Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Ne ve Neden Sorularına Verilen Yanıtların İlişkideki Önemi

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:05    Güncellendi: 18.02.2025 22:05
NE ve NEDEN SORULARINA VERİLEN YANITLARIN İLİŞKİDEKİ ÖNEMİ

Yaşantımızda çok önemli iki soru vardır. “Ne” ve “neden”? Bu iki soruya verdiğimiz ya da bulduğumuz yanıtlar; çok önemlidir; özellikle yaşanılan her türlü ilişkide çok önemlidir.

"Ne?" sorusuna verdiğimiz yanıt genellikle gerçekte yaşadıklarımız; "neden?" sorusuna verdiğimiz yanıt ise gerçek ya da doğru olduğuna inandıklarımızdır. “Ne” ve “neden” sorularını cevaplama ihtiyacı; ilişkide yaşanan sorunlar ve çatışmalar sırasında çıkar. “Ne” sorusuna verilen yanıt; çatışma sebebi ya da hoşnut olunmayan durum hakkında bilgi verir; yani sorunu tanımlar.

“Neden” sorusunun yanıtı ise sorunun sebebine; sorunun kaynağına yapılan yorum hakkında bilgi verir. Yani soruna ilişkin kişinin tahmin ettikleridir. “Neden” sorusuna verilen yanıt genellikle çünkü ile başlar.

Karşıdaki kişiyle yaşanan problemin ilgisizlik olduğunu düşünelim. “Benimle ilgilenmiyor” ifadesi durumu anlatan yani; “ne” sorusuna yanıt veren ifadedir. Sorun eşin; sevgilinin; annenin; babanın; kardeşin; arkadaşın ilgisizliğidir.

“Benimle ilgilenmiyor; çünkü beni sevmiyor” ifadesi “neden” sorusuna verilen yanıttır. Sorunu yaşayan kişi tarafından duruma yorum yapılmıştır. Gerçek sebep bilinmeden; bir tahminde; yorumda bulunulmuştur. Neden sorularına verilen cevaplarda; kişinin tutumları; ilgileri; algıları; inançları etkilidir. Bu sebeple kişiden kişiye farklılık gösterir.
İlişkilerde yaşanan sorunların sebebi “ne” ve “neden” sorularına verilen cevapların çatışmasıdır. Çünkü bazen “ne” sorusuna verilen yanıt bazen de “neden” sorusuna verilen yanıt doğrudur; bazen ikisine birden verilen yanıt yanlış; bazen de ikisine birden verilen yanıt doğrudur. Doğrular; yanlışlar çatışır durur. Bu savaşı hangi soruya verilen cevabın kazandığı önemli değildir. Çünkü ilişki kaybeder. İlişkilerde kişiler sorunun gerçek kaynağını araştırmadan; “neden” sorusunun yanıtını karşısındaki kişiye sormadan kendisi cevaplarsa ve bu yanıt doğru değilse ilişki kaybetmeye mahkumdur.
İlişki kaybetmeye başladığında “neden” sorusuna verilen yanıtlar farklılık ve çeşitlilik kazanmaya başlar. Birey kendi kendine verdiği “neden” sorusunun yanıtı sonucunda karşısındaki kişiye kızgınlık yaşar ve onu yargılayan ifadeler kullanır. Bu davranışların sebebinin kendini üzmek; incitmek olduğunu düşünür ve karşısındaki kişiyi bencil; düşüncesiz ve sorunların kaynağı olmakla suçlar. Karşıdaki kişi ne olduğunu şaşırır ve aynı ifadelerle karşılık verebilir; incitebilir. İncindikçe daha fazla yargılayıcı ve saldırgan tepkiler verilir; çatışma uzar. Bu savaş hiçbir şekilde kazanılmadığı gibi ilişkide onarılamayacak yaralar açar.

Karşıdakine sormadan; bireyin kendi algısına göre “neden” sorularına verdiği yanıtlar; karşıdaki kişinin kendisini önemsiz; değersiz; sevilmeyen biri olarak algılamasına neden olabilir. İşten yorgun gelen kişiye (bu kişi anne; baba; eş; arkadaş; çocuk olabilir) “canın sıkkın görünüyorsun; bir şey mi oldu?” diye sormak yerine; patronla problem çıktı değil mi yine?; aman boş ver üzülmeye değmez; sen de az geçimsiz değilsin hani; itiraz etmişsindir istediğine” gibi yorum yapıldığında; karşıdaki kişi duygularının önemli olmadığını; sorununun; sorununun kaynağının önemli olmadığını düşünür ve kendisini önemsiz; değersiz hisseder.

Bazen de “neden” sorusuna verilen yanıtlar; karşıdaki kişinin huyundan; davranışlarından; alışkanlıklarından hiç vazgeçmeyeceğine ilişkin olabilirler. Bu yanıtlar ilişkiyi durduran; ilerlemesini engelleyen hatta ilişkiyi geri götüren yanıtlardır; çünkü umutsuzluk yaratırlar. “Ben bu ilişkide mutsuzum; annem; babam; kardeşim; eşim; arkadaşım; patronum; müdürüm; elemanım hiç değişmeyecek” diyen kişi umutsuzluk yaşadığı için depresyona girer. Oysa “bu sorunu onunla paylaştın mı” diye sorulduğunda genelde “hayır; ne paylaşacağım; o bilmiyor mu ne yapması gerektiğini” gibi bir yanıt alınır; yani karşıdaki kişinin sorundan haberi bile yoktur. Kendi kendine çabalar durur; çözümler bulur; kendi kendine uygular ve değerlendirir. Sonucunda bir ilerleme elde edemez. Elde ettiği tek şey umutsuzluktur. Boşa çaba harcamaktan yorulur; bıkar ve ilişkiden çekilir; ilişkiyi kendi haline bırakır.

İlişkilerde kişilerin “ne” ve “neden” sorularına verecekleri bir yanıt mutlaka vardır. Bu yanıtlar kişiden kişiye değişir. Önemli olan “ne” ve “neden” sorularının tek başına değil de birlikte yanıtlanmasıdır. Bu girişim; ilişkinin yolunu açar; ilişkinin gelişmesini sağlar.