Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Kişiliğin Oluşum Evreleri

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:05    Güncellendi: 18.02.2025 22:05
Kişiliğin Doğum Yolculuğu

İnsan yaşamında iki doğum süreci yaşıyor. Birincisi annemizden doğduğumuz fiziksel doğum süreci. Tüm işleyişi; doğa kurallarınca belirlenmiş ve hiç birimizin farklı yaşamadığı bir yaşam süreci. İkincisi ise bize ait tüm özelliklerimizin ve diğerlerinden farklılığımızı oluşturan; davranışlarımızın düşüncelerimizin ve duygularımızın bir anlamda kişiliğimizin doğumu. Bu doğum her birey için kendine has olmakta ve ortalama 18--20 yıl kadar sürmektedir. Bu doğum sürecinin önemli ara dönemleri ve bir çok etkileyeni olmaktadır. Ara dönemlerden birincisi; 0-2 yaş olan ve kişiliğin temellerinin atıldığı dönem; ikincisini ise kişiliğimizin yaşama sunuluş aşamasını oluşturduğumuz 11-16 yaş arası olan ergenlik dönemidir. Bu dönemlerin etkileyicilerinin başında özellikle 0-2 yaş arasında anne veya bakım veren kişi gelir. Onun bebek ile kurduğu ilişkinin niteliği; insanın kişilik omurgasının nasıl şekilleneceğinde belirleyici olacaktır. Kişilik omurgasını bir spekturuma benzetirsek bir uçta; kişinin kendini tanıyan; istek ve hedeflerinin farkında; zorluk ve problemlerini kavramış; kendi kaynaklarını ve çevresindeki kaynakları yönetebilen ve bu süreçte gerekli olan ilişkileri geliştirebilen; duygularını yönetebilmeyi becerisine katmış bir kişilik; diğer uçta ise; ayrışma ve bireyleşmesini tamamlayamamış; kendi olmaktan ziyade diğerlerinin kendinden beklediklerine odaklanmış; ilişkilerinde kendiyle ve diğerleriyle tutarlılık sergilemekte zorlanan; zorlukları ve problemleri karşısında bocalayan; gerçeklik algılamasında netleşemeyen bir kişilik bulunur. İnsan kişiliği büyük oranda bu spekturum içinde bir yerlerde konumlanır.

Bu durumu etkileyen ikinci gelişim dönemi ergenlik dönemidir. Yaşam sanki ikinci bir fırsat vermiş gibidir. 0-2 yaş dönemindeki gibi kişiliğimiz adına önemli bir değişim ve gelişim dönemini yaşarız ergenlikte. Beynimizin fizyolojik yapısı başta olmak üzere; tüm vücudumuzda yetişkinliği nasıl yaşayacaksak onun şeklini alacağımız değişimler yaşanır. Buna paralel olarak da duygu; düşünce ve davranış dünyamız farklılaşmaya başlar ve kurduğumuz ilişkiler yeni yapılar kazanır. Otoriteyle çatışma; duygu savrulmaları; düşüncelerde ani değişiklikler ve iç çatışmaların olduğu bu dönem; bir anlamda annemizden ayrılıp sonucunda; yetişkin biri olarak yaşamı karşılayacağımız bir dönemdir. Uçma egzersizleri yapan bir kuş veya bir fidanın rüzgarlara direnç göstererek ağaç olma yolculuğu gibidir. Kişiliğimizin bu ikinci doğum döneminde; destekleyici; anlayan ve dinleyen; sabırlı; kurallardan ziyade değerleri kazandırmaya çalışan bir anne baba ilişkimiz; doğumun sağlıklı olmasına olanak verir. Aksi ise yetişkin olmasına rağmen duygu ve düşünceleri yönetmekte zorlanan; ilişkilerinde tutarsız; derinlemesine ilişkiler kuramayan; kendi içinde çatışmalı bir yapı bir kişilik olarak dünyaya gelir. Kişinin bu noktada yaşadığı sorunları çözmesi; daha uzun; zor ve profesyonel destek gerektirse de mümkündür.


Kişilik doğumu sağlıklı bir süreçten geçerek oluşamadığında;kişinin yaşamını temelden sarsabilecek psikolojik zorlanmalar yaratabilmektedir. Bu zorlanmalar; psikiyatrik tedavi gerektirebilen bir durumdan; uzun soluklu psikoterapi desteğine ihtiyaç duyabilir. Ne kadar erken çocukluk döneminde kişilik doğumu açısından problemler yaşanmışsa psikolojik destekte o kadar uzayabilmektedir. Kişilik doğumunun temel belirleyicilerinden biride gelişimsel süreçte maruz kaldığımız sıkıntıların şiddetidir. Bu şiddet özellikle çocukluk dönemi ihmalleri; erken dönemde ebeveyn kaybı sonrasında yeterli duygusal bakım alamama gibi durumlardan oluşuyorsa kişinin yaşadığı problemler daha belirginleşmekte ve güncel hayatını zora sokmaktadır.

Bahattin GÖKTAN

Uzman Psikolog