Okullarda uygulanan eğitimin giderek daha çok sorgulandığı ve dershanelere doğru kaydığı ülkemizde yeni bir anlayışa ve ruha ihtiyaç olduğunu düşünmekteyim. 1940yılından beri yapılan adına eğitim reformu denilen müdahelelere rağmen uluslararası araştırmalarda ortaya çıkan sonuçlar ve ulusal düzeyde uygulanan sınavlarda sıfır alanların sayısı eğitim sistemimizin yeniden kurulması gerektiğini göstermektedir.
Mevcut eğitim sistemimiz artık çağın gereklerine cevap verebilmekten çok uzak görünmektedir. Reformlarla düzelecek hali kalmamıştır. Yapılması gereken yeni bir ruhla ve heyecanla bilimsel temellere dayanarak yeni bir sistem kurmaktır.Bu yeni sistem erken çocukluk eğitimini de kapsayacak şekilde ikişer yıllık evreler ve dört yıllık eğitim dönemlerinden oluşacaktır.
Küreselleşme sürecinin tüm hızıyla devam ettiği günümüzde bilinçli bireyler yetiştirerek hedeflenen olumsuzlukları azaltmak ve etkisizleştirmek mümkün olacaktır.Elbette sürdürülebilir kalkınma ve gelişmenin değişimi iyi yönetmekten geçtiğini bilerek eğitim sistemimizi baştan ayağa yenilememiz gerektiğini artık iyi anlamalıyız.
21.yüzyılınbaşından itibaren son iki yüzyılda etkili olan klasik eğitim anlayışının geliştirmekten çok ruh sağlığını bozan ve pasifleştiren sonuçları artık saklanamaz hale gelmiştir. Gelişimin çok hızlı olduğu erken çocukluk dönemi diye adlandırdığımız 0-8 yaş arasında uygun bir eğitim veremediğimiz yetmiyormuş gibi oyun çağı çocuklarıyla erinliğe geçiş yapan çocukları aynı bina ve bahçede eğitmeye çalışan ucube yapıyı devam ettirmekteyiz.
Davranışçı anlayışın ödül ve cezaya dayalı ve rekabeti öngören yansımalarından kurtulmamızı öngören çarpıklığından kurtaracak yapılandırmacılığı etkinleştirecek çalışmaların hızlandırılması sağlanmalıdır.
Özürlü veya yetersizliği olan çocukların eğitimi yeni bir anlayışla temel eğitim kurumlarında kaynaştırma ağırlıklı ve özel rehabilitasyon merkezlerinde sunulan destek eğitimiyle paralel olarak ve aile ortamında devam edecek şekilde yapılandırılmalıdır.
Eğitim alanında yaşanan tartışmalar mevcut sistemin yerine yeni bir yapı oluşturulması zamanı gelmiş te geçmektedir. Basit şekliyle yeni sistem doğumdan itibaren yaşam yıllarını ikişer yıllık evreler ve dörder yıllık kademeler şeklinde düzenlemelidir.
İlk dört yılık eğitim kademesine okulöncesi eğitim kademesi diyebiliriz. Bu kademenin ilk iki yılında çocuk aile ortamında annenin sunacağı eğitimle; sonraki iki yıl kreşlerde ilk zamanlarda annenin de katıldığı; gelişimi öngören ve destekleyen etkinliklerle sürdürülmelidir.
İkinci dört yılık eğitim kademesine zorunlu eğitimin uygulandığı ilk kurum olduğu için “ilkokul” diyebiliriz. Bu kademenin ilk iki yıllık evresinde okuma-yazmaya hazırlık ve gelişimsel etkinlikler; sonraki iki yılda temel akademik beceriler (okuma-yazma; dört işlem ) ve gelişimsel etkinlikler şeklinde sürecektir. Erken çocukluk eğitimi diye adlandıracağımız bu eğitimin bahçesi bağımsız ayrı binalarda sürdürülmesi önemlidir. İlköğretim okulu uygulamasında en çok eleştirdiğimiz oyun çağı-okulçağı ve erinlik çağında bulunan öğrencilerin aynı bahçede ve binada eğitim görmesi yanlışından da dönülmüş olacaktır. Farklı gelişim çağı çocuklarının bir arada eğitilmesinin mahsurları konusunda alan yazında önemli eleştiriler yapılmıştır:
Üçüncü dört yıllık eğitim de zorunlu ilkokul ile lise arasında geçiş sağladığı için bu okulları “ortaokul” diye isimlendireceğiz. İlk iki yıllık evrede şimdi 4.-5.sınıf; İkinci evrede iki yıl sürede 6.-7. Sınıf programına paralel bir program uygulanacaktır.
Dördüncü dört yıllık kademeye ortaöğretim ve bu okullara eskiden olduğu gibi “lise” diyeceğiz. İlk iki yılda yabancı dil; matematik; fenbilimleri; sosyal bilimleri;bilgisayar gibi ortak derslerin eğitimi verilecek ve bu evrenin sonunda alan tesbiti yapılacaktır. Son iki yılda tercih edilen alana göre mesleksel ve akademik bir eğitim verilerek sonunda yapılan bitirme sınavı sonucuna göre yüksek öğretime geçiş sağlanacaktır.
Yeni sistemi öğretmenlere anlatmak ve kavratmak için eğitim akademileri üniversitelerde görevli eğitim bilimleri uzmanlarının sürdüreceği seminerler ve medyadaki yoğun tartışmalardan yararlanılacaktır.
Aile Eğitimi Merkezlerinde anne-babalara okuldaki eğitime katılımlarını sağlamaya ve yeni eğitim sistemini öğretmeye ve aileyi bir eğitim kurumu haline getirmeye yönelik seminer programlarının sistemli olarak sürdürülmesine önem verilecektir. Bu konuda medyadan yararlanılacaktır.
Yeni sistemde derslerin içerikleri yeniden düzenlenecek okullar çocukların neşeyle koşup oynadıkları güler yüzlü kurumlar haline gelecektir. İlk iki kademede sınav yerine alternatif değerlendirme yollarından yararlanılacaktır. Son iki evrede sınavlar öğrencilerin öğrenmelerinin yeterli olup olmadığını tesbit etmeye yönelik olarak yapılacaktır.
Temel bazı bilgilerin dışında bilgi yüklemesi yapılmayacak; öğrencilerin araştıran; soruşturan; proje geliştiren; okuyan; öyküler yazan; milli kültürü özümlemiş ve çağdaş değerleri yaşatan bireyler olması amaçlanacaktır.