Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Depresyon ve Tedavisi

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:05    Güncellendi: 18.02.2025 22:05
Depresyon

Depresyon son yıllarda giderek artan; kadın erkek ; genç yaşlı ve hatta çocuk ; tüm sosyal sınıftan bireylerin yaşayabileceği bir ruhsal hastalıktır. Diğer psikolojik hastalıklara göre toplum tarafından daha çok bilinmekte ve sıklıkla dile getirilmektedir. Fakat depresyon ; keyifsizlik; yas; çeşitli yaşam olaylarına bağlı geçici can sıkıntılarından farklı oldukça ciddi sonuçları olabilecek bir hastalıktır. Bu hastalık derin bir üzüntü; bunaltı ile birlikte konuşmada; fizyolojik işlevlerde; algılamada; keyif veren ilgilerde azalma ile birlikte görülen değersizlik; umutsuzluk; suçluluk duygularının da eşlik ettiği bir psikolojik rahatsızlıktır.

Depresyon yaşayan bireyler depresif duygu durumu içerisindedir ve eskiden zevk aldıkları şeylerden keyif alamazlar; suçluluk ve değersizlik duyguları içerisindedirler. Uyku ve iştah sorunları yaşarlar; cinsel isteksizlik duyabilirler; düşüncelerini yoğunlaştırmada sıkıntı yaşayabilir; sıklıkla ölüm düşünceleri aklına gelebilir ; ağlama nöbetleri yaşayabilir; sürekli bir yorgunluktan bahsedebilirler. Bireyler; duygusal olarak sürekli kederli; üzüntülü sıkıntılı; karamsar olabilir. Hayatta hiçbir şey artık onlara zevk vermeyebilir; eskiden yaptıkları faaliyetlere karşı ilgisiz olabilirler; konuşmak bile istemeyebilirler. Aynı zamanda çeşitli dikkat problemleri yaşayabilir; unutkan hale gelebilir; yeni bir şey öğrenmede sıkıntı yaşayabilirler. DSM – 4 ( Ruhsal Bozuklukların Tanısal El kitabı)’de major depresyon için belirlenen tanı kriterleri aşağıda verilmiştir:
A. İki haftalık bir dönem sırasında; daha önceki işlevsellik düzeyinde bir değişiklik olması ile birlikte aşağıdaki semptomlardan beşinin (ya da daha fazlasının) bulunmuş olması;semptomlardan en az birinin ya (1) depresif duygudurum ya da (2) ilgi kaybı ya da artık zevk alamama; olması gerekir.

(1) Hemen hemen her gün; yaklaşık gün boyu süren depresif duygudurum
(2) Hemen hemen her gün; yaklaşık gün boyu süren; tüm etkinliklere karşı ya da bu etkinliklerin çoğuna karşı ilgide belirgin azalma ya da artık bunlardan eskisi gibi zevk alamıyor olma
(3) Perhizde değilken önemli derecede kilo kaybı ya da kilo alımının olması ya da hemen her gün iştahın azalmış ya da artmış olması
(4) Hemen hemen her gün uykusuzluk ya da aşırı uyku olması
(5) Psikomotor ajitasyon ya da retardasyonun olması
(6) Yorgunluk-bitkinlik ya da enerji kaybının olması
(7) Değersizlik; aşırı ya da uygun olmayan suçluluk duygularının olması
(8) Düşünme ya da düşüncelerini belirli bir konu üzerinde yoğunlaştırma yetisinde azalma ya da kararsızlık
(9) Yineleyen ölüm düşünceleri; özgül bir tasarı kurmaksızın yineleyen intihar düşünceleri;intihar girişimi ya da intihar etme üzerine özgül bir tasarının olması
B. Bu semptomlar Mikst Epizod tanı ölçütlerini karşılamamaktadır.
C. Bu belirtiler klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal; mesleki alanlarda işlevsellikte bozulmaya neden olur
D. Bu semptomlar bir madde kullanımının ya da genel bir tıbbi durumun doğrudan fizyolojik etkilerine bağlı değildir.
E. Bu semptomlar yasla daha iyi açıklanamaz.

Depresyonun doğum sonrasında görülmesi ; psikotik belirtilerle birlikte gitmesi ; mevsim dönemlerine bağlı değişmesi; yaşlı veya çocuk ve gençlerde olması; uzun süreli olması ve düzelme ve tekrarlama dönemlerine bağlı olarak çeşitli şekilde görünümleri vardır.
Depresyonun görülme sıklığı son yıllarda giderek artmaktadır. Hastalık oranı kadınlarda ; düşük sosyo ekonomik düzeyde bulunan ailelerde; geçmişinde psikiyatrik bozukluk geçirmiş bireylerde; ailesinde bu hastalığı yaşayan bireylerde; yetersiz ana baba bakımı alan ; geçmişinde travma öyküsü olan; sosyal desteği sınırlı; ailesinde duygu durumu bozukluğu olan bireylerde daha sık görülmektedir. Depresyon; anksiyete; obsesif kompulsif bozukluk; alkol-madde bağımlılığı; şizofreni gibi başka psikolojik bozukluklarla birlikte de görülebilir. Depresyon sinsi bir şekilde başlar; ilk başta belirtiler de hafif olduğundan dolayı pek fark edilmeyebilir; bir yaşam olayı ile başlamış ise gelip geçici olarak da görülebilir fakat görünüm giderek ağırlaşabilir. Bireyler intihar edebilirler ki bu oran tedavi görmeyenlerde %15 civarındadır.

Hastalık öncesi bir takım kişilik özellikleri ; iş yaşamı; aile özellikleri; kişinin bir uğraşının olması; erken müdahale hastalığın seyri açısından olumlu iken; kişilik bozukluğu; alkol madde bağımlılığı; düşük sosyal destek; psikotik belirtiler; ek başka psikolojik tanılar; ilerlemiş yaş seyir açısından kötüye gidişe neden olabilmektedir.

Tedavi

Depresyon neden olduğu işlevsellikte çeşitli kayıplar ve intihar gibi doğurduğu ciddi sonuçlardan dolayı mümkün olduğunca erken bir şekilde tedavi edilmelidir. Tedavide amaç bireylerin iyilik hallerinin sağlanması ve korunmasının yanında ileride tekrarlanmasının da engellenmesidir. Depresyon için pek çok tedavi şekli bulunmaktadır. Bunlar tek başına da uygulanabildiği gibi birkaç tedavi yöntemi de bir arada kullanılabilmektedir.

Bazı tedavi yöntemleri:

İlaç Tedavisi: Depresyonun etiyolojisine bakıldığında; var olan biyolojik yatkınlığın üzerine bir takım stres verici çeşitli yaşam olaylarının bu rahatsızlığı tetiklediği görüşü görülmektedir. Bu bakımdan biyoloji ve psikoloji birbirinden ayrı düşünülmemelidir. İlaç tedavisi ile bireylerin yoğun depresif durumunun geçip artık iyileşmek için çaba sarf edecek düzeye gelmesi ve iyilik halinin sürdürülmesi amaçlanır. Bu amaçla kullanılan ilaçlar antidepresanlardır. İlaçların etkisini göstermesi zaman alır; bu yüzden de etkili olup olmadığını anlamak için kullanımın ardında 4-8 hafta geçmesi beklenir.

EKT ( Elektrokonvülsif tedavi): İntihar riski yüksek olan; başka yöntemlere yanıt alınamamış; ağır depresyon hastalarında kullanılan bir yöntemdir.

Fototerapi: Işık terapisi olarak da bilinmektedir. Depresyonun mevsimsel döngüler ile değişiklik gösteren tipinde yaygın olarak kullanılır. Gün ışığı ( parlak ışık) bireyin enerji düzeyi ve ruh haline etki edebilmektedir.

Psikoterapi: Bazen tek başına da etkili olabilmekle birlikte bazı hastalarda ilaç tedavisi ile birlikte uygulanabilmektedir. Pek çok psikoterapi türü vardır ama bunlardan sadece bir tanesi için iyi gelir demek doğru değildir; pek çok yöntemin birlikte kullanılmasının gerektiği durumlar olabilmektedir. Son yıllarda etkisi daha çok bilinen yöntem ise bilişsel davranışçı terapilerdir. Burada bireylerin kendileri; diğerleri ve gelecek hakkındaki bakış açıları değerlendirilir. Kişinin depresif duygu yaşamasına neden olan otomatik düşünceleri; işlevsel olmayan sayıltıları ve çekirdek inançları ile çalışılır; bu düşüncelere alternatifler geliştirilir. Hasta ile terapistin işbirliğini gerektiren bir yöntemdir; çoğu zaman birlikte çalışılır ve yol alınır. Bunların yanında bireyler fiziksel egzersiz; beslenme düzeni gibi çeşitli fiziksel aktiviteler için de ve bir takım davranışsal değişiklikler için de teşvik edilir.