Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Sağlıktaki Çelişkiler: Dışı Seni İçi Beni Yakıyor

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:05    Güncellendi: 18.02.2025 22:05
Bilgiye değil; adalet duygusuna sahip olmanın önemi

Bir hizmet makamına insan seçilirken en fazla sınav yapılır yahut akademik kariyerine bakılır. Oysa bir makamdaki başarı bilgi değil; daha çok sağlıklı düşünce ve adalet duygusu meselesidir. Bilgi eksikliği bir biçimde; mesela bilen kişilere danışılarak vs. de telafi edilebilir. Bunun için de danışmanlar çalıştırılabilir; nitekim de çalıştırılıyor. Ancak insaf eksikliği; adalet noksanlığı; bakış açısı körlüğü gibi sorunlar danışmakla falan giderilecek türden şeyler değildir. Bu kabil şeyler bir kişide varsa vardır; yoksa da yoktur! Aşağıda numune olarak verdiğim ve benzer nitelikli olan daha pek çok soruna bakınca ne demek istediğim daha iyi anlaşılacaktır.


Bakış Açısındaki Çelişkilerden Birkaçı


Fakülte bitireni psikolog olarak kabul etmek istemez; lakin fakülte bitireni doktor kabul eder.


Biri en hayati acil servislerde dahi hasta bakabilir; öbürünün ise alanıyla ilgili danışmanlık yetkisi dahi tartışmalıdır; hatta yoktur!


Hatta öyle ki uzman olmadıkları halde; tıbbi tedavi sunan pratisyen hekimleri şu hastane ve uzman bolluğu olan devirde daha da etkin hale getirir; birinci basamağa koyar. Aynı şekilde fakülte bitiren psikologlardan; alt tarafı kişilerle oturup birebir olarak sohbet etmek olan sınırlı işlevlerini görebilmeleri için uzmanlık; hatta mümkünse doktora beklentisi içinde olur.


Fakülte bitiren pratisyen hekimleri on beş günlük bir eğitimle aile hekimi uzmanlığıyla teçhiz eder. Aynı şekilde fakülte mezunu olan psikologları; oturup kişilerle konuşmak olan işlerini yapabilmesi için sınava sokar. Hem de on – on beş yıldır alanda binlerce vaka görerek uzmanlaşmış olanlarıyla daha yeni mezun olanlarını aynı sınava!


Özlük Haklarındakiler


Sıra ek ödemeye gelir. Ek ödemede “klinik çalışmayı” esas alır. Yani hasta bakan meslekleri bakmayan mesleklerle ayırır; hatta öyle ki bu konuda iki doktor arasında bile ayrım yapar. Lakin hasta işiyle hiç alakası olmayan sivil savunmacı veya tıbbi teknolog gibi mesleklerle psikologları vs. aynı ek ödemeye tabi tutar.


Diğer kriter eğitimdir; “Eğitim süresi önemlidir” der. Sözgelimi sağlık lisansiyerleri diyerek tüm dört yıllık fakülte mezunlarına aynı ödemeyi yapar. Ancak eczacılığı ayrı tutar. Burada tutarlılığı değil; meslek örgütünün ağırlığını yani “gücü” kriter olarak alır. Oysaki mesleki örgüt gücü kriterler arasında yoktur!


Evet; eğitim süresini önemser ancak lise mezunlarıyla fakülte mezunları arasına yok denecek kadar bir fark koyar! Lise mezunu olan; işi deftere hasta kaydetmek olan bir tıbbi sekreterle ruhsal yardımın önemli bir bölümünü yerine getiren bir psikoloğa neredeyse aynı ek ödemeyi ve maaşı verir!


Laboratuarda bir makinanın çıkardığı sonucun altına sadece imza atmayı emekten yani performanstan sayar ancak bir psikoloğun sabahtan akşama kadar tamamen beyinsel emek odaklı olarak yaptığı işçilik hizmetini performanstan saymaz. Hatta önce elinden aldığı bu hakkı götürür psikiyatristlerin hanesine puan olarak da kaydeder. Yani psikolog görüşür; ücretini kendisi görüşmüş gibi hekim alır!


Her hasta kelle başı kriterdir. Lakin 5 – 6 kadrolu bir hastanede kişileri yıllarca tek çalıştırır gerekirse; ancak bunu performanstan saymaz.


Diğer


Hala ruhsal sorunlara doku ve organ sorunuymuş gibi yaklaşılabilir.


Hala bir psikiyatrist tıpkı bir dahiliyeci gibi (hiçbir tıbbi tahlil imkanı olmadığı halde vs) onlarca hasta bakabilir.


Etkisi tartışmalı olduğu halde kişilere hala; psikiyatrik tedavi denilerek salt ilaç odaklı bir yardım verilir. Etkisi tartışmalı ilaçlarla; ayrıca sadece ilaca indirgenmiş bir anlayışla verilen bir yardım ne kadar yardımdır!


Doğru tedavi ilaç artı terapi denilir lakin bir hekimin hastayı psikoloğa yollaması zorunlu değildir. Alanını ve hastasını paylaşmama duygusu hastaya faydadan daha ön planda olan nice hekim uğruna ne çok kişi hala ne de kolay mağdur edilir.


Sağlıkta kuşkusuz çok şey değişti. Ancak daha değişmeyen ne çok şey var; görüyorsunuz!


Psikolog

İzzet Güllü