SAĞLIK POLİTİKALARI: PSİKOLOGLARA KİBİRLİ KÖSTEK; İMAM EFENDİLERE MANEVİ DESTEK
Psikolojik Analiz:
İnsanoğlu; omzunda çoğu vebal türünden ağır günahları; tüm bunlara rağmen zayıflasa da tamamen sönmemiş; yani az buçuk da olsa ayakta duran bir imanı varsa zamanla içinde kendisini sıkıştıran ruhi kıskaçtan samimi değil; hamasi nitelikli hayır adımları atmaya çalışarak kurtulmak ister.
Örnek:
Özellikle yaptıkları işin günah olduğunu bilen; her gün bu günahı işlediklerini düşünen hayat kadınları genellikle aşırı duyarlı ve merhametli olurlar. Oysa ilgili çalışma koşulları bu kişileri daha bencil ve acımasız yapmaya uygundur. Öyle olunması gerektiği halde böyle oluşun altındaki psikolojik dinamik; derinlerdeki günah korkusunun ve suçluluk duygusunun telafi edilmesine dönük bir savunma çabasıdır. “Belki yaratıcı bizi bu herkese göre daha fazla güçlü olan yönümüz hatırına bağışlar” temennisidir. Yani; “Başkalarının şu yönleri bizden iyi ise bizim de bu yönlerimiz onlardan iyi” diyebilme arayışı!
TESPİT
SAMİMİYETİN DEĞİL; SAVUNMA MEKANİZMASININ ÜRÜNÜ ADIMLAR
Esasında konumuz hayat kadınları değil. Bugünlerde hastanelerde manevi destek birimleri kurulacakmış; konumuz bu. Bunu yıllar önce ilk kez ben dile getirmiştim; hatta bu düşüncem bir proje teklifi olarak ulusal basının bir kısmında falan da çıkmıştı. “Camilerin yanına birer oda kurulsun. Buralarda imam efendiler ihtiyaç duyan halka manevi destek hizmetinde bulunsun. Çoğu ruhi sıkıntı günah; suçluluk türünden maneviyat eksenli” demiştim. Anlaşılan şimdi bunun farklı bir adımı atılıyor.
SORU
PEKİ PSİKOLOJİK DESTEK ADIMI NEREDE
Sıra manevi desteğe gelmiş ise önceki bilimsel adımların çoktan atılmış olması gerekir. Evet; bu adımlar samimi ise; içinde başka sayikler olmayan; tamamen halkın sağlığını önemsemenin getirdiği projeler ise böyle olması icap eder.
Yıllardır yırtınmışımdır. Sadece ben mi! Metin Münir’den tutun Ahmet Rasim hocaya varıncaya dek pek çok duyarlı kişi. Hadi bilimin kanserde bile psikolojik destek önemli deyişini işitmiyoruz; adam; “kanseri moralle yendim” diye bas bas bağırır ekranlarda. Ancak bu ülkede bunu bir işaret fişeği olarak okuyup da; “Demek ki tüm hastalara psikolojik destek önemli” diyen çıkmamıştır bugüne dek. Şimdilerde gündemde olan “manevi destek” meselesine hasta adına duyarlı olmak yıllardır bu konuda da duyarlı olmayı gerektirmez miydi!
Geçenlerde vefat ederken bir mektup bırakan; orada bir hekim olarak feryat eden; “Bu süreçte beni sadece psikoloğum ayakta tuttu” diyen hekimi hatırlıyorum.
Ardından da şu sorunun cevabını düşünüp kahroluyorum: Bu hizmetler bugüne kadar zamanında ve hakkıyla verilseydi kaç kanser hastası kurtulabilirdi acaba?
Tek kahrolması; esas kahrolması gereken ben miyim?
Yoksa şimdilerde tüm bunların ve benzerlerinin (ihmalinin) getirdiği vebali ağırlık mı telafi edilmeye çalışılıyor! Bu pekala vicdanen mümkün olabilir. Çünkü insanoğlu iyilik adına yaptıklarını hatırlar daha çok; kötülüklerini ise çabucak unutur da ruhen kendisini kısa sürede kuş gibi hafifletiverir.
Savunma mekanizmalarımız da bu yönde çalıştığından bunu başarmak çok zor değildir.Hele de eğitimli; zeki; okumuş kişiler için bu hiç sorun değildir! Ancak; “O güne değin yapmam gerektiği halde yapmadıklarım; yapmamam gerektiği halde ise yaptıklarım dolayısı ile verdiğim her türlü zararı bir çırpıda telafi ederim” düşüncesi rahmani katta çok geçerli olmasa gerektir. Buna; “Ömrü boyunca günah işlemiş; bir kuyudan ayakkabısıyla köpeğe su verince cennete gitmiş” masallarına inananların dışında kimse itibar etmez.
VELHASIL BU ÜLKEDE YILLARCA
Kaç aile zamanında ve doğru psikolojik destek alamadığı için boş yere; aslında çözümü olan sorunlar yüzünden boşandı?
Kaç çocuk ebeveynleri doğru ve yerinde bir rehberlik hizmeti göremediği için sağlıksız bir kişilik yapısı ve örüntüsü içinde büyüdü de sokakta; orada; burada karşımıza sorunlu bireyler olarak çıktı?
Bir seanslık mesleki danışmanlıkla çözülecek sorunları olan kaç psikiyatri müşterisi gündelik sorunları için bile aylarca ilaç kullanmaya mahkum edildi?
Böylece kaç kişinin böbrek ve karaciğer fonsksiyonları başta olmak üzere tüm sistemlerinin zarar görmesine göz yumuldu?
Kaç hasta sadece ilaçla yaklaşılmasını dayatan koşullar yüzünden; “İyileşemiyorum; demek ki hiç iyileşemeyeceğim” düşüncesinin zehirli pençesine düşürülerek sağlamken sahiden hasta edildi?
Devlet boş yere kaç kutu ilaca yıllarca tüyü bitmemiş yetimin hakkını ödedi?
Bunları yıllardır kimler; kaç kişi; niçin; nasıl oldu da uzaktan izledi sadece?
…
Daha psikolojik desteğin olmadığı bir ülkede manevi destek aşamasına geçmek inandırıcı geliyor mu size?
Tüm bunlar ve çok daha fazlası için yıllardır yırtınan bizlere kulağını kapayanlar şimdilerde hasta yatak uçlarına birkaç imam efendi göndermekle bu vicdani; dini; insani ve ahlaki ihmal ve atalet mesuliyetlerinden arınabilirler mi?
Bir çırpıda kurtulmak bu kadar kolay ise niçin milyonlarca kişi ta çocukluklarından ölene dek son derece doğru ve sorumlu bir hayat sürmek için çırpınıyorlar?!
Birileri çıkıp söylesin:
Eğer mümkünse bu kadar kolay kurtulmak; bu onların da hakkı değil mi!