Pek çok kadında her ay adet döneminde ağrı; gerginlik ve pek çok şikayetle ortaya çıkan ‘Ağrılı Adet Görme’; Premenstrüel Disforik Bozukluk” veya “Adet Öncesi Gerginlik-Sancı Sendromu” olarak da adlandırılabilir. Ancak adı ne olursa olsun kişiye verdiği sıkıntı; gerginlik ve ağrı esastır.
Üretkenlik çağındaki sağlık her kadında (genellikle 15-45 yaş arası dönem) doğal süreçte; uterus (rahim) her ay gebelik oluşacakmış gibi; gebelik oluşumu için hazırlanır. Gebelik için bazı fizyolojik değişimler geçiren uterusun iç zarı; o ay içinde gebelik oluşmadığı takdirde; kanama (adet kanaması) ile birlikte atılır. Kadınların çoğu; bu iç zarın ve kanın atıldığı menstrüasyon zamanında (adet kanaması ) uterusun kasılmalarını karın alt kısmında; kasıklarda ağrı; kramp; bazen gastrointestinal sistem (sindirim sistemi) rahatsızlıkları şeklinde hissedebilir. Bu kasılmalar adet öncesi dönemlerden başlayarak kanamanın başlamasından sonraki ilk birkaç güne kadar devam edebilir.
Ağrı kesici ilaçların gelişmesi ve kullanımından önce kadınların günlük aktivitelerini; psikolojilerini büyük ölçüde etkileyen sancı ve ağrılar kadınların hepsinde olmamakla birlikte %60-70’lik gibi bir kısmında görülür. Bu %60-70’lik kısmın %5-10’unda ağrı o kadar şiddetlidir ki kişiyi işinden alıkoyabilir; pek çok şikayeti de beraberinde getirerek aylık bir kabusa dönüşebilir. Ağrılı adete; özellikle 15-25 yaş civarındaki genç bayanlarda çok sık rastlanmaktadır. Stresli yaşam tarzı; çalışma hayatı; kimi zaman bazı psikiyatrik rahatsızlıklar; psikolojik destek gerektiren durumlar ağrılı adet görme sıklığını arttırmakta; tetiklemektedir. Şikayetler her adet kanaması döneminde olur. Ağrılar kanamanın birkaç gün öncesinde başlar. Kanamanın birinci ve ikinci günleri ağrının en şiddetli olduğu dönemdir. Kişisel farklar görülmekle beraber; 2-7 gün içinde sonlanır. Ayın dörtte biri ağrı; gerginlik; kalanıysa bir sonraki adet düşüncesinin getirdiği sıkıntıyla geçer. Kişi bir dahaki adet döneminde de aynı kötü dakikaları geçireceğini düşünerek o günlere odaklanır ve artık adet dönemi aylık kabus şekline gelir.
Ağrı genelde karnın alt kısmı ve kasık bölgesinde; kramp şeklindedir. İdrar yolu enfeksiyonunu taklit eden şikayetler olabilir. Bel ağrısı da eşlik edebilir. Doğum yapmış hastalar bazen bunu doğum ağrılarına benzetir. Çoğunlukla kusma; halsizlik ve ishal ayrıca mide şikayetlerinin eşlik etmesi başka hastalık tablolarını akla getirebilir. Sıklıkla terleme; baş dönmesi; iştahsızlık veya şekerli gıdalara aşırı düşkünlük görülebilir. Bu semptomlar kişiyi etrafından uzaklaştırabilir; kişi evden dışarı çıkmak istemeyebilir. Yani kişi bu dönemde sosyal hayatından kopup eve kapanıp; dışarı açılan pencerelerini kapatmayı yeğleyebilir.
Tedavisi; ağrılı adetin sebebine yönelik bazı hormonal preparatların kullanılmasından psikiyatrik tedaviye kadar ayrı ayrı veya birkaç tedavi yönteminin kombine edilerek kullanımından oluşmaktadır. Stresin sorunu arttırdığı gerçeğinden yola çıkılarak psikolojik yönden de destekleyici tedaviler diğer tedavilere alternatif olarak değil ek olarak her şartta kullanılmalıdır.
Ağrılı dönemlerde; halk arasında ağrı kesici(analjezik) olarak bilinen ilaçlardan herhangi biri kullanılabilmektedir. Ancak psikolojik destek bunların önünde gelmelidir. Bu dönemdeki kadınlar daha hassas ve daha kırılgan olduklarından en önemli destek çevrelerindeki kişilerden olmalıdır. Adet dışı dönemlere kıyasla daha tepkisel; daha gergin ve sinirli olacaklarından olumlu yaklaşımlar gerekmektedir. Her ay 1 hafta sürebilen; kişiye ve çevresine yansıttığı olumsuz davranışlarla her ayın dörtte birini kabusa çeviren bu süreçte kişinin çevresinden gelecek olumlu davranışlara; psikolojik desteğe daha fazla ihtiyaç duyacağını göz önüne alarak ailenin; yakın çevrenin kişiye karşı bu dönemde daha sabırlı; anlayışlı yaklaşıp destek olması şarttır.
Psikiyatrik tedaviler artık Adet Öncesi Sancı Sendromunu hafifletilebilmekte; hatta tamamen ortadan kaldırılabilmektedir. Psikiyatrik tedavilerle ve çevrenin olumlu desteği ile 1-3 ay içinde çoğunlukla çözümlenebilmektedir.
Psikiyatrik tedavilerin psikolojik destek yanında birtakım kimyasal düzenlemeler yoluyla tedaviye katkıda bulunduğu artık kanıtlanmıştır. Gerginliğin azaltılması; ağrıya dayanıklılığın artırılması ve dolaylı olarak da ağrılı dönemlerin rahat geçirilmesinin yanında kalıcı tedavi sağlanması da psikiyatrik tedavilerin üstünlüğüdür.
Bu tür hastalarda tıbbi bir neden bulunamadığı takdirde psikiyatrik değerlendirme ve gerekiyorsa psikiyatrik tedavisi yapılmalıdır. Bazen tıbbi neden saptansa dahi ek psikiyatrik desteğin gerekli olduğu hastalar da bulunmaktadır.
Psikiyatrik olarak; tedavi olmak için başvuran hastanın değerlendirilmesinden sonra her hasta için seçilen antidepresan ilaç kullanılır. Bunun yanında; hemen herkes tarafından günlük olarak kullanılan analjezik-antienflamatuar ilaçlar (ağrı kesiciler) da tercih edilmektedir. Bazen ek olarak; tedavinin başlangıç evrelerinde; tedavi etkinliğinin ortaya çıkmasına kadar geçen süre içinde rahatlatma amacıyla gerginliği azaltıcı ilaçlara da başvurulur.
Adet Öncesi Sancı Sendromu veya Ağrılı Adet Görme durumlarında psikiyatrik tedaviler başarı ile tüm dünyada yapılmaktadır. Önerilen ve uygulanan psikiyatrik tedavilerin bağımlılık yapıcı; uyuşturucu veya donuklaştırıcı etkileri yoktur.
Her ayın bir haftasını yaşayamamak yerine adet sancısını unutmak; her günü aynı güzellikte yaşamak…Neden olmasın !