Kadınların hayatlarında yalnızca birkaç defa yaşayabilecekleri gebelik; bedenin hem psikolojik hem de fizyolojik olarak değiştiği eşsiz bir süreçtir. Bu süreçte içinizde hızla büyüyen canlının ise size her zamandan fazla ihtiyacı vardır. Gebeliğin ilk 3 ayında annenin depolarından son derece rahat beslenebilen bebek; ilerleyen aylarda düzenli bir beslenme planı içinde büyüme gelişmesini kusursuz olarak tamamlayabilmektedir. Anne adayının doktor kontrollerini aksatmaması; beslenmesini ve hayatını düzenlemesi gebelik sürecinin başarı ile sonlandırılması için oldukça önemlidir.
Gebelikte değişen fizyolojik durumları şöyle sıralayabiliriz;
· Bulantı ve ara ara kusma (gebelerin %50-60’ında görülür)
· Memede şişkinlik
· Sı k sık idrara çıkma
· Karında çizgilenmeler
· Ciltte değişen renk dalgalanmaları
· Uykuya eğilim; bazen sinirlilik
· İştah değişiklikleri; bazı besinlere karşı aşırı istek; bazılarına karşı ise isteksizlik
Aynı zamanda gebelik; beslenme açısından ise üzerinde titizlikle durulması gereken dönemlerin de başında gelir. Gebe kaldığını öğrendiği andan itibaren anne adayının beslenme düzeninde dikkat etmesi gereken noktaları şöyle sıralayabiliriz;
Ø Sindirim sistemi ile ilgili sıkıntıların sık yaşanmasından dolayı anne adayı hiçbir öğünde midesini tıka basa doldurmamalıdır. Her zaman sofradan yarı doymuş kalkmalıdır.
Ø Mide bulantısı yaşanan dönemlerde sıvı besinlerin tüketimi sınırlandırılmalıdır. Çorba; meyve suyu; ayran; süt; sulu yemekler yerine daha susuz yemekler yemeli; etleri ızgara olarak tercih etmelidir. Hafif tuzlu peynirler ve ekmek mide bulantısını en kolay geçirebilen besinlerdir.
Ø Daha sık aralıklarda yarımşar porsiyon yemekler; meyveler yenilmelidir.
Ø Beslenmede özellikle kırmızı ete yer verilmelidir.
Ø Kırmızı et tüketilen öğünlerde ayran veya yoğurt yenilmemeli; kırmızı etteki demirden maksimum faydayı sağlayabilmek için yanında bol limonlu salata tüketilmelidir.
Ø Şeker içeriği olan besinlerin gebelik sürecinde ne anne adayına ne de bebeğe bir faydası yoktur. Şekerli besinler mümkün olduğunca sınırlandırılmalıdır. Bu; hem gebelik şekerinin çıkmaması için hem de gereğinden fazla kilonun alınmaması için önemlidir.
Ø Özellikle gebeliğin ilk 3 ayında hijyeninde sıkıntı olabilecek besinler tüketilmemelidir. Tüketiminden uzak durulması gereken bu riskli besinler şöyledir;
o İyi pişmemiş etler
o Çiğ yumurta
o Çiğ süt
o Dışarıda tüketilen ve iyi yıkanmamış malzemeler ile yapılmış salatalar.
o Sakatatlar
o Nemli ortamda uzunca sürece beklemiş baharatlar(kırmızı pul biber; karabiber; kuru nane; kimyon; kekik vb…)
Ø Özellikle gebeliğin ilerleyen aylarında yeterince su ve diğer sıvı gıdaların tüketimi artırılmalıdır. Günde 2;5 litre sıvıya çıkılması gerekir. Bebeğin içinde durduğu amniyon sıvısının azalmaması için önemlidir.
Ø Tuz içeriği çok yüksek olan besinler gebelikte ödem ve tansiyon problemi yaratmaması için sınırlandırılmalıdır. Tuz içeriği yüksek olan besinleri şöyle sıralayabiliriz;
o turşu;
o salamura besinler;
o çok tuzlu zeytin ve peynirler;
o soya sosu
o maden suları
o kola
Ø Şeker içeriği çok yüksek olan besinlerden fazla miktarda tüketmek gebelik şekeri açısından risk teşkil eder. Özellikle hamurlu ve şerbetli tatlılardan mümkün olduğunca uzak durmak; tüketilecekse bile yarım porsiyon tüketilmesi önemlidir. Eğer şekerli gıdaların tüketilmesi isteniyorsa tercihin içinde sütün bulunduğu tatlılardan yana yapılması gerekir.
GEBELİK VE KAFEİN TÜKETİMİ
Çoğu gebenin bilmediği; bilse de atladığı; önemsemediği bir diğer konu ise gebelikte kafein tüketimidir. Kafein; gebelik ve emziklilik döneminde oldukça sınırlandırılması gereken bir besin maddesidir.
Gebelik Sürecinde Günde 200mg’dan Fazla Kafein Alınmamalıdır.
Besinlerdeki Ortalama Kafein Miktarları
330 ml kola
60mg
1 fincan türk kahvesi
100mg
1 kupa filtre kahve
200mg
1 fincan çay(150 ml)
45 mg
20g çikolata
2mg
Hamilelik sürecinde plesenta ile; emziklilik döneminde ise anne sütü ile bebeğe geçen kafein; bebeğin kalp; damar; sinir sistemi; beyin gibi organları ve sistemleri üzerinde istenmeyen uyarıya sahip bir maddedir. Ayrıca kafeine maruz kalan bebeklerin uyku düzenlerinde de bozulmaların olduğu tespit edilmiştir.