Sigaranın Zararları: Bir Nefeste Ne Kadar Zehir İçiyoruz?
Sağlığımızı önemsediğimiz; kendimizi sevdiğimiz yani sigara üzerinde ciddi şekilde bilinçlenmeye başladığımızın bir kanıtını okudum geçenlerde. Türkiye’de gerçekleştirilen en iyi uygulamalardan biri ilk neticesini verdi. Kişi başı zehirlenme başka bir deyişle sigarayı tüketme oranı %15 oranında azalmıştır. Hepimize geçmiş olsun ve sigarayı hayatından çıkaran herkesi tebrik ediyorum. Siz de kendinizi kutlamalısınız bence. Sigaranın azalmasıyla sigaraya bağlı kanser oranında son 10 yılda büyük bir azalma gözlenmiş; haberlerde sıkça adından bahsettiren kanser için bu inanılmaz sevindirici bir haber.
Sigaranın içerisindeki zehirli maddelere bir göz atalım:
Carbon monocide: araba egzos dumanı
Tar: asfalt malzemesi
Nicotine: böcek ilacında kullanılan madde
Asetone: oje çıkarıcı
Arsenic: fare zehirinde kullanılan madde
Hydrogen cyanide: eskiden insanları toplu halde öldürmek için kullanılan madde
Radon: radyo aktif madde
Cadmium: akü ve pillerde kullanılan madde
Formaldehit: ölü vücutlarını dezenfekte etmede kullanılan madde
Methanol: roket benzini
Ammonia: temizlik malzemelerinde kullanılan madde
Butane: çakmak gazında bulunan madde
Tüm bunlarla sınırlı değil elbette; sadece bizim bildiklerimizin dışında 3800 toksik ve kansorojen madde içermektedir. Cildinizin bozulmasıyla siyah lekeler; diş taşları ve dişeti hastalıkları; gözde katarakt ve yaşlılıkta körlük; damar tıkanıklığı; kalp krizi; astım; nefest borusu ve gırtlakta iltihaplanma; beyin felci; iktidarsızlık;kısırlık; çocuk düşürme; sakat doğum; prostat kanseri; kemik erimesi; pankreas kanseri; akciğer kanseri; zeka gerilikleri sigara kullananlarda görülen sorunlardır. Sigara içenlere öncelik tanıyın çünkü onlar bu dünyada misafirdir.
Türkiye’ de gerçekleştirilen en iyi uygulamalardan bir tanesi olan sigarayı bırakma; kişi başı sigara tüketiminin %15 azalması ile şimdiden güzel sonuçlar vermeye başladı. Yaklaşık 3800 civarında kanserojen madde içeren sigarayı halen bırakamayanların büyük bir çoğunluğundan duyduğum ise “Sigarayı bıraktığımda kilo almaktan korkuyorum.” cümlesi oldu. Hayatta hep birşeylere başlarken ona bağlanma korkusu ile ondan kendimizi uzaklaştırma; soğutma durumu yaşerken; bir şeylere son verirken de onsuz yapamama; kendini yalnız hissetme korkusu nedeniyle bir işe ilişkiye ya da yeni bir düzene başlayamıyor ya da süre gelen alışkanlıklarımızı; yaşam tarzımızı değiştiremiyoruz. Hayatı bu denli karmaşık hale getiren aslında bir yerde kendimiziz. Hayatın yaptığı şey yalnızca bizi doğrulamak. Evet hayat bizi doğrulamak için var; aklımızdan geçirdiğimiz her olumlu düşünce gibi olumsuzları da gerçekleştirebilecek güçte. Bu durumda hayatımızın temel taşı biziz. Biz istersek olur istemezsek olmaz. Burda akla gelmesi gereken asıl soru “kilo alır mıyım” yerine “sigara bırakmayı gerçekten istiyor muyum; buna hazır mıyım”.
Sigaranın dolaylı yoldan iştahı kestiği bir gerçek bunu da vücudumuzun yağ depolarındaki leptin hormonuyla olan etkileşimiylegerçekleştirmektedir. Leptin açlık tokluk mekanizmasında görevli bir hormonumuzdur. Yani yemek yedikten sonra salınarak tokluk sağlar. Fazla olması leptin direncine neden olarak beynimize tokluk sinyali gönderilmemesiyle sonuçlanır. Yapılan çalışmalara göre sigara içenlerde leptin konsantrasyonu;hiç içmeyenlere göre daha düşükbulunmuştur. Yapılan diğer çalışmalarda; sigara içerken ve sigarayı bıraktıktan sonra ölçülen leptin düzeyleri incelenmiş ve bıraktıktan sonra leptin düzeylerinde herhangi bir artış olmadığı görülmüş ve bu da bıraktıktan sonra kilo artışının leptin ile bir ilgisi olmadığını; nikotini vücuttan uzaklaşmasıyla bir miktar bazal metabolizmanızda yavaşlama olabileceğini göstermiştir. Bu durumda söylenebilecek bir gerçek var ki o da eski alışkanlığınızı bırakmanın vermiş olduğu fizyolojik - biyolojik stres ve boşluğu doldurma amacıyla besinlere yönelme kilo alımına neden olmaktadır. Vücudunuzda meydana gelen bu stres metabolizmanızın yavaşlamasına (ortalama 100 kalori) neden olur. Bir miktar yavaşlayan bazal metabolizmanızı herhangi bir egzersizle denleyemediğinizde de haliyle bulunduğunuz kiloyu korumamakla kalmayıp kilo almaya başlayabilirsiniz. Bu nedenle bırakmaya hazır mıyım istiyor muyum soruları önce cevaplanmalıdır ki yaşam tarzı değişikliğiniz sonucunda strese girmeyin.
Sigara tiryakiler için tiroid; tansiyon; şeker ilacı gibi her gün alınması gerekli bir ilaç; meyve; süt ve ekmek yerine geçen besinlerimiz kadar ara öğün. Sigara bırakıldığında karşılaşılan başka bir durum ise kişinin daha fazla karbonhidrat açlığı çekilmesidir. Yapılan çalışmalarda yüksek doz nikotin verilmesiyle karbonhidrat tüketiminin azaldığı görülmüştür. Kişi bu ihtiyacını yüksek kalorili ve fazla glisemik indeksli besinlerden karşılamaya başlar ve insülin salınımını uyarır. İnsülin anabolik bir hormondur ve fazlalılığında yağ depolanmasına neden olur.
Tüm bunların profesyonelce hazırlanmış; yeterli ve düzenli bir beslenme planıyla önüne geçilebilir. Beslenme uzmanınızla karşılıklı konuşarak vücudunuza ve biyoritminize göre ayarlanmış bu plan sigaraya elveda kilolara merhaba deyimini ortadan kaldıracaktır.
Dumansız ve sağlıklı günler diliyorum
Sigaranın içerisindeki zehirli maddelere bir göz atalım:
Carbon monocide: araba egzos dumanı
Tar: asfalt malzemesi
Nicotine: böcek ilacında kullanılan madde
Asetone: oje çıkarıcı
Arsenic: fare zehirinde kullanılan madde
Hydrogen cyanide: eskiden insanları toplu halde öldürmek için kullanılan madde
Radon: radyo aktif madde
Cadmium: akü ve pillerde kullanılan madde
Formaldehit: ölü vücutlarını dezenfekte etmede kullanılan madde
Methanol: roket benzini
Ammonia: temizlik malzemelerinde kullanılan madde
Butane: çakmak gazında bulunan madde
Tüm bunlarla sınırlı değil elbette; sadece bizim bildiklerimizin dışında 3800 toksik ve kansorojen madde içermektedir. Cildinizin bozulmasıyla siyah lekeler; diş taşları ve dişeti hastalıkları; gözde katarakt ve yaşlılıkta körlük; damar tıkanıklığı; kalp krizi; astım; nefest borusu ve gırtlakta iltihaplanma; beyin felci; iktidarsızlık;kısırlık; çocuk düşürme; sakat doğum; prostat kanseri; kemik erimesi; pankreas kanseri; akciğer kanseri; zeka gerilikleri sigara kullananlarda görülen sorunlardır. Sigara içenlere öncelik tanıyın çünkü onlar bu dünyada misafirdir.
Türkiye’ de gerçekleştirilen en iyi uygulamalardan bir tanesi olan sigarayı bırakma; kişi başı sigara tüketiminin %15 azalması ile şimdiden güzel sonuçlar vermeye başladı. Yaklaşık 3800 civarında kanserojen madde içeren sigarayı halen bırakamayanların büyük bir çoğunluğundan duyduğum ise “Sigarayı bıraktığımda kilo almaktan korkuyorum.” cümlesi oldu. Hayatta hep birşeylere başlarken ona bağlanma korkusu ile ondan kendimizi uzaklaştırma; soğutma durumu yaşerken; bir şeylere son verirken de onsuz yapamama; kendini yalnız hissetme korkusu nedeniyle bir işe ilişkiye ya da yeni bir düzene başlayamıyor ya da süre gelen alışkanlıklarımızı; yaşam tarzımızı değiştiremiyoruz. Hayatı bu denli karmaşık hale getiren aslında bir yerde kendimiziz. Hayatın yaptığı şey yalnızca bizi doğrulamak. Evet hayat bizi doğrulamak için var; aklımızdan geçirdiğimiz her olumlu düşünce gibi olumsuzları da gerçekleştirebilecek güçte. Bu durumda hayatımızın temel taşı biziz. Biz istersek olur istemezsek olmaz. Burda akla gelmesi gereken asıl soru “kilo alır mıyım” yerine “sigara bırakmayı gerçekten istiyor muyum; buna hazır mıyım”.
Sigaranın dolaylı yoldan iştahı kestiği bir gerçek bunu da vücudumuzun yağ depolarındaki leptin hormonuyla olan etkileşimiylegerçekleştirmektedir. Leptin açlık tokluk mekanizmasında görevli bir hormonumuzdur. Yani yemek yedikten sonra salınarak tokluk sağlar. Fazla olması leptin direncine neden olarak beynimize tokluk sinyali gönderilmemesiyle sonuçlanır. Yapılan çalışmalara göre sigara içenlerde leptin konsantrasyonu;hiç içmeyenlere göre daha düşükbulunmuştur. Yapılan diğer çalışmalarda; sigara içerken ve sigarayı bıraktıktan sonra ölçülen leptin düzeyleri incelenmiş ve bıraktıktan sonra leptin düzeylerinde herhangi bir artış olmadığı görülmüş ve bu da bıraktıktan sonra kilo artışının leptin ile bir ilgisi olmadığını; nikotini vücuttan uzaklaşmasıyla bir miktar bazal metabolizmanızda yavaşlama olabileceğini göstermiştir. Bu durumda söylenebilecek bir gerçek var ki o da eski alışkanlığınızı bırakmanın vermiş olduğu fizyolojik - biyolojik stres ve boşluğu doldurma amacıyla besinlere yönelme kilo alımına neden olmaktadır. Vücudunuzda meydana gelen bu stres metabolizmanızın yavaşlamasına (ortalama 100 kalori) neden olur. Bir miktar yavaşlayan bazal metabolizmanızı herhangi bir egzersizle denleyemediğinizde de haliyle bulunduğunuz kiloyu korumamakla kalmayıp kilo almaya başlayabilirsiniz. Bu nedenle bırakmaya hazır mıyım istiyor muyum soruları önce cevaplanmalıdır ki yaşam tarzı değişikliğiniz sonucunda strese girmeyin.
Sigara tiryakiler için tiroid; tansiyon; şeker ilacı gibi her gün alınması gerekli bir ilaç; meyve; süt ve ekmek yerine geçen besinlerimiz kadar ara öğün. Sigara bırakıldığında karşılaşılan başka bir durum ise kişinin daha fazla karbonhidrat açlığı çekilmesidir. Yapılan çalışmalarda yüksek doz nikotin verilmesiyle karbonhidrat tüketiminin azaldığı görülmüştür. Kişi bu ihtiyacını yüksek kalorili ve fazla glisemik indeksli besinlerden karşılamaya başlar ve insülin salınımını uyarır. İnsülin anabolik bir hormondur ve fazlalılığında yağ depolanmasına neden olur.
Tüm bunların profesyonelce hazırlanmış; yeterli ve düzenli bir beslenme planıyla önüne geçilebilir. Beslenme uzmanınızla karşılıklı konuşarak vücudunuza ve biyoritminize göre ayarlanmış bu plan sigaraya elveda kilolara merhaba deyimini ortadan kaldıracaktır.
Dumansız ve sağlıklı günler diliyorum