İlk önce rahat edebileceğiniz bir koltuğa dik bir şekilde oturun. Ellerinizi koltuğun iki yanına serbestçe bırakın. Yavaş yavaş gözlerinizi kapatın. Günlük yaşamla ilgili olumsuz her türlü düşüncelerinizi zihninizden çıkartın. Şimdi huzursuz olmanız için hiçbir sebebiniz yok. Bunu unutmayın. Şuan çok mutlu ve huzurlusunuz hiçbir probleminiz yok. Hafif gülümseyin; yüzünüz asık olmasın; unutmayın mutlusunuz…..
Şimdi ağzınızdan derin bir nefes alın; ciğerlerinize oksijen dolsun; göğsünüzün acıdığını hissedin ve nefesinizi 5 saniye tutun. Nefesinizi burnunuzdan yavaşça bırakın. Verdiğiniz nefes bedeninizi saran bütün rahatsızlığı da beraberinde alıp götürsün. Her nefes verişinizden önce “Rahatla” mutlu ol kelimesini hatırlayın. Nefes almadan önce kendinize “Rahatla” deyin ve nefes alın. Nefes vermeden önce kendinize ”Mutlu ol” deyin ve nefesinizi verin. Şimdi tekrar derin bir nefes alın ve nefesinizi tutun. Göğüs kaslarınızdaki gerginliği 5 saniye yaşayın. Rahatlayın. Her rahatla deyişinizle birlikte gittikçe artan ve yoğunlaşan huzuru içinizde hissedin. Bu egzersizi 3 defa tekrarlayın. Nefesinizi kontrol yeteneğinizin verdiği hoş bir his vücudunuza yayılıyor. Gözleriniz kapalı tüm dikkatinizi vücudunuz üzerinde toplayın. Şimdi daha rahat ve huzurlusunuz.
Söylediklerime dikkat etmeye devam edin ve vücut kaslarınızı vereceğim sıraya göre kasıp gevşetin. İlk önce kol kasları üzerinde çalışacağız. Mümkün olduğu kadar vücut kaslarınızı gevşetin. Tüm vücut kaslarınızı gevşetirken önce sağ sonra sol elinizi yumruk yapın. Parmaklarınızı sıkınız ve 5 saniye gerginliği fark edin. Yavaş yavaş parmaklarınızı gevşetin. Kaslarınızı gevşetmeden önce mutlaka kendinize “rahatla” demeyi unutmayınız. Yumruklarınızı açınız. Gevşeyiniz.
Şimdi de; çene kasları üzerinde çalışacaksınız. Çenenizi açabildiğiniz kadar açın; 5 saniye bekledikten sonra kapatın. Bu egzersizi 3 defa tekrarlayın.
Şimdi dudak kaslarınızın üzerinde çalışacaksınız. Dişleriniz kapalı şekilde gülümseyin. Dudaklarınızı iyice gerin. Şimdi dudaklarınızı büzün ve gerginliği 5 saniye hissedin.
Boynunuzu arkaya doğru kıvırınız. Çeneniz tavanı görecek duruma gelsin. Boyun kaslarınızı kasın. Boynunuzdaki gerginliği devam ettiriniz ve 5 saniye hissediniz. Şimdi rahatlayın.
Şimdi; omuz; sırt ve omurga kaslarınız üzerinde çalışacaksınız. Omuzlarınızı yukarıya doğru kaldırın 5 saniye bekleyin ve gevşetin. Bu egzersizi 3 defa yapın.
Şimdi bacak ve ayak kaslarınız üzerinde çalışacaksınız. Ayaklarınızı hafif yukarı kaldırın. Ayak parmaklarınızı aşağı doğru uzatın 5 saniye bekletin daha sonra tekrar yukarı kaldırın 5 saniye bekledikten sonra bırakın.
Şimdi sizi sakinleştiren hoş bir durumu hayal edin. Bir sahil kenarı; kuş seslerinin olduğu orman; gelincik bahçesi veya size göre herhangi sakinleştirici hoş bir ortam olabilir. Hayaliniz o kadar canlı olsun ki içinde sesler; kokular; renkler ve duygular yer alsın. Şimdi bu sakinleştirici hayalimizin yanı sıra bütün kaslarınızın gevşemiş; dinlenmiş olduğunu düşünün. 10 saniye hayalinizi devam ettirin. Zihninizde hiçbir problem yok; çok mutlusunuz. Şimdi üçten bire doğru sayın ve gözlerinizi açın.
Yeni bir hayat sizi bekliyor.
HOŞ GÖR!!!!!!!!!
Çoğumuz arkadaşımıza; eşimize; dostumuza; çocuklarımıza kim bilir kaç kere hoşgörülü olmamız gerektiğini söylemiştir. Çevremizdeki ilişkileri hoşgörü kadar olumlu etkileyen sihirli bir kavram yoktur herhalde. İnsanlara ve çevremize hoşgörüyle bakmak; içimizde doğuştan var olan sevginin bir tezahürüdür aslında. Eğer içimizden yükselen sevginin sesini dinlersek; her şeye ve her olaya olumlu bakış açısıyla yaklaşırsak; karşı taraftan da aynı şekilde geri bildirim alırız.
"Hoşgörülü olmak" kavramı nedir? Veya hoşgörülü olmanın ölçüsü var mıdır? ... Her şeyin başı sevgi. İnsanların; sevdiklerine karşı çok da programlı olması gerekmiyor. İnsan sevdiğine zaten hoşgörü penceresinden bakar; bakmalıdır da daima. Gerçekte; temeli sevgiye dayalı hoşgörü; insanın derinden ihtiyacını hissettiği bir erdemdir .
Hoş görmek; boş vermek demek değildir. Vurdumduymaz ve ilgisiz olmak hiç değildir. Kınanacak; eleştirilecek bir olay karşısında sert tepki vermek yerine; olumlu ve yumuşak davranabilmektir hoşgörü. Hoşgörü; aslında gönül kazanmaya ve doğruyu göstermeye yönelik bir eğitim metodudur.
Hoş görmek; birbirimizi anlamak ve birbirimize katlanmaktır. Yaramazlık yaptığını düşündüğünüz bir çocuğa; size kötü muamele ettiğini düşündüğünüz bir yetişkine sevgi ve güleryüzle yaklaşır; onun güzel yanlarını ön plana çıkarır; onu onure ederseniz; o da sizin değer yargınıza layık olabilmek için çaba sarf ederken; doğru olanı bulacaktır.
Bizleri rahatsız eden olayların üzerini bir hoşgörü örtüsüyle örtmek düşünüldüğünün aksine hiç de zor bir şey değildir. Çoğu zaman bir olaya dışarıdan baktığınızda net olarak göremezsiniz olan biteni; bakış açınız uzak kalır doğru olanı anlayabilmek adına. Bazense tam tersi doğru olanı görmek; objektif olabilmek için kesinlikle dışarıdan bir bakışa ihtiyaç vardır. Her ikisini de sıklıkla yaptığınızda hata yapma şansınız azalır. Geleceğe daha net; geçmişe daha anlamlı bakmak açısından ...
Gürültünün patırtının ortasında sükunetle dolaş; sessizliğin içinde huzur bulunduğunu unutma. Başka zorunluluğun olmadıkça herkese hoşgörüyle yaklaş…
Sana bir kötülük yapıldığında verebileceğin en iyi karşılık unutmak olsun.