Son zamanlarda en gözde tedavi yöntemlerinden biri olan kuru iğneleme metodu (intramusküler stimulasyon) aslında çok da yeni bir tedavi sayılmaz.Bundan yaklaşık 40-45 yıl önce uygulanmaya başlamış bir tedavi yöntemidir.Bu yöntem çeşitli hastalıklarda iğnelerin boyu ve kalınlığına farklılıklar gösteren ve sorunlu bölgedeki kaslara uygulanan direk kaslara batırılması şeklinde yapılan bir metottur.Halk arasında çoğunlukla kulunç olarak bilinen daha önceki makalelerimde de konusunu ele aldığım myofasial ağrı sendromunda kullanılsa da ağrılı kas spazmın olduğu bir çok rahatsızlıkta emniyet ve güvenli bir şekilde kullanılmaktadır.Buradaki temel amaç kollagen lifler vasıtası ile sertelmiş kasların içinde oluşmuş ağrılı trigger yani tetik noktalara uygulanan kuru iğne ile bu ağrılı noktaların gevşemesi ve çözülmesi ve bu kasların normal tonusuna yani normal gerginliğe ulaşılmasıdır.Bunlardan ötürü akupunktur metodundan farklıdır.Kuru iğnleme yöntemi anestezi altında da uygulanabilen bir yöntemdir.İlaç kullanılmadığı için ilaçların yan etkisinden korunma gibi bir avantajı da vardır.Kuru iğnelemenin tedavi başarısını artırmaya yönelik önce soğuk spreyle germe ile birlikte hemen ardından sıcak uygulama ile o bölgenin kasları gevşetilerek de uygulanabilir.
Peki hemen aklımıza gelen akupunktur yöntemi ile aynı yöntem midir diye sorabilirsiniz. Aslında kuru iğneleme metodu ile akupunkturun benzediği nokta ikisinde de iğne kullanılması nedeniyledir. Akupunktur metodunda iğne belirli noktalara uygulanıp 20 dakika beklenmektedir.Kuru iğneleme metodunda ise iğne spazm olan ya da spazma giden kaslara yapılır.Çok fazla beklenmez. Etkisini hemen gösterir. Kuru iğne tedavisinde iğne nöroanatomik yapıya göre çeşitli doku derinliklerine yapılır. Kronik kas iskelet sistemi bozuklukları ve bu bozukluklara bağlı ağrıların tedavisinde kuru iğnelemede oldukça etkili bir yöntemdir
Peki kuru iğneleme metodu hangi hastalıklarda uygulanır?
Kuru iğne tedavisi; çoğunlukla 11-12 yaşından itibaren sebebi ne olursa olsun kassal spazm ve gerginiliği olan herkese uygulanabilir. Hastada bulunan diğer pek çok hastalık; bu tedavi için bir engel teşkil etmez.
İğneden korkan fobisi olan hastalara da uygulamak mümkün olmaktadır. Genellikle hasta iğne kaynaklı acı veya ağrıyı hissetmez. İğne; akupunkturda olduğu gibi çok uzun süre kalmaz; bazen birkaç saniye; bazen birkaç dakika sürer.
Kuru iğneleme herhangi bir kanamaya da sebep olmaz; dolayısıyla; kan görmekten ürken hastalar açısından da uygun bir yöntemdir. Hamilelere belli koşullarla uygulanabilir.
Kanser hastalarında; eşlik eden kas ve tendon ağrılarında da başarı ile kullanılır; ağrılarda ciddi azalmalar görülür. Çünkü kanserdeki ağrıların tümü kanserden dolayı değildir.
Kuru iğne tedavisinin kullanım alanı oldukça geniştir.
Gerilim tip ya da migren tipi baş ağrıları
Herhangi bir nedenden kaynaklı boyun ve sırt ağrıları
Omuz problemlerinde donuk omuzlarda
Bel ağrısı
Dirsek rahatsızlıklarında epikondil iltihaplarında
Masabaşı rahatsızlıklarında
Duruş bozukluğuna bağlı ağrılar
Fibromiyalji
Miyofasial ağrı sendromları
Tendinitler (el; dirsek; omuz; topuk; kasık)
Diz ağrısı (Kondromalazi patella)
Kalça ağrıları (Adduktor spazmı; kapsülit)
Topuk ağrıları
Siyataljiler
Spor yaralanmaları ve rehabilitasyonu
Çene eklemi ağrısı
Whiplash yaralanmaları (Travma sonrası omurga ağrıları)
Disk hastalıkları (bel; boyun; sırt)
Kuru iğneleme manuel terapiyle birlikte uygulanmalıdır.Diğer tedavi modeliteleri ile birlikte uygulandığında başarı oranı artacaktır.Haftada 1- 2 defa uygulanmalıdır.Toplam 10 seans kadar olmalıdır.