Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Organik Tarım: İnsan Artık Organik Değil ki Gıda Ürünleri Olsun

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:05    Güncellendi: 18.02.2025 22:05
ORGANİK TARIM: İNSAN ARTIK ORGANİK DEĞİL Kİ GIDA ÜRÜNLERİ OLSUN

ORGANİK İNSAN MI SERA İNSANI MI

Organik ürün ve bozuk gıdalar…

Günümüz sağlığının en temel iki konusu… Yiyeceklerin bozuk olması; organik olmaması durup dururken değil; aslında insanların organikliğinin bozulmasıyla başladı. Çünkü organik olmayan ve zararlı denilen gıdalar organikliğini yitiren bir duygu ve düşünce dünyası neticesinde ortaya çıktı. Yani insan organikliğini kaybetmiş ise gıdaların da kaybetmesi şaşırtıcı değildir. Çünkü her şey insan elinin ürünüdür.

Evet; özellikle son çeyrek asırda insan organikliğini yitirdi. Her kişinin doğuştan gelen ve biricik denilen; herkeste başka başka özelliklerde olan vasıfları zaman içinde ufak ufak törpilendi; böylece ortaya birbirine ikizi kadar benzeyen; hormonlu diyebileceğimiz öğrenci; genç; eş; yönetici; vatandaş; memur; doktor karakterleri çıktı.

Her şeydeki ve her yerdeki bozulma bununla başladı. Hastalıklar sebeplerinin zıddı ile tedavi edilir ilkesi gereğince çözüm insan ruhunun hormonlardan arındırılması; tekrar eski organikliğine kavuşturulmasıdır. Aksi halde kendisi organik olmayan insanoğlunun ürettiği hiçbir şeyin organik olabilmesi mümkün olmayacaktır.

İNSAN ORGANİK DEĞİL Kİ ARTIK ÜRETTİKLERİ ORGANİK OLSUN

Organik olmak doğal olmak; eskilerin tabiriyle fıtri yani fıtrata (öze; doğaya) uygun olmak demektir. Bu bağlamda acımak organik bir tavırdır; merhametsizlik ise sera davranışıdır.

Empatik olmak; başkasının halini kendini onun yerine koyarak anlamaya çalışmak organik bir tavırdır; duyarsız; ilgisiz ve özensiz davranmak ise sera tutumudur.

Kafaya taktığım için değil; bir sağlık sitesinde yazdığım için özellikle vurguluyorum; sözgelimi bir sağlık personelinin hastasını etraflıca dinlemesi; daha iyi anlamaya çalışması; son derece mütevazi insani münasebetler kurması; ilgili ve saygı dolu olması organik bir anlayıştır; onu kendisine sadece puan kazandıran bir doku ve organ yığını gözüyle görmesi; işin içine sıcacık insani öğeleri katmaması; her fırsatta asık yüzlü ve ters ifadelerle yaklaşması kimyevi ilaçlı sera yaklaşımıdır.

“Kimsenin bir kuruş hakkı geçmesin; yazıktır; günahtır” diye düşünerek vazife yapmak organiktir; “İşim keklik baba; akşama dek el ense yapıyoruz” demek; vatandaşlara; “Bugün git yarın gel” şeklinde yaklaşmak; akşama dek iş yerinde facebookta gezinmek; sonra da sırıtarak; “Bugün de mesaiyi öldürdük birader” diyerek daha saat dolmadan çıkmak ise sera memuru olmaktır.

Yardım etmek; kanaatkar olmak; şükretmek organik davranışlardır; bencil olmak; kendini düşünmek; başkası sürünürken zevki sefa sürmek sera davranışıdır.

Son derece alçak gönüllü bir şekilde selam vermek; verilen her selamı gülümseyerek almak organiktir; “Kim bu; niye bana selam verdi ki” donuk bakışıyla ve kibirli yaklaşımıyla ortamdan hızlıca uzaklaşıp geçmek sera ilişkisi – münasebetidir.

Vakit namazı kaçırmamak; komşusu açken tok uyuyamamak; uyursa huzursuzluktan yatakta sağa sola dönmek organik müslümanlıktır; yaralı birisi yerde yatarken fotoğraf çekmek; kanala düşmüş; boğulmak üzere olan çocuğa balık ağı atarak (güya) yardım eder gibi görünmek; kurban kesince bir kısmını sucuk yapmak; kalanını da buzluğa kaldırmak sera müslümanı olmaktır.

Bir fırsatını bulduğu anda evrak oyunlarıyla devleti dolandırmak; girişimsel işlemleri şişirmek; yapılmamış tıbbi işlemleri yapılmış gibi göstermek; sonra da bakılan hasta sayısı ile övünmek; “Şu kadar insana hizmet ettik” diye düşünerek ferahlanmak sera vatandaşlığıdır; organik değil! Buna öyle veya böyle alet olmak; çanak tutmak; hatta göz yummak da öyle!

Faydalı; bilgi ve gözlem dolu nesnel şeyler yazmak organik yazarlıktır; kendi şahsi görüşlerini evrensel doğrularmış gibi sunmak; böylesi bir imkanı boş yere heder etmek; en fazla beyinleri kısırlaştırarak köreltmek; ufukları daraltmak; özgünlükleri azaltmak ise sera gazeteciliği ve yazarlığıdır.

Bir ürünü piyasa ne kadar serbest olursa olsun makul bir karla satmak; bu konuda ölçüyü aşmamak organiktir; fırsatçılık ve ne kadar fazlaya satarsam o kadar kardır yaklaşımı sera anlayışıdır.

Maiyetindekileri bencil ve ilkel duygularla değil; evrensel kriterlerle ve adaletle yönetmek organiktir. Kibirle; alınganlıkla; öfke ve kıskançlık gibi duygularla yönetmek sera yöneticisi olmaktır.

Anne babaya saygılı olmak organiktir; asi ve dik başlı bir evlat olmak seradır.

Anlayışlı; sıcak; ilgi dolu; saygılı davranmak organik eş olmaktır. Cebelleşmek; her sorunda kana kan dişe diş mantığıyla yaklaşmak; hiçbir iletişimde altta kalmamaya çalışmak; hep haklı çıkmak için uğraşmak sera eş olmaktır.

Bu listeyi böyle uzatabiliriz; uzatabileceğimiz kadar…

Organik beslenmemenin sonucu belki sadece hasta olmaktır. İyi yahut kötü; biraz ucuz veya pahalı; hastalıkların tedavisi vardır azçok.

Peki ya organik memur olmamanın sonucu olarak her geçen gün daha da kötüye giden işlerin; organik doktor olamamanın sonucu olan onca ilaç yutulduğu halde bir türlü iyileşemeyişlerin; organik eş olmamanın sonucu olan ortada bir sebep olmadığı halde soluğu anında mahkemede alışların; yine organik ebeveyn olamamanın sonucu olan sağlıksız nesiller yetiştirme işinin ve çok daha fazlasının çözümü var mı?

Bir ürünün organik olup olmadığını en azından etiketinden anlayabiliyoruz. Bu saydıklarımın organik olup olmadığını nereden ve nasıl anlayacağız? Etiketi de yok ki üzerinde! Anladığında iş işten çoktan geçmiş oluyor! Atı alan hormonlar çoktan Üsküdar’ı aşmış oluyor çünkü!

Söyleyin; insan olarak neyimiz; hangi değerimiz; anlayışımız; yaklaşımımız; davranışımız; işimiz organik kalmış ki gıda ürünlerimiz de kalmış olsun!

Beynimiz ve ruhumuz hormonluyken gıdalarımızda da bir miktar hormon çıkmış; çok mu!

Psikolog
İzzet Güllü