Şizofreni tedavisinde bilişsel-davranışçı terapilerin kullanımı görece yenidir. Şizofrenideki pozitif belirtiler ilaçlarla kontrol edilebiliyorsa da; hastaların yaklaşık 1/3’ünde bu belirtilerin uygun ilaç dozlarına rağmen devam ettiği ve bireyin yaşam kalitesini bozduğu görülmektedir. Ayrıca; ilaç tedavisi kesildiğinde belirtilerin tekrarlama riski vardır. Bu nedenle; ilaç tedavisinin yanı sıra alternatif tedavilerin de kullanılmasının ilaç tedavisi sonrasında devam eden bilişsel ve sosyal sorunlar ve negatif belirtilerin azaltılmasında ve daha iyi bir yaşam kalitesine ulaşılmasında önemli katkılar sağladığı görülmüştür.
Bilişsel-davranışçı terapilerin şizofrenide en uygun olduğu evre aktif dönemden sonra residüel belirtilerin gözlendiği evredir.
Bilişsel-davranışçı terapilerde; hastaya sanrı ve halüsinasyonlarına ilişkin inançlarını sorgulayıp-değiştirebilmesini sağlamak üzere yeni becerilerin kazandırılması ve böylece de duygu; düşünce ve davranışlarında değişikliklerin oluşturulması amaçlanmaktadır.
Terapinin temel noktalarından biri; güvene ve işbirliğine dayalı bir ilişkinin kurulmasıdır. Diğer bir temel nokta da; şizofrenik belirtilerin normalizasyonudur. Şöyle ki; uzun süren uyku yoksunluğu ve uyaran yoksunluğu durumlarında; post-travmatik stres bozukluğunda şizofrenik belirtilere benzer belirtilerin ortaya çıktığı anlatılır. Bu bilgilendirme; hastanın yaşadığı belirtilerden daha az korkmasını ve kendini daha “normal” hissetmesini sağlayarak terapideki işbirliğini arttırabilir.
Şizofreni tedavisinde kullanılan bilişsel-davranışçı müdahaleler iki grupta yer almaktadır. Bunlar;
1-Süreç-odaklı müdahaleler; ve
2-İçerik-odaklı müdahaleler’dir.
Süreç-odaklı müdahalelerde; amaç temel bilgi işleme becerilerinin geliştirilmesidir. İçerik-odaklı müdahalelerde ise; temel düşünce süreçlerinin içeriğinin değiştirilmesi amaçlanmaktadır.
Süreç Odaklı Müdahaleler
Şizofrenide bellek; dikkat ve kavramsal düşünme gibi bilgi işleme becerilerinin düzeltilmesinin amaçlandığı tedavi yaklaşımları süreç yaklaşımlarıdır. Bu yaklaşımlar “Bilişsel Rehabilitasyon” çalışmaları olarak da bilinmektedirler.
Bu tür müdahalelerde; hastalara çok sayıda bilişsel beceriler öğretilmekte ve bilişsel performanstaki değişimler sosyal işlevsellikte de değişimlere/düzelmelere yol açmaktadır.
Terapide; bu hastalarda gözlenen algı ve dikkat bozuklukları; ip ucu kullanımının azalmış olması (iki duyusal modaliteye ait ip uçlarını aynı zamanda kullanamama) gibi bilişsel süreçlerdeki bozuklukların düzeltilmesi amaçlanmaktadır. Ancak; tedavide sadece bilişsel bozuklukların ele alınması tedavinin eksik kalmasına; elde edilen ilerlemelerin uzun süreli olmamasına yol açmaktadır. Bu nedenle; sosyal işlevsellikteki bozulmaların da tedavide ele alınması gerekmektedir. Bu bağlamda; iletişim becerileri eğitimi; sorun çözme becerileri eğitimi; yaşam becerileri eğitimi; (kendine bakım; sağlık ve hijyen; beslenme planı; paranın idare edilmesi; boş zaman etkinlikleri; gibi) yararlı olmaktadır. Çalışmalar; sosyal beceri eğitiminin sosyal ortamlarda kullanılan başa-çıkma becerilerini güçlendirdiğini; benlik algısını olumlu yönde desteklediğini; kaygı ve stresi azalttığını; hastaneden taburcu olma oranını arttırdığını ve hastalığın yinelenme oranını düşürdüğünü göstermektedir.
İçerik Odaklı Müdahaleler
İçerik odaklı müdahalelerde; şizofrenideki temel düşünce süreçlerinin içeriğinin değiştirilmesi amacı doğrultusunda;
-Sanrısal düşüncelerin değiştirilmesi;
-Halüsinasyonlarla nasıl baş edileceğinin öğretilmesi;
-İşlevsel olmayan inançların ve düşüncelerin içeriğinin ve/veya kişinin bunlara yönelik tepkilerinin değiştirilmesine çalışılır.
Sanrılar ve halüsinasyonlar gibi pozitif belirtilerde; sistematik başa çıkma stratejileri eğitimi yararlı olmaktadır. Gerçeği test etme ve sözel sorgulama gibi bilişsel-davranışçı teknikler sanrısal inanç ve düşüncelerin değiştirilmesi amacıyla kullanılabilmektedir. Yine bu hastalarda sık gözlenen kişiselleştirme; seçici soyutlama ve yapay çıkarım gibi bilişsel çarpıtmalar da tedavide ele alınmaktadır.
Özgül belirtilerle ilgili yeterince ilerleme kaydedildikten sonra; hastalığın yinelenmesine ilişkin konular ele alınmaktadır. Bu noktada; psikotik belirtileri tetikleyen faktörlerin neler olduğu ve hastalığın uyarıcı işaretlerini farkedebilme becerisi üzerinde durulması yararlı olmaktadır.