Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Ağlama: Bebeklerin En Güçlü Silahı

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 21:56    Güncellendi: 18.02.2025 21:56
BEBEKLERİN KEŞFETTİKLERİ EN GÜÇLÜ SİLAH: AĞLAMAK

Bebeğimizin dünyaya geldiği andaki o ilk ağlama feryadı büyük bir heyecan ve mutluluk sebebidir. Bundan sonraki ağlamalar; acabaların; nedenlerin araştırılmak zorunda olduğu ağlamalar olmaktadır. Bebeklik döneminde ağlama kendini ifade; isteklerini ve rahatsızlıklarını belirtme amacıyla olmaktadır. Yani görünür bir sebebi bulunmaktadır. Ancak bazen de küçücük olmasına karşın onun da öfke ağlamaları olabilmektedir! Uykuya direnmeleri o küçücük bedenlerinde bizi şaşkına çevirebilmektedir. Bebeğin sağlıkla ilgili herhangi bir sorunu yoksa onun ağlamasını sınırlamak ya da teşvik etmek biraz da anne babaların davranışlarından kaynaklanmaktadır.


Anne babanın kararlı davranmaması ağlamaya karşı verdiği tepkiler; bir süre çocuğun ağlayarak her şeyi elde edebileceği gibi bir sonuca varmasına neden olmaktadır. Anne babalar bu tür şiddetli ağlamalarda kendilerini oldukça çaresiz hissederler ve başka bir duygusal duruma geçerler. Verdikleri tepkiler tamamen gerçek ortamdan uzak; duygusal ve reaksiyonel olabilir. Çocuğun ağlaması (yani üzülmesi; acı hissetmesi) anne babayı hemen harekete geçmeleri ve çocuklarını bu durumdan kurtarmak için çaba sarf etmeleri gereği ile karşı karşıya bırakır. Çünkü en temel sorumluluklarından ( duygularından) olan içlerinde doğal dürtüyle oluşan koruma kollama duygusu; çocuklarını hemen bu sıkından kurtarma güdüsünü harekete geçirir. Bu acele davranış; onları yanlış davranışlara sürükleyebilmektedir. Çocuğun ağlamasının altında yatan neden o telaş içinde analiz edilmez. Böylelikle ya ağlama davranışı pekiştirilir ya da çocuk sindirilir.

Konuşma gelişimini tamamlamamış küçük çocuklar dili kendilerini ifade için kullanmazlar. Bunun sonucu olarak da isteklerini ağlama yoluyla elde etmeye çabalarlar. Ancak 3-4 yaşlarına geldiklerinde ağlama sebebi kendini ifade edememe olmamalıdır. Çocuk isteklerini dile getirme yollarını öğrenmelidir. Ağlama hala devam ediyorsa üzerinde durulması gereken bir durum söz konusudur.

Çocuk istediği bir şeyi ağlama yolu ile ifade etme alışkanlığı geliştirmişse; bu ona öğretilmiş bir davranıştır. Ağlamanın negatif kullanımında çocuğun aynı durumla birkaç kez karşılaşması ve ihmale uğraması söz konusudur. Devam eden ihmal durumu da ağlamayı alışkanlık haline getirir. Çocuğun isteklerini nasıl anlatabileceği ona öğretilmelidir. Bu davranışları uyguladığında sonuç alabildiğini görünce ağlamayı bırakacaktır. Ancak burada kararlı ve tutarlı olma çok önemlidir. Bir gün ağlamasına cevap vermek bir gün sabırlı olup anlatmak çözüme yönelik davranışlar değildir. Bu davranışın çocuğa öğreteceği; ağlamanın şiddetini artırırsa isteklerinin olacağı şeklindedir.

Fiziksel acı ve ağrıların dışındaki; çocukların gelişim sürecindeki ağlama alışkanlıklarının üzerinde durulması çok önemlidir. Çünkü anne babaların gözünden kaçan genellikle bu tür durumlardır.

Özellikle çocuklarda görülen; güvensizlik duygusundan kaynaklanan ağlamalardır. Çocuğa karşı net ve kararlı bir tutuma sahip olamama buna neden olabilmektedir. Bu tutumun nedeni olarak yoğun iş temposu ya da anne baba olmaya hazır olmayış gibi nedenleri olabileceği gibi en temel neden; anne babaların klasik eğitim anlayışı ile çağdaş eğitim anlayışı arasında geçiş döneminde kalmalarından kaynaklanmaktadır. Anne babalar çocuklarını özgür yetiştirme fikrinden hareket ederek onlara gerekli yerlerde sınır koymamaktalar. Böylece insiyatif tamamen çocukların eline geçmekte; çocuklar da bu durumu ustaca kullanmaktadırlar. Olur olmaz her istediğini anne babasına yaptırıyor yaptıramadığında da şiddetli ağlamayı tercih ediyor. Her istediğini elde ettiği için de böylelikle doyumsuz ve güvensiz bir kişilik ortaya çıkıyor. Oysa özgüvenli olması; onun her istediğinin yapılması değil kendini idare etmede yeterli hale gelmesi; kendini böylelikle daha bağımsız hissetmesidir.

Her istediği yapılan; tutarsız davranılan tatminsiz çocuk; karşılaştığı zorlukların üstüne gidip çözmek yerine; hemen çaresizce ağlamaya ve başka yerden gelecek yardımı beklemeye başlar. Ne yazık ki çevresinde de her zaman yardıma hazır birileri mutlaka vardır.

Bazen de ana babalar yanlış davranışlarını suçlayarak uyarma yoluna giderek; çocuğun “sürekli yanlış yapıyorum” duygusuna sahip olmasına yol açarlar. Bu durumda çocuk ağlamaya; suçtan kaçma; kendi kişiliğini koruma savunmasıyla da başa vurabilir.

Ağlama davranışı sözü edilen nedenlerden; o anda ortaya çıkmayıp; başka zamanlarda genel davranış bozukluğu olarak da kendini gösterebilir. Önceleri ağlama davranışı olmadığı halde dikkati çeken bir ağlama gözlenmesi ise üzerinde durulması gereken bir durumdur. Çocukluk depresyonu gibi yardım gerektiren bir sorunun belirtisi olabilir. Bunun ya da uykudan uyanıp ağlamalar. gibi ağlamalar da önemli bir sorunun belirtisi olabilir. Bu gibi durumlarda vakit kaybedilmeden bir uzmana başvurulması gerekmektedir.

Çocuğun negatif oluşmuş ağlama davranışının üstesinden gelmek için ya ağlama davranışını göstermeden önlem alınmalı ya da ağlayarak istediği her neyse; kesinlikle yerine getirilmemelidir. Bu durumda ilk başta ağlamanın şiddeti artacaktır. Ancak şiddetle ağlamanın bir tepe noktası vardır. Bu nokta sabırla aşıldığında; ağlama davranışı birkaç olay sonra hızlı bir düşüş yaşar. Yani çocuk her istediğinin yerine gelemeyeceğini bu tepe noktası aşılınca anlayabilir. Ama o noktada isteği gerçekleştirilirse; bir sonraki ağlamada; ağlama şiddetinin gücü artık bu tepe noktasından başlayacaktır. İşte bu yüzden isteğinin hemen yerine getirilmesi ( doğru olmasa da) ağlama şiddetinin artmasından sonra yerine getirilmesinden daha iyidir.

Ağlama davranışını engelleyebilmede en temel nokta sınır koyabilmektir. Sınır koymadaki en önemli noktalar şunlardır:

Sıcak sevgi dolu bir aile atmosferi; sınırlara uyulmasındaki en önemli şartlardan biridir. Çocuklar sevildiklerini ve takdir edildiklerini hissederlerse; kuralları kabul etmeleri daha kolay olur. Anne babalar beklentilerinde kesin kararlı ve söylediklerinin arkasında durabiliyorlarsa; inandırıcı olurlar. Son olarak her şey ne kadar kötü olsa da; mizahi ve gülmeyi unutmayın. Her sorunun bir de komik yanı vardır. Aile çatısı altında sadece gümbürtü oluyorsa dışarı çıkın; derin nefes alın deyin ki; her ne kadar belli etmeseler de; başka ailelerde de bu oluyor. Onların da belki başka sorunları vardır ama; sorunları olduğu muhakkak. Ve ne güzel ki sorunların bir çoğu geçiyor.

Sevgiyle kalın