Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Prp (Platelet Rich Plasma)

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:05    Güncellendi: 18.02.2025 22:05
PRP (Platelet Rich Plasma)

PRP ingilizce bir ifadenin kısaltmasıdır. Platelet Rich Plasma açılımındadır. Platelet; kan hücrelerinden olan trombositlerin ingilizce adıdır. PRP trombositten zengin plazma anlamına gelir. Kan hücrelerinden birini yoğun konsantrasyonda içeren serumumuzdur aslında.

Özel tüplere kan alınmasından sonra; bu kanın belli hızda; belli bir süre santrifüj edilmesi ile hücreler birbirlerinden ayrılır. Bu hücrelerden trombositler gerekli olduğundan trombositten zengin olan plazma kısmı alınır ve çeşitli amaçlar için kullanılır. Bu amaçlar arasında; saç ve cilt gençleştirme; cilt lekelerinin tedavisi; cilt çatlaklarının azaltılması; yara iyileşmesininin hızlandırılması sayılabilir.

PRP nin nasıl elde edildiğini ve ne olduğunu anladık. PRP nin içeriğinden bahsedelim birazda. Kan hücrelerinden olan trombositler doğal olarak kendi bünyelerinde diğer hücrelerin işlevlerini arttıracak ve daha iyi ürün elde etmelerini sağlayacak bir takım özel faktörler içerirler. Bu faktörlerden özellikle bir çok hücreye aynı anda etki eden faktörler ve hücrelere spesifik etki eden büyüme faktörleri estetik amaçlı uygulamaların temelini oluşturur. Akla gelen ilk soru şu olur; bu büyüme faktörlerini içeren trombositler normalde vücudumuzda olmalarına rağmen neden gençleştirme etkisi yapmıyorlar? Neden şu ki; normalde trombositler diğer kan hücreleri ile birlikte bizim serumumuzun içinde yüzen hücrelerdir. Bizim kanımız damarlarımızın içinde vücudumuzda dolaşır. Kan damar dışına alındıktan sonra trombositten yoğun bir serum elde edilir. PRP de bulunan trombosit normalde kanda bulunan konsantrasyonundan daha yüksek konsantrasyondadır. Kişinin trombosit sayısına; serum hücre oranına bağlı olarak bu yoğunlaştırma oranı değişir. PRP bölgeye çeşitli yöntemlerle uygulandığında o bölgenin dokusu ile etkileşir. Dokular da hücrelerden oluşur. Uyguladığımız trombositlerin büyüme faktörleri hücrelere direkt ve yüksek konsantrasyonlarda ulaştıkları için; o hücrelerin daha iyi fonksiyon yapmalarını ve daha kaliteli ürün ortaya çıkarmalarını sağlar. Sonuçta uygulanan bölgede taze görünümlü; pembe; açık renkli; daha az pürüzlü; sıkılaşmış ve lekeleri azalmış bir cilt oluşur.

PRP tıpta bir çok alanda kullanılmaktadır. İlk olarak; diş hekimliğinde kullanılmaya başlanmıştır. Sonra bunun iyi etkileri gözlemlenince diğer alanlarda da kullanımı gündeme gelmiştir ve yaygın olarak günümüzde kullanılmaktadır. Özellikle ortopedi; beyin cerrahisi; fizik tedavi ve rehabilitasyon alanlarında tedavi amaçlı kullanımı; hücre fonksiyonlarını düzenlediği ve yara iyileşmesini hızlandırdığı için söz konusudur. Plastik cerrahi alanında tedavi amaçlı kullanım alanı ise yara iyileşmesidir. Yara iyileşmesini hızlandırır ve sağlıklı doku oluşumunu sağlar. Bunu bir çok yoldan yapar. Ayrıca estetik amaçlı kullanımı da söz konusudur. Estetik amaçlı kullanımı hastalık tedavisinden ziyade gençleştirme içindir.

Estetik cerrahide PRP uygulamaları özellikle yüz ve dekolte bölgesinin; ellerin; kolun sarkan bölümlerinin; üst bacağın iç bölümü için cilt gençleştirmede kullanılmaktadır. Bunun dışında cilt çatlaklarını (gebelik sırasında ve sık kilo alıp verme sırasında ciltte oluşan çatlaklar) azaltmak için özel yöntemlerle kullanılmaktadır. Ayrıca saç gençleştirme diğer bir kullanım alanıdır. Saç derisi gençleştirilerek saç kökünün daha verimli saç üretmesi amaçlanır. Saç kökü varlığında etkili bir tedavi yöntemidir. Hiç saçı olmayan; parlak bir deriye sahip; tüy şeklinde bile saçı olmayan; tamamen saçsız alanlarda saç çıkarması mümkün değildir. Mevcut saçların daha kalın; kaliteli hale gelmesini ve tüy şeklinde çıkan saçların saç kılına dönüşmesini sağlamaktadır. Totalde saç olmayan ya da tam tıbbi ifadesiyle saç kökü olmayan bölgede kök yetiştirmek mümkün değildir. Kök varsa ve fonksiyonu zayıflamışsa bu kökün fonksiyonu eski haline getirilir. Sonuçta saç ve saç derisi sağlıklı olduğu için; sağlıklı göründüğü için aynı saç sayısıyla eskiden olduğundan daha yoğun ve hacimli saç görünümü ortaya çıkmaktadır. PRP; saç kökü sayısını arttırmaz; ama normalde saç kökleri tek saç kılı içermezler. Çoğu saç kökünde iki ya da üç tane kıl vardır. Eğer saç kökleri fonksiyonel olarak zayıflamışsa; bu iki kıldan biri dökülüp tek kıl kalmış olabilir ve bu tek kılda incelip zayıflayarak tüy haline gelmiş olabilir. Eğer saç kökü sağlamsa; uygulanan PRP tedavisi ile kökün fonksiyonu iyileşeceği için; orjinalde iki kıl çıkarabilen kök yine iki kıl çıkarır ve bu kıllar sağlıklıdır. Sonuçta saçların sayısı artmış görünür. Ama; eğer saç kökü yoksa; düz parlak deri alanları; tamamen saçsız alanlarda saç kökü yokken bu tedavi ile kıl çıkarmak mümkün değildir. Bu durumda tek tedavi yöntemi saç ekimidir. Bunu vurgulamak lazım.

Cilde yapılan PRP uygulamasında damar duvarını oluşturan hücrelerden tutunda cildin elastikiyetini; diri canlı görünmesini sağlayan hücrelere varıncaya kadar bütün hücrelerin işlevini düzelttiği için; daha canlı; daha sağlıklı; daha genç bir cilde kavuşmak mümkün olabilmektedir. PRP uygulanan bütün alanlarda total bir sıkılaşma; gözeneklerde küçülme; ince kırışıklıklarda kaybolma; lekelerde azalma ortaya çıkar. Lekeler ben haline gelmiş koyu kahverengi lekeler değil de daha çok gölge şeklinde olan; cildimizde homojen; parlak; pürüzsüz görünümü yok eden; alacalı görünüm yaratan lekeler ise PRP etkili olabilmektedir. Özellikle yaşlılık lekeleri koyulaşmışsa bunların tedavisinde; çillerin tedavisinde; büyük doğumsal lekelerin tedavisinde PRP bu lekeleri biraz azaltsa da tamamen yok edemeyebilir.

PRP nin bir başka uygulama alanı ise; yara izlerinin azaltılması yani komşu dokuya biraz daha fazla benzer hale getirilmesidir. Yara izlerinin; sağlam deriden çok farklı göründüğü durumlarda PRP uygulanması; yara izi bölgelerini daha sağlıklı hale getirerek sağlam deri ile aradaki farkı azaltıp böylece daha az göze çarpar hale getirebilmektedir.

Ellerimiz ve yüzümüz her zaman açıkta olan; doğal yaşlandırıcı etkilere en çok maruz kalan alanlardır. Bir çok insan yüzüne özen gösterirken ellerini unutur. Güneşe sürekli maruz kalması ve kimyasallarla sık temas etmesi nedeni ile insanın yaşını en çok elleri gösterir. Elleri de gençleştirmek yüzü gençleştirilen bir hastada daha doğal sonucun bir parçası olmaktadır. Yani elleriniz yaşlı görünürken yüzünüz daha genç göründüğünde; ellerinizi yüzünüze götürdüğünüzde aradaki fark göze çarpar.

PRP tedavisinin 3-4 seans halinde uygulanması önerilmektedir. Seanslar; hasta ve hekimin birlikte karar vermesiyle; 2-6 hafta ara ile uygulanabilir. PRP 3-4 seans uygulanarak etkinin birikmesi sağlanıp maksimum etkiye ulaşılmaya çalışılır. Eğer seanslar arasındaki süre 6 haftadan daha uzun olursa ilk yapılan PRP nin etkisi azaldığı için seansların birbirini kuvvetlendirici özelliğinden yararlanılamaz. 3-4 seans PRP uygulandıktan sonra bu birikici ve maksimum etki elde edilebilmektedir. Bu gençleştirici etki kişinin kendi trombositlerinin kendi dokularının fonksiyonlarını iyileştirmesi ile oluştuğundan; kişinin trombositlerine ve dokularına bağlı değişir. Kısacası gençleştirme oranı kişiye özeldir. Eğer PRP uygulaması ile ulaşılan yaş görüntüsünün devam etmesi isteniyorsa kişinin yaşına göre 6-12 ay aralıklarla tekrarlanması önerilmektedir.

PRP nin en dikkat çekici tarafı; kişinin kendi kanının alınıp; kendi hücrelerinin yoğunlaştırılarak kişiye tekrar veriliyor olmasıdır. Bunun anlamı kendinizden kendinize destek sağlıyor olmasıdır.

PRP nin kanserli hastalara gençleştirme amacıyla uygulanması önerilmez.