Evlilikte en büyük sıkıntıların yaşandığı; en kötü duygulardan bir tanesidir “eşimle birbirimize tahammülümüz kalmadı “bu cümle bir çok şey anlatıyor bize.
Bu cümleyi ortaya çıkaran sebepler nelerdir?
Neden biz yaşıyoruz bu duyguyu diğer çiftlerde yaşıyorlar mı ?
Bu duygudan nasıl kurtulunur ?
Öncelikle evliliğin tanımını yapmanız gerekli sizden ilk evlendiğiniz zamanki evlilik tanımı sizin için neydi şimdi evliliğin tanımı nedir bunları kağıda yazıp karşılaştırmanızı istiyorum sizin hangi duygularınızın zarar gördüğünü anlamanızı farkındalığınızın artmasını sağlamaya yardım edecektir. Evlilik; sadece iki insanın toplumsal kaygılar ve alışkanlıklar nedeniyle devam ettirebileceği bir kurum değildir. Önemli olan çiftlerin evliliğin keyfini yakalaması ve hem beraber hem de tek başlarına mutlu olabilmeyi başarabilmeleridir. Bu sebepten önce evliliğin olağanüstü güzel yanlarını görüp; evlilikten ne anlaşılması gerektiğini sorgulayalım. Kırk üç yıldan uzun süredir mutlu bir evlilik sürdüren ünlü evlilik danışmanı Zig Ziglar; verdiği seminerlerde evlilik konusunda şunları söylüyor: "Hayatınızda;seveceğiniz; güvenebileceğiz; cesaretlendireceğiniz ve sizi cesaretlendirecek;birlikte gülüp; birlikte ağlayacağınız; birlikte büyüyeceğiniz; yalnız ama yalnız size ait birisinin olduğunu bilmek evliliği olağanüstü keyifli kılar.Ancak bazı çiftler evliliğin getirdiği tatlı sorumlulukları birer yük olarak görüp; evliliği birtakım özgürlüklerin kısıtlanması gibi algılarlar. Evlilik;kişileri eksiltmek veya kısıtlamak değil; tamamlayıp çoğaltmayı amaçlar.Çiftler birbirlerinin eksiklerini tamamladıklarında tek başlarına olabileceklerinden daha büyük ve güçlü olurlar."
Evliliğin keyfini çıkarmak ve hem beraber hem de tek başlarına mutlu olabilmeyi başarmak. Bu cümleyi biraz açmak istiyorum.Evliliğin gerçekten çiftlerin birbirlerini anlamaya başlamasıyla güzel vakit geçirmeyi terapilerimizde öğretebiliyoruz ancak en çok zorlandığımız konulardan bir tanesi de bence “tek başlarına” kelimeleri çünkü bizim toplumumuzda evlilikte tek başına mutlu olunmaz gibi algılar oluşabiliyor. Halbuki insanlar evlenmeden önce farklı hayatlara mensup;farklı çevreleri olan;farklı kişilerle eğlenen…. Gibi çoğaltabiliriz yani özellikle İstanbul gibi bir şehirde insanların evlenmeden önce kendi iş arkadaşları;sosyal arkadaşları var. Evlendikten sonra eşler bazen kıskançlık sebebiyle bazen gerçekten eşlerinin görüştüğü arkadaşlarını uygun bulmayabiliyor; bunları seçebilmek için uzmana gerek yoktur aslında. Uzmana gerek duyulmasının sebebi; bu gibi durumlarda çiftlerin buna eşlik eden birden çok probleminin olmasıdır. Çiftlerin iş hayatındaki yoğunluk veya ailesinde(anne-baba-kardeş) can sıkıcı olaylar evliliğe yansır ve çözüm üretemez hal alır işte bu zamanlarda bir uzmandan yardım almak çok daha uygundur.
Evlilikte tek başına mutlu olmak ne demektir.Eşlerin birbirlerine hesap vermeden gezmeleri;arkadaşlarıyla buluşmaları;ailesinin yanına gitmesi midir ?
Evlilikte tek başına mutlu olmak demek eşlerin birbirlerine daha fazla uyumunu gerektiren bir olaydır. Çoğu çift genelde bunu başaramazlar çünkü bizde eşine karışmak onun görüşeceği kişileri seçmek onu düşündüğün;onun için bir şeyler yapmaya çalıştığın anlamına gelir. Bu durumu da devamlı birlikte olarak veya kendi istediği arkadaş çevresiyle planlar yaparak düzeltmeye çalışırlar. Ancak bu durumun iki kişiyede yorduğunu bazen fark edemezler. Tatminsizlik duygusu oluşur çiftlerde ”ben senin için neler yapıyorum sense..” cümleleri ortaya çıkmaya başlar. Ben bu cümleyi kurarken bu durumu yaşayan çiftlerin bunları yapmadığı anlamında demiyorum kesinlikle. Anlatmakistediğimi şöyle bir örnekle açıklayayım
“ Evliliğin ilk yıllarında Ahmet ve Esra hafta sonları veya haftaiçi dışarıya gitmeyi planlarlar. Ahmet; Esra’nın arkadaşlarıyla buluşmasını onlarla görüşmesini istememektedir. Bu durum Esra da stres ve kontrol edildiği hissini oluştururken Ahmet te yorgunluk hissi oluşturur. Ahmet dışarı çıkacakları zaman plan yapar ve Esra’yı arkadaşlarıyla görüştürmediği için beraberlerken mutlu olmasını sağlamaya çalışır ve bunu yaparken kendisi bulunduğu ortamdan daha çok acaba Esra mutlu mu ? “onu arkadaşlarından alıkoydum burada daha mutlu olmalı ki sıkıntı yaşamayalım” düşünceleri geçer aklından bu durum aslında hem Ahmet’i hem de Esra’ yı inanılmaz yorar. Bu durum daha sonrakı durumlarda acaba birbirimizden sıkıldık mı ? duygusuna kadar ilerler.
Bu örnekten size sayfalarca yazabilirim. Bu örnek üzerinden birkaç çıkarımda bulunalım. Diyelim ki Ahmet’ in yaptığı onca güzel plana rağmen Esra bir türlü mutlu olamamaktadır. Artık tartışmaktadırlar Ahmet çok kızgındır çünkü Esra’yı mutlu etmek için devamlı bir şeyler planlamaktadır ve haklıdır gerçekten Ahmet evlilikleri için çok şey yapmaktadır. Esra hiçbir şey yapmıyor gibi gözükse bile eşinin isteklerine uyup arkadaşlarıyla görüşmeyip eşinin planına uymaktadır. Çiftlerin aklından olmadık düşünceler geçer “ acaba doğru kişi değil mi?;ne kadar değişti?;beni artık anlamıyor;bana saygı duymuyor;bana güvenmiyor…” ben bu düşüncelere inanmıyorum tabi istisnai durumlar dışında. Bunların hepsi vesvesedir çiftlerin birbirlerini mutlu etmeye çalışırken ufak gibi gözüken eşinin özlüğüne müdahale etmesinin sonuçlarıdır.
Duygularınızı paylaşın
Evlilik her şeyden önce bir kadın ve erkeğin aynı çatı altında yaşamaya karar verip;yuva kurma isteğiyle oluşur. Erkekler ve kadınlar birbirlerinden çok farklı oldukları halde benzer görünürler. Bunu en güzel ayna örneği açıklar. Aynaya baktığınızda tıpatıp kendinizi görürsünüz ya da gördüğünüzü sanırsınız. Oysa biraz daha dikkatlice bakarsanız; aynadaki görüntünüzün size benzediği halde çok farklı olduğunu anlarsınız. Görüntünüz tümüyle tersine dönmüştür. Çiftlerde birbirinden çok farklı oldukları halde benzer görünürler. Onun için eşinizin sizinle aynı duygu ve düşüncede olmasını beklemeyip; duygularınızı paylaşın.Böylece birbirinizi daha kolay anladığınızı görürsünüz.
Mutluluğunuz için çaba gösterin
Kaçıncı yıldönümünüzü kutlarsanız kutlayın; mutlu bir evlilik her dönem zaman ayırmanızı; çaba göstermenizi gerektirir. Çiftleri boşanmaya kadar götüren yaptıkları en büyük hata; başlatmak için o kadar uğraş verdikleri evliliklerini; canlı tutmak için hiçbir çaba göstermemeleri. Oysa her geçen yılla birlikte; evliliğinize gösterdiğiniz özeni de artırmanız gerekiyor.Sadece evlenmeden önce ya da evliliğin başında değil; her zaman birbirinizi anlamaya; birbirinize saygı gösterip; nazik ve hoşgörülü davranmaya çalışmalısınız.
Anılarınızı çoğaltın
Arkadaşlıkları;dostlukları olduğu gibi evlilikleri de uzun süre yaşatacak olan paylaştığınız anılarınızın çokluğudur. Paylaşmanın özü zamanınızı eşinizle birlikte geçirmeye dayanır. İşiniz; arkadaşlarınız ve kişisel ilgileriniz ile eşinizle geçirdiğiniz zaman arasında dengeyi bulmalısınız. En basitinden günlük yaşamın sıradan bir parçası olan haftalık alış verişi birlikte yaparak; yeni anılar oluşturabilirsiniz.
MUTSUZLUĞUN BAŞLANGICI….
Evlilikler sanılanın tersine çatışmalardan dolayı bitmiyor. Tersine hiç çatışmaların yaşanmadığı bir evliliğin sağlıklı olduğunu söylemek imkansız. Çatışmalar doğru bir şekilde çözümlendiğinde çok yararlı olup; inançlarımızı ve davranışlarımızı yeni baştan incelemek; hayallerimizi genişletmek ve yeni çözüm yolları aramak için birer başlangıç olabiliyor. Evlilikte mutsuz sonlar; birdenbire bir patlama ile başlamıyor. Çiftlerin gerçekten hoşlandıkları neşenin; heyecanın ve şevkin yavaş yavaş kaybolmasıyla oluşuyor. Bunun en büyük nedeni; öncesinde gösterilen özeni çiftlerin evlendikten sonra devam ettirmemeleri. Bu tutum zamanla evliliği monotonlaştırıp; mutsuz sonun başlangıcı olabiliyor.
49;37
195
Maddi sorun
48;10
190
Geçimsizlik
43;80
173
Aldatma
23;04
91
Aile etkisi
18;48
73
Sevgi veya aşkın ortadan kalkması
15;70
62
Alkol sorunu
14;68
58
Cinsel sorunlar
9;11
36
Kültürel farklar
5;57
22
Kumar
3;80
15
Diğer:
3;29
13
Fikrim yok
3;04
12
Etnik köken uyuşmazlığı
3;04
12
Eşlerden birinden kaynaklanan sağlık sorunu
2;78
11
Mezhep ayrılığı
2;03
8
Siyasi görüş uyuşmazlığı
1;27
5
Madde bağımlılığı
1;27
5
Çocuklarla ilgili sorunlar
Toplam:
981
(*)
Katılım:
395
Kişi
(*) Bu ankette bir kullanıcı birden fazla seçenek işaretleyebilmiştir.
Bu ankette maddi sorunlar boşanma en başı çekmektedir. % 49;37 ikinci sırada geçimsizlik %48;10 üçüncü sırada aldatma % 43;80 bu olay yaşandığında ilişkiniz devam etse dahi bir uzmandan yardım almanızı tavsiye ediyorum
Bizim toplumumuzda eskiden en çok etki eden faktörlerden biri olan aile etkisi dördüncü sıralara kadar ilerlemiştir. Günümüzde artık çekirdek aile oranlarının artması ve ailelerinde bilinçlenmesiyle bu oran düşmüştür.
Cinsel sorun yaşayan çiftlerde ayrılma oranı orta sıralardadır. Çünkü bu sorunun bizler tarafından artık rahatlıkla çözülebilen bir problem olduğu için bunun oranıda düşmüş durumda.