Obesesif- Kompulsif Bozukluk kişinin ailesel; akademik; mesleki ve sosyal yaşamını olumsuz yönde etkileyen ruhsal bozukluklardan biridir. Her yaş döneminde görünebilir (çocukluk; ergenlik; yetişkinlik dönemi). Obsesif Kompulsif Bozukluk; tedavi edilmedikçe yoğunluğu ve şiddeti artan ve kişinin hayatının her alınını olumusuz bir şekilde etkileyen bir bozukluktur.
Obesesyonlar; bireyin zihninden uzaklaştıramadığı; iradesi ve kontrolü dışında aklına gelen; rahatsız edici; ısrarcı ve tekrarlayıcı düşüncelerdir. Bu düşünceler; çoğu zaman kişiye saçma ve anlamsız gelsede kişi bunları düşünmeyi engelleyemez. Obsesyonel düşünceler sıklıkla; ‘‘ya olursa?’’; ‘‘ya yaptıysam?’’; ‘‘ya olduysa?’’ şeklinde düşüncelerdir. Bu tür kontrol obsesyonları kişinin çok fazla zamanını alır ve başka şeylere odaklanmasını zorlaştırır. Kişi başka şeylere odaklabilse dahi obsesyonların varlığı kişinin sürekli olarak huzursuz hissetmesine neden olur. Bu da kişinin hayatını oldukça kısıtlayan ve kalitesini düşüren bir durumdur.
Obsesif düşüncelere (takıntılara) örnekler;
-Mikrop bulaşmasına ilişkin kaygılar: ‘‘ Ya oturduğum ya da dokunduğum yerden bana mikrop bulaştıysa?’’
-Başkaları tarafından zarar görme ya da başkalarına zarar vermekle ilişkili mantık dışı korkular: ‘‘Ya çocuğuma zarar verirsem?’’; ‘‘Tehlikeli kişiler bana zarar verirlerse?’’
-Kontrolünü kaybedip saldırgan davranışlarda bulunma korkusu: ‘‘Ya çıldırırsam ve birine zarar verirsem?’’
Kompulsiyonlar obsesif düşünceleri rahatlatmak için yapılan tekrarlayıcı davranışlardır. Kompulsiyonların yapılmasının nedeni; obsesyonların yarattığı kaygıyı azaltmak ya da ortadan kaldırmaktır. Bu davranışlar dışarıdan gözlenebileceği gibi; dışarıdan gözlenemeyen zihinsel düşünceler şeklinde de olabilirler. Kompulsif davranışlar da tekrarlayıcıdır ve birey için engellenemez. Kompulsiyonlar; çok vakit alabilirler ve bu nedenle kişinin diğer fonksiyonlarını engeller hale gelebilirler. Kişiye ve çevresine zarar verebilecek düzeye ulaşabilirler. Örneğin; evden çıkmadan defalarca kez kapıyı pencereyi kontrol ederek işe geç kalmak ya da sık sık yıkanma nedeniyle şampuan ve su israfı şeklindeki maddi zararlar.
Obsesyonlar genellikle kaygı uyandırıcı bir düşünce; kompulsiyonlar ise kaygı uyandırıcı düşünceye karşı bir tür rahatlama davranışıdır. Kompulsiyonları yapmak kişiyi anlık olarak rahatlatsa da aslında hastalığı besler ve hastalığın daha şiddetli ve yoğun bir hal almasına neden olur.
Örneğin: Mikrop kapma korkusu ile ellerini defalarca kez yıkamak kişinin o anlık temizlenmiş hissetmesini sağlar ve anlık olarak rahatlatır. Ancak bu el yıkayarak temiz olma arzusu her seferinde daha yoğun bir hal alarak el yıkama davranışının saatler sürmesine neden olabilir; hatta daha da ilerleyen boyutlarda kişi için sadece el yıkamak yetmez mikrop bulaştı kaygısı ile banyo yapma ihtiyacı hissedebilir. Bir başka örnek: Kişinin evden çıkmadan kapıları; ocağı; pencereleri birkaç kez kontrol etmesi her geçen gün kontrol sayısının artmasıyla sonuçlanabilir. Kişinin yaptığı kontroller kişiye yetmemeye başlar ve evden çıkmak oldukça zaman alan ve sıkıntılı bir hal alabilir.
Bütün bunlar kişinin hem zamanını alır hem de hayatı büyük bir kaygı içinde yaşamasına neden olarak kişinin yaşam kalitesini düşürür.
Obesesif-kompulsif bir kişinin kaçınamadığı ve tekrarlayıcı davranışları vardır. Kompulsiyonların bazıları dışarıdan gözlenebilir davranışlardan oluşur; el yıkamak; silmek; kontrol etmek; kirlenme korkusuyla belirli yerlere dokunmamak ve oturmamak; çizgilere basmamak gibi. Dışarıdan gözlenemeyen kompulsiyonlar da vardır; kişinin içinden sayı sayması; dua etmesi veya belli bir cümleyi tekrarlaması gibi.
Obsesif Kompulsif BozukluğunTedavisi
Obesesif- Kompulsif Bozukluğun tedavisinde kişinin kaygı uyandıran tekrarlayıcı düşünceleri ve kaçınma davranışları ve ele alınır. Bilişsel-davranışçı tedavide kişinin kaçındığı durumlar ele alınarak; adım adım o durumlar içinde bulunularak kaygının azaltılması hedeflenir. Kişiyi kaygılandıran düşünceler (‘‘oturduğum yerden bana mikrop bulaşır’’) üzerinde çalışırılır ve bu düşünceler sorgulanarak daha gerçekçi bir düşünce yapısı oluşması için çalışılır. Terapideki amaç kişinin kaygılarını ortadan kaldırmak ve daha huzurlu ve kaliteli bir yaşam sürmesini sağlamaktır.