Tıpta tinnitus adı verilen çınlama; dışarıdan sesli bir uyaran olmadığı halde bir ses varmış gibi kulakta ya da kafa içinde ses algılanmasıdır.
Kulak çınlaması; bir hastalık değil pek çok hastalıkta oluşabilen bir şikayettir. Sürekli veya aralıklı olabilir; ton ve şiddet açısından da değişkenlik gösterirler. Bazen uğultu şeklinde; bazen de ıslık gibi çok tiz bir ses tipindedir. Çok hafif olabildiği gibi çok rahatsız edici de olabilir. İşitme kaybı ile birlikte olabilir veya olmayabilir.
Toplumda genel görülme sıklığı %15’dir; yaşla paralel görülme sıklığı artar; 50-80 yaş aralığında görülme sıklığı %30-40’lara kadar yükselir.
Kulak Çınlamasının Çeşitleri:
• Subjektif Tinnitus: Sadece hasta tarafından duyulabilen çınlama olup daha yaygındır. Sıklıkla iç kulakta; işitme sinirinde ve beyindeki işitme merkezinde var olan bazı hastalıklardan oluşur.
• Objektif Tinnitus: Hem hasta hem de başkaları tarafından duyulabilen çınlamadır. Nadir rastlanır. Dışarıdan gelen bir ses olmadığı halde; damar anormallikleri; östaki tüpü açılıp kapanmaları; boyun çene ve damaktaki bazı kas kasılmaları sonucu oluşan sesin duyulmasıdır. Bu tür sesler kulak çevresine yaklaşıldığında başkaları tarafından da duyulabilir.
Kulak Çınlamasının Nedenleri:
• Kulak kiri; kulak kanalında yabancı cisim; tümörler ve iltihaplara bağlı dış kulak yolu tıkanıklıkları; doğuştan kulak kanalının kapalı olması pes tonlarda çınlama ve uğultular oluşturabilir.
• Orta kulak iltihapları; alerji; orta kulaktaki kireçlenmeler; orta kulak boşluğunda sıvı birikmesi; neden olabilir.
• Kafa travmaları sonucu kemikçik zincirinin kopması ve üzengi kemikçiğinin yerinden ayrılmasında oluşan kulak çınlamaları işitme kayıplarıyla birlikte olabilir.
• Yaşlılığa bağlı işitme kayıpları; ani yüksek sese maruz kalma; uzun süre gürültülü ortamda çalışma; Menier hastalığı; Otoskleroz; labirentitler gibi iç kulak; işitme siniri ve işitmenin beyin içindeki bağlantılarından kaynaklanan birçok hastalık kulak çınlamalarına neden olur.
• Kafa travması; multiple skleroz; ensefalit; menengit gibi hastalıklar; beyinde ödeme bağlı basınç artması veya damarsal bozukluklar; beyindeki işitme yollarında ve işitme merkezinde hasar oluşturarak çınlamaya neden olabilirler.
• Depresyon; anksiyete gibi hastalıklarda çınlamalar olabilir. Ancak bazı hastalarda tarif edilen ses duyumları diğer çınlamalardan farklıdır. Bu tür Psikolojik tinnituslar gerçek kulak çınlaması değil; halüsinasyondur.
Çınlaması Olan Hastanın Değerlendirilmesi:
Hastalara detaylı endoskopik ve mikroskopik KBB muayenesi; nörolojik muayene; ve genel tıbbi muayene yapılmalıdır.
Bu tür hastaların değerlendirilmesi ve muayenesinde öncelikle aşağıdaki üç önemli konu üzerinde yoğunlaşılmalıdır.
• Tümör gibi önemli; ilerleyici bir hastalığın varlığı
• Çınlamanın karakteristiği ve özelliklerinin belirlenmesi
• İç kulak fonksiyonlarındaki bozuklukların saptanması;
Çınlamanın değerlendirilmesinde öncelikle hastanın anlatacakları büyük bir önem taşır.
Çınlama veya uğultunun nasıl bir ses olduğu; ne tarafta hissedildiği; devamlı mı aralıklı mı olduğu; uyku üzerine etkisi; birlikte baş dönmesi; işitme kaybı; kulak tıkanıklığı v.b. şikâyetlerin olup olmadığı detaylı olarak sorulmalıdır.
Hastalar sesi; vızıltı; esinti; zil çalması; gürlemeler; kaynamalar; rüzgâr sesi; çağlayan sesi ve ıslık sesi gibi çeşitli ifadelerle tanımlarlar. Bir kulağından ya da iki kulağından birlikte ses duyduğunu; sesin başın arkasından; yanlarından; ortasından veya derinden; hatta bazen sesin dışarıdan geldiğini söyleyebilir. Bu bilgiler bazen değerli olabilir.
Hastanın sorgusu sırasında; mesleği; hobileri ve alışkanlıkları sorulmalı; büyük sanayi gürültüleri ortamında uzun yıllar çalışma; avcılık; atıcılık; askerlik sırasında ateşli silah kullanımı özellikle öğrenilmelidir.
Geçmişte kafa travması; kulağa yan etkisi olan ototoksik ilaç kullanım; alerji; şeker hastalığı;hormonal hastalıklar;guatr; epilepsi; otoskleroz mutlaka sorulmalı; çınlamanın psikolojik hastalıklarla yakın bir ilişkisi olabileceği de akılda tutulmalıdır.
Uygulanan Testler:
1. ODYOGRAM; SAF SES VE KONUŞMA ODYOMETRİSİ
2. ÇINLAMANIN FREKANS VE ŞİDDETİNİN BELİRLENMESİ
3. TİMPANORAM
4. OTOAKUSTİK EMİSYON (OAE)
5. BERA; ABR
6. VNG-POSTUROGRAFİ
7. BİLGİSAYARLI TOMOGRAFİ
8. MR
9. ANJİOGRAFİ
10. ÇEŞİTLİ METABOLİK ve HORMONEL KAN TETKİKLERİ
11. EMG vb.
Tedavi Seçenekleri:
Çınlama şikâyeti olan hastaların tedavisini yaparken bunun bir hastalık değil bir belirti olduğu unutulmamalıdır.
Öncelikle akustik tümör gibi çınlama ile de başlayabilen ciddi hastalıkları belirlemek çok önemlidir. Hastaların birçoğu çınlamanın iyice araştırılmasından ve testler yapılmasından tatmin olur ve tedaviye ihtiyaç duymazlar. Daha az sayıda hasta takip ve tedavi gerektirecek şiddette çınlamadan şikâyet ederler.
Başlıca tedavi seçenekleri;
• Kan akımını artıran ilaç ve doğal besin destek ürünlerinide içeren ilaç tedavileri
• Laser; elektromanyetik uyarım; elektroterapi
• Maskeleme; Tinnitus Retraining Therapi
• Akupunktur; hipnoterapi
• Hiperbarik oksijen
• Ameliyatlar
Kulak Çınlaması Olanlara Genel Öneriler:
1. Yüksek sesli müziğe; gürültüye maruz kalınmamalıdır.
2. Kan basıncı kontrol edilmeli; fazla tuz dolaşım sisteminizi bozacağı için tuz alımı kısıtlanmalıdır.
3. İşitme; insan vücudunun en hassas ve uyarılması kolay bir mekanizmasıdır. Sinir sistemi ile direkt olarak ilişkili olduğu için; gerginlik; endişe gibi duygularla da sıkı bağlantılıdır. Sinirlilik ve gerginlik en aza indirilmeli; sinir sistemine uyarıcı etkisi olan kahve; kola ve sigaradan uzak durulmalıdır;
4. Günlük egzersizler yapılmalı; yeterince dinlenmeli ve düzenli uyku uyunmalıdır. Baş yüksekte yatılırsa; çınlamada azalma olabilir.
5. Kulak çınlamasının sağırlığa neden olmayacağını bilerek; bu sesler rahatsız edici ama önemsiz bir gerçek olarak kabul edilip ve olabildiğince yok sayılmalıdır.
6. Çınlama; akşam saatlerinde çoğunlukla etraf sessizleştiği zaman daha fazla fark edilir. Odada ses çıkartan bir saat; radyo; TV bulunması; çınlamayı bastırarak uyumaya yardımcı olur.
7. Sakinleştirici ilaçlar; doktor tavsiyesi ile kullanılmak şartıyla rahatlama sağlayabilir.
8. Çok gerekli değilse çınlamaya yol açma ihtimali olan ilaçlar kullanılmamalıdır.
Salisilâtlar(Aspirin); non-steroid antienflamatuar ilaçlar (Romatizma ve ağrı tedavisinde kullanılan); bazı antibiyotik grupları(aminoglikozidler); kininler; bazı diüretikler(idrar söktürücü); kafein; alkol; bazı kanser tedavi ilaçları; kokain; oral kontraseptifler(Doğum kontrol hapları) ve propronalol başlıcalarıdır.