Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Kıskançlık:Sevginin Pusuya Düşme Hali

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 21:56    Güncellendi: 18.02.2025 21:56
Kıskançlık başka bir şeye benzemez;can yakar;acıtır.Şüphe ve kurgulamadan doğan bir ruh halidir kıskançlık.Milton ondan; yaralı aşığın cehennemi diye söz ederken;Shakespeare ise yeşil gözlü canavar adını verir.Kıskançlık şüphenin olduğu yerde boy verir.Şüpheden kesinliğe geçtiğimiz anda ise ya deliliğe dönüşür ya da kayıplara karışır.Neresinden bakılırsa bakılsın kıskançlık patlamaya hazır bekleyen bir faciaya yönelik uygun bir tepkidir.Ancak kişi kendini korumak için neden böylesine sancılı bir zihinsel araca ihtiyaç duyar?Kıskançlık akıl bozukluğu da değildir öyleyse insanın üzerine ikinci bir ten gibi yapışan böylesi korkunç bir hissin ardında yatan nedir?Yakından bakarsak kıskançlığın özlemi duyulan pek çok temel hisse cevap verdiğini görürüz.Her ne kadar kıskançlığın çektirdikleri kimilerini psikolojik destek almaya yöneltse de;bu ürkütücü durumun kolayca tedavi edilebildiğini söylemek zor olur.Pek çoğumuz sevdik mi kıskanç olmayı doğal kabul ederiz.Sonuçta insan bile isteye kıskanç olmaz ki;kendiliğinden oluverir bu durum.Kıskançlık;kişiyi hiçbir uyarı sinyali yollamadan;kendi değer ve cazibesinden şüphe ettirmeye başlar.Kişi dengesini kaybeder adeta ve etrafında dönen dünya aniden sönüverir.Kız arkadaşıyla ilgili; Cep telefonuna yanıt vermedi;arayanın ben olduğunu bildiği halde! şeklinde yorumlar yapmaya başlar.Kıskanç bir adam bu güçlü duygunun peşine kapılıp gitti mi;adeta dünyayla bağı kopar;buna odaklanır ve kolay kolay da vazgeçemez.Kıskançlık artık onun için hem aradığı hem de ürktüğü bir heyecan halini almıştır.

Kıskanç insanlar ruh sağlığı uzmanları için de zorlu birer muhataptır.Uzman kendi pusulasından medet umarak hastayla birlikte onun yaşadığı tekinsizliklerin içine uzanan çelme ve tuzaklarla dolu bir yolculuğa çıkması ve sonunda hastayı;kıskançlığın onun sevgisiz kaldığı anda benimsediği bir dublör olduğuna inandırması gerekir ve bu çok kolay değildir.Çünkü kişi hiçbir şey hissetmemektense;çaresizliğin panzehiri olarak kıskançlığı yeğler.Kıskanç kişi suçlunun ne sevgilisi ne de rakibi değil de;geçmişinde bir yerlerde kendine ve sevdiklerine güvenini ve umudunu zedeleyen bir an olduğu aklının ucundan bile geçmez.

Kıskançlığı tetikleyen şey kişinin kimliği;onun benlik algısıyla ilintilidir.Kıskançlığın
kökleri kişinin kendisini güçlü;bağımsız ve arzulanır hissettirecek sevgi ve erotizm dolu tepkilerden yoksun kaldığı çocukluk ya da ilk gençlik çağına kadar uzanır.O halde kıskançlık;kişinin çaresiz ve küçük düşmüş hissettiği bir döneme verdiği gecikmeli bir tepki olarak da görülebilir.

Kıskanç birini tedavi etmenin en zorlu tarafı bu kişinin kıskançlık hissi olmadan hayatın nasıl olacağını tasavvur edememesinden kaynaklanır.Bu insan kıskandığı vakit;dünyayı görme yeteneği zayıflar.Gözleri bağlı adeta bir kör dövüşte;sevdiğini seçmeye çalışır.Onun aksine;sevdiği;canının istediğini arzulamak ve görmekte hürdür.Kıskançlığın prangasından azade olan sevgili;kıskanç kişiye büyülü bir erişilmezlikte görünür.Bu bakışın tek taraflı olduğunu gören bu kişi ilgi;saygı ve sevgiden mahrum;korkunç kaderine terk edilmiş hisseder.Kıskançlığın o kavurucu labirentinde perişan bir halde;bir çıkış bulma ümidiyle arzudan yana yana dolanır.Ne tam olarak sevebilir ne de nefret edebilir.İkisi arasında durmadan gidip gelirken;sevdiğinin hayatını taciz etmeyi sürdürür ve en sonunda sevgilinin;onun pek korktuğu tahminlerini de haklı çıkarıp gitmekten başka çaresi kalmaz çoğu zaman...

Evet kıskançlık bizi insan yapan unsurların büyük bir kısmının ardında;pusuladır. Dolayısıyla hayatımızı kıskançlığın merceğinden bakarak masaya yatırdığımızda;hayatımızın dönüm noktalarını daha iyi anlama şansını da elde etmiş oluruz..