“Başkasıyla olmak; başkasının olmak değil. Kendi başına başkasıyla ; başkasıyla kendin olmak.”
~ Friedrich Nietzsche
Bu söz benim için birlikteliği ve dolayısıyla evliliği en güzel biçimde tarif eden bir sözdür. Evlilikten beklentiniz neydi? Mutluluk; güven; cinsellik; aile; ilgi; sevgi; çocuk; düzen? Şu anda evliyseniz bu yazıyı okuyorsanız ve evliliğinizle ilgili yolunda gitmeyen bir şeyler varsa lütfen okumaya devam edin; evliyseniz ve ilişkiniz yolundaysa karşılaşabilme ihtimalinizin olabileceği sorunların farkındalığı için okuyun. Eğer evli değil de evlenmek istiyorsanız doğru bir karar alabilmek için mutlaka okuyun.
Evliliğe bir sonuç değil de bir süreç olarak bakabiliyorsak sağlıklı bir evlilik yaşıyoruz ya da yaşayacağız demektir. Çünkü evlilik amaç olduğu takdirde içini doldurmamız çok zor olacaktır. Oysa evliliğe mutluluk yolunda bir araç olarak bakabilirsek daha kapsayıcı bir süreç olarak nitelendirip doya doya keyfini çıkartabiliriz.
Evliliklerde sorun olması sağlıklı bir evliliğin kanıtıdır. Çünkü hiç sorun olmayan evlilikler gerçeklerin göz ardı edildiği evliliklerdir. Önemli olan var olan sorunlarla nasıl mücadele edildiği ve sorun çözme stratejilerimizin ayrılığımıza mı yoksa beraberliğimize hizmet ettiğidir. Evlilikte karşılaşılan sorunları aşağıdaki gibi genelleştirmek mümkündür.
• Aile içi ve eşler arası iletişim sorunları
• Aldatma ve Aldatılma
• Bağımlılık
• Duyarsızlık-İlgisizlik
• Cinsel Yaşam Sorunları
• Güvensizlik
• Anne Baba olamama
• Eşlerin Aileleri Arasındaki Problemler(Dünürler; Kayınvalide; Kayınpeder..vb)
• Şiddet
• Kıskançlık
• Uyum Sorunları
• Kültürel Farklılıklar
• Çocuklarla İlgili Problemler
• Mutsuz Evlilik
• Boşanamama ya da Boşanma Kararsızlığı
Biz evlilik terapisiyle bu ve bunun gibi karşılaşılan yada karşılaşılacak olan sorunlara profesyonel bir müdahaleyi ve çözümü sağlamaya çalışıyoruz. Peki bunu nasıl yapıyoruz?
Evlilik terapisi ;bireylerin bireysel olarak yada çift olarak katılabilecekleri bir süreçtir. Zaten çift olarak katılan çiftler en azında terapi konusunda hem fikir olarak bize başvurduğundan ilerlemesi ve sorunun çözümü daha kolay bir hal alırken bireysel olarak devam edilen terapi biraz daha uğraş gerektirmektedir. Fakat her ikisinde de yol alınabilmektedir. Genellikle haftada bir 90dk ortalama olarak da 8-10 seans sürmektedir. İlk seansta bize başvuran çiftleri tek tek dinlemekle terapi süreci başlar. Terapist bu ilk aşamada daha çok dinleyici ve gözlemci konumundadır. Çünkü çiftin döngülerini yakalamak terapinin temeli ve sorunun yarısının çözümü demektir. İlk seansta çiftler sorunlarını saklamaya meyillidirler fakat bizlerin sorularıyla; ortam hararetlenir ve maskeler düşer bireyler gerçek kimliklerini ortaya koyarlar; ilk seansın sonunda bireylerin evlilikle ilgili sorunlarının neler olabileceği konusunda alternatifler sunulur ve ayrı ayrı MMPI kişilik testleri uygulanır .ikinci seansta çiftlerin onaylaması halinde beraberce ; değilse de ayrı ayrı kişilik testinin yorumlanması yapılır ve eğer kişilik yapılarında uyuşmazlık olabileceği noktalar varsa bunlar değerlendirilir. Daha sonra ilk olarak iletişimsel sorunlar üzerinde durularak bunlar için seansta uygulamalı olarak egzersizler yapılır ve ev ödevleriyle desteklenir. Burada çiftlere düşen asıl görev dinleme ve anlama becerilerini geliştirebilmektir. Terapist bunu her çifti dinledikten sonra onu anlayabildiğini ifade eden bir cümleyle geribildirimde bulunur ve aynı süreci eşinin yapması için ona destek olur. Alternatif sorun çözme becerileri de kazandırıldıktan sonra son seansta gelinen nokta ve kat edilen mesafe karşılıklı olarak değerlendirilir ve terapi süreci sonlandırılır. Çiftler birbirlerini sınırlarını bilip; paydaları eşit ama paylarının ayrı olduğunu kabul ettikten sonra herhangi bir sorunla karşılaşmaları halinde artık kendi kendilerinin terapistleri olmuşlar demektir . Mutlu bir evlilik ve mutlu bir hayat yaşamalarına engel olan ne varsa artık önemsizdir. Bundan sonra ki süreçte çiftlerin payına düşen evliliklerinin ve hayatın tadını çıkartmaktır. İlişkiyi canlı tutabilmek için öneriler.
Dinlemeyi öğrenin:
Herkes dinlenilmeye ve tam olarak anlaşılmaya ihtiyaç duyar. Huzursuzluğunuzu bir kenara bırakmanız ya da tavsiye vermekten daha çok oturup dinlemeniz gerekse bile; eşinizin veya sevgilinizin düşüncelerini; duygularını dinlemeniz gerekir. Bu sırada dışarıdan nasıl göründüğüne bakmanız ya da onun söylediklerini basitçe tekrarlamanız yararlı olabilir. Onu dinlediğinizi bilmesine de izin verin. Konu neyle ilgiliyse örneğin "Çöpleri dışarı götürmediğim için üzügünsün anlıyorum"; "Bugün ofiste yaşananlar hakkında konuşmak istediğini duydum" gibi yapıcı cümlelerle ona yaklaşın. Bu cümleler onu dikkatle dinlediğinizi gösterir.
Birlikte zaman geçirin:
İlişkinin başlarında çiftler arkadaş gibi konuşurlar; eğlenceli şeyler yaparlar. Zaman geçtikçe iletişim yolları değişir. İş; aile; finansal problemler; günlük yaşamın tüm meşguliyetleri; eğlenceli hisleri aşındırır. Sizi ilk tanıştığınız noktaya taşır ve iki yabancı haline gelirsiniz. Haftalık programınızda yer ayırmanız gerekse bile eğlenceyi geri getirin! Bisiklet kullanmak veya yürüyüş yapmak gibi fiziksel aktiviteleri paylaşın. Ayrıntılı bir akşam yemeği için dışarı çıkın; evde kalarak okul günlerinizden kalma müzikler dinleyin veya birbirinizi neden seçtiğinizi anımsatan favori filminizi izleyin. Maddi durumunuz yetersizse çocukları bir bakıcıya bırakarak birlikte piknik yapın. Bir haftada değerlendirebileceğinzi 168 saat var. Evliliğiniz için haftada en az 2 saatinizi birbirinize ayırmayı taahhüt edin.
Tartışmalarınıza kısa molalar verin:
Siz ve partneriniz herşey hakkında tartışabilirsiniz. Ama partneriniz anlaşmazlığı size açıklarken çocukların oyun oynarken uyguladıkları kuralları koyun. Hakaret yok; isim takmayın ve bir şey fırlatmayın! Diğer insanların düştüğü hataya düşmeyin ve aptal olduğunu söylemeyin! Bunun yerine; "Bunu yapabileceğimizi mi düşündün; bununla ilgili farklı düşünüyorum" diyebilirsiniz. Eğer tartışma kışkırtıcı olarak devam ediyorsa; biraz ara verin ve sakinleştikten sonra tekrar konuşmayı deneyin. Sakin kalmak evliliğiniz için yapabileceğiniz en önemli davranış.
Ateşi artırın:
Eğer seks hayatınız eskisi kadar hareketli değilse; eski tutkulu günlerinizi geri getirmelisiniz. Eski günlerdeki gibi birbirinize kur yapın; romantik olun ve partneriniz size sonsuza kadar aşk besleyecekmiş gibi güvenli durmayın. Ona gecenin sonunda yatağa gitmek istediğiniz biri gibi davranın.
İsteklerinizi açık ve net olarak söyleyin
Eğer eşinizin yapmasını istediğiniz bir şey varsa üç seçeneğiniz var; Sorunu içinize atarak büyümesini sağlamak; onu arkadaşlarının yanında kınamak veya konuyla ilgili konuşmak... Sizin eve çiçekle gelmesini veya dışarı çıkmak istediğinizi ona söylemezseniz nasıl bilebilir? Ona isteklerinizi basit; tatlılıkla ve imayla değil doğrudan anlatın. Anlaşılması güç imalarda bulunmayın. İsteklerinizi anlatmanıza rağmen 1-2 hafta sonra bile eve çiçekle gelmediyse ikinci bir konuşma yapın. Eğer bu konuşmada eşiniz savunmaya geçer ve tartışma ortamı oluşursa; bir evlilik danışmanına başvurabilirsiniz. Çoğunlukla size yakışan çiçeği seçemediğini veya hangi çiçeği alacağını bilemediğini söyleyebilir. Ona en sevdiğiniz çiçeği söyleyin. Çoğu kadın ve erkek ufak ayrıntıların ilişki veya evliliğin uzun sürmesini sağladığını unutur.
not: bu yazı mart ayında Female dergisinde de yayınlanmıştır.