarında; tam tahıllı ürünlere yer vermeli; kalsiyum ve protein kaynakları; yumurta veya peynir muhakkak bulunmalı; yağ kaynağı olarak 1-2ceviz yada 3-4 zeytin; ve lifli gıdalardan c vitamini kaynağı sebzeler tüketilmelidir. Öğle yemeklerini hafif 1kase çorba ya da; salata ile geçirerek; akşam yemeklerinde ızgara ile beraber sadece salata tüketerek; yada sebze yemekleri ile beraber sadece yoğurt tüketerek günlerini tamamlayabilirler. Gün içinde yapacakları 2 ara öğünde 1 er porsiyon meyve tüketilerek de gereken vitaminler ve lifli besinler vücuda alınmış olur.
‘Peki ya biz hiç tatlı tüketmeyecek miyiz?’ diye sorulacaktır muhakkak. İşte bu soruya uygun en güzel öneri de; yaz mevsiminin en masum tatlısı dondurma olacaktır. Hem besleyici; hem hafif bir sütlü tatlı olan dondurmadan gün içerisinde 2 top tüketilmesinden hiçbir zarar gelmez. Ya ikram edilecek tatlılar; şekerlemeler? İşte bu konuda alarm zilini çalmak gerekiyor. İkramlar sütlü tatlılar ise günde 1 ikramı kabul ederek tatlı kotamızı doldurabiliriz.hamur işi tatlılardan uzak durmalıyız. Çikolatalara gelirsek günde 1 küçük çikolata hakkınızın olduğunu unutmazsak; bayram tatilimizi de tehlikeye yer vermeden geçirmiş oluruz.
Bütün bu kadar öneri arasında bahsetmediğimiz tek şeysu tüketimi oldu ki; bu en önemlisidir. Günde 2.5-3 lt arasında su tüketmeyi unutmamalıyız. Vücudumuzu suya doyurmalı; metabolizmamızın en sağlıklı şekliyle çalışması için gereken su ortamını sağlamalıyız. Ve son olarak tatilimizi hareketli; yürüyüş; yüzme gibi sporlara yer vererek geçirmeliyiz ki kilo artışına engel olabilelim.
Dyt. Seda KAYA
Beslenme ve Diyet Uzmanı
Ramazan ayına girmeden önce belirli bir düzende;beslenmelerine dikkat eden; yaşam tarzları; iş hayatları; günlük düzenlerine göre beslenmelerini şekillendiren kişiler; ramazanda oruç tutarak bambaşka bir beslenme düzenine geçiş yapmaktadırlar. Ramazan öncesi bir gün içerisinde 3-4 saat ara ile en azından 3 öğün yemek yeniliyorken; ramazan ayı içerisinde; iki öğün arasındaki saat farkı 16 saate kadar çıkmaktadır. Bu 1 aylık süre de olsa;vücudumuzun işleyişini tamamıyla değiştirmektedir. Ayrıca ramazan ayında su tüketiminin de sınırlı olması; metabolizmayı olumsuz etkileyen bir diğer unsurdur.
Ramazanda beslenme önerilerine dikkat ederek; sahur;iftar ve iftar sonrası ara öğün olmak üzere; düzenli ve doğru beslenerek; bu ayı kilo almadan geçirebilen kişiler; hatta kilo vermeyi başarabilen kişiler de muhakkak vardır. Fakat vücudumuzu dinlendirdiğimiz; daha çok arındırdığımız;sindirim işleyişimizin; metabolizmamızın hatta uyku düzenimizin bile değiştiği bu 1 ay sonrasında; en önemli ve en çok dikkat edilmesi gereken dönem başlamaktadır.
Oruç tutan ya da tutamayan kişiler; hiç fark etmeksizin; özellikle şeker bayramında beslenmelerine çok dikkat etmelidirler bu dönemi tatil yaparak geçiren bireyler; tercih ettikleri otellerde açık büfenin azizliğine uğramamak adına; bilinçli davranmalıdırlar. Hatta evlerinde vakit geçirecek ve eş dost; akraba ziyaretlerinde bulunacaklar için durum dahada tehlikeli boyuta çıkabilir; çünkü ikram edilecek şekerlemeler; çikolatalar ve özellikle şerbetli tatlılar büyük zarar oluşturmaktadır.
Özellikle ramazan ayı boyunca oruç tutan bireyler; 1 ay süre ile metabolizmalarını farklı bir beslenme düzenine alıştırdıkları ve nefislerini kontrol ederek çoğu besinden uzak durdukları için; ramazan ayının sona ermesi ile fazla özgür davranmamalıdır ve mide; sindirim sistemi ve metabolizmalarına ağır gelecek davranışlardan kaçınmalıdırlar. Yapılacak en doğru davranış; 2-3 saat ara ile küçük öğünler şeklinde; mideyi yormadan;vücudu sık beslenmeye yavaş yavaş alıştırmaktır. Birden şekerli; hamur işi gıdalara yüklenilmemelidir; aksi taktirde kan şekerinde aşırı dengesizlikler olabilmektedir. Ayrıca aşırı yağlı; ya da fazla proteinli öğünler yapmakda; mideyi fazlasıyla yorabilir. çünkü ramazanda 1 ay boyunca 16 saat dinlenen mide; birden 3 saat ara ile sindirimi zor besinlere karşı dirençli olabilir.
Ramazan bayramı tatili ve sonrası için söylenebilecek öneriler; zengin sabah kahvaltılarında; tam tahıllı ürünlere yer vermeli; kalsiyum ve protein kaynakları; yumurta veya peynir muhakkak bulunmalı; yağ kaynağı olarak 1-2ceviz yada 3-4 zeytin; ve lifli gıdalardan c vitamini kaynağı sebzeler tüketilmelidir. Öğle yemeklerini hafif 1kase çorba ya da; salata ile geçirerek; akşam yemeklerinde ızgara ile beraber sadece salata tüketerek; yada sebze yemekleri ile beraber sadece yoğurt tüketerek günlerini tamamlayabilirler. Gün içinde yapacakları 2 ara öğünde 1 er porsiyon meyve tüketilerek de gereken vitaminler ve lifli besinler vücuda alınmış olur.
‘Peki ya biz hiç tatlı tüketmeyecek miyiz?’ diye sorulacaktır muhakkak. İşte bu soruya uygun en güzel öneri de; yaz mevsiminin en masum tatlısı dondurma olacaktır. Hem besleyici; hem hafif bir sütlü tatlı olan dondurmadan gün içerisinde 2 top tüketilmesinden hiçbir zarar gelmez. Ya ikram edilecek tatlılar; şekerlemeler? İşte bu konuda alarm zilini çalmak gerekiyor. İkramlar sütlü tatlılar ise günde 1 ikramı kabul ederek tatlı kotamızı doldurabiliriz.hamur işi tatlılardan uzak durmalıyız. Çikolatalara gelirsek günde 1 küçük çikolata hakkınızın olduğunu unutmazsak; bayram tatilimizi de tehlikeye yer vermeden geçirmiş oluruz.
Bütün bu kadar öneri arasında bahsetmediğimiz tek şeysu tüketimi oldu ki; bu en önemlisidir. Günde 2.5-3 lt arasında su tüketmeyi unutmamalıyız. Vücudumuzu suya doyurmalı; metabolizmamızın en sağlıklı şekliyle çalışması için gereken su ortamını sağlamalıyız. Ve son olarak tatilimizi hareketli; yürüyüş; yüzme gibi sporlara yer vererek geçirmeliyiz ki kilo artışına engel olabilelim.
Dyt. Seda KAYA
Beslenme ve Diyet Uzmanı