Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Düşünceler ve Duyguların Düşünceler Yoluyla Kontrol Edilmesi

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:05    Güncellendi: 18.02.2025 22:05
DÜŞÜNCELER

Sabahleyin işe gittiniz; oda arkadaşınıza “günaydın” dediniz. Arkadaşınız size cevap vermeden; hatta yüzünüze bile bakmadan odadan çıktı; gitti. Böyle bir durumla karşı karşıya kaldığınızda;

Neler hissedersiniz? Yani duygunuz ne olurdu?
Ne yaparsınız? Yani davranışınız ne olurdu?

Olaylar ve durumlar karşısında her birey farklı duygular hissediyor ve farklı davranışlarda bulunuyor. Bunun sebebini anlamak için duyguların ortaya çıkış sebeplerine bakmak gerekir.

İnsanda var olan zihnin iki yönü vardır. Bunlardan biri düşünen; diğeri hisseden yandır. Bunlar akılcı zihin ve duygusal zihin diye de adlandırılabilirler. Zihnin bu iki yanı birbiri ile orantılı bir şekilde işler ve birbiri ile uyum içinde çalışır. Duygular yoğunlaştığında; duyguların olumlu ya da olumsuz olmasına bakmaksızın zihnin duygusal yanı devreye girer ve akılcı yan etkisiz kalır.

Yaşamı tehlikeye sokan durumlarda; duygu ve sezgilerle hareket etmesi; insanoğlunu diğer canlılardan ayıran ve ona üstünlük sağlayan bir özelliğidir. Çünkü duygu akılcı zihnin işleyişine katkıda bulunur; akılcı zihin de duygusal verileri şekillendirir; bazen de reddeder. Duygu ve düşünce birbirinin vazgeçilmezidir; ancak tutkular devreye girdiğinde bu denge bozulur ve zihnin akılcı yanı üstünlük sağlar; duygusal yanı etkisiz hale gelir.
Duygusal zihin; akılcı zihinden daha hızlı çalışır ve eyleme geçer. İlk insanın bir hayvanla karşılaştığında şimdi ne yapacağım? O mu beni yiyecek; ben mi onu? Sorusuna çabuk cevap verme ve eyleme geçme ihtiyacından kaynaklı olarak insanlığın ilk evrelerinden bu yana genetik olarak taşınmıştır.

Zihnin akılcı ve duygusal yanı arasındaki uyumda bir aksaklık olduğunda; ilk tepki duygusal yönden verilmesi gerekirken akılcı yandan veriliyor. Yani duyguyu fark etmek ve yaşamak yerine akıldan geçen düşünceler yoğunluk kazanıyor. Bu düşünceler duyguları; duygular da davranışı belirliyor.

Sabah işe gittiğinizde oda arkadaşınızın sizin günaydınınıza cevap vermeden odadan çıkması örneğinde birey;

- Bir günaydın bile demiyor; ukalanın teki diye düşünürse; kızgınlık duygusu yaşayabilir ve davranış olarak da küser ya da laf vurabilir.
- Oda arkadaşının bir sıkıntısı olabileceğini düşünürse merak eder ve iyi olup olmadığını; yardıma ihtiyacı olup olmadığını sorar.
- Bunu hiç önemsemez kendi bilir diye düşünürse sabreder ve arkadaşına kendisine gelmesi için zaman tanır; beklemeye başlar.
- Arkadaşının kendisinin bir davranışına kızdığı için böyle davrandığını düşünürse kaygı; endişe hisseder ve onunla konuşmaya cesaret edemediği için sessiz alır.
- Herkes gibi o da bana selam vermedi diye düşünürse kendini önemsiz; değersiz hisseder; üzülür ve bir daha ona selam vermez.

Yaşanılan olay tek olmasına rağmen; yaşanılan duygular birbirinden farklılık göstermektedir. Çünkü olaya ilişkin düşünceler birbirinden farklıdır. Duyguları yaratan düşünceler olduğuna göre; olumsuz düşüncelerin bulunması ve olumluya dönüştürülmesi önemli. Duyguları olaylar değil; olaylara yüklenen anlamlar belirliyor.
Olumsuz düşünceleri olumluya çevirmesi; kişinin bir durumla karşılaştığında; bu duruma ilişkin olumsuz düşüncesi sonucunda oluşan duygusal ve davranışsal tepkisi sağlıksızsa; kişinin olumsuz duygusunu gözden geçirmesi; yeni düşünceler oluşturulması ve yeni sağlıklı duygular oluşturmasıyla mümkündür. Örneğin; oda arkadaşının günaydına cevap vermemesi karşısında sevilmediğini düşünen kişi üzülüyor; üzüntü duygusunu gözden geçiriyor ve duruma ilişkin bu gün canı sıkkın galiba; acaba ne oldu? düşüncesini geliştirerek üzüntü duygusunu merak duygusuna dönüştürebilir.
Duygular kendiliğinden olan şeyler değildir; seçtiğimiz tepkilerdir. Duygularına hakim olan; duygularına sahip olan insanlar; mantığı devre dışı bırakan tepkiler seçmezler. Duygu ve düşünceleri kontrol altına almak kişinin elinde olan bir şeydir.

- Düşünceler kontrol edilebilir;
- Duygular düşüncelerin sonucudur;
- Öyleyse duygular kontrol edilebilir.

Duygulara sahip çıkmanın tek yolu; onun ortaya çıkmasına sebep olan düşünceleri keşfetmektir. Kişi ne isterse onu düşünebilir. Birisi “pembe bir kuş düşünün” dediğinde; pembe bir kuş düşünür; ona eklemeler de yapar; onu zenginleştirir; yani aklına gelen tüm düşünceleri kontrol edebilir; düşünceler kişinin kendisine aittir; onları koruma; değiştirme ya da paylaşma hakkı yalnızca kişinin kendisindedir.

Düşüncelerin kontrol altına alınması; hayatın kontrol altına alınmasını da beraberinde getirir. Çünkü hayatı kontrol etmede en önemli unsurlardan biri duygulardır. Düşünceler kontrol edildiğinde; nasıl hissedileceği de kontrol edilmiş olur. Bu da yeni bir düşünce sistemi oluşturmaktan geçer.