Mükemmeliyetçilik son yıllarda psikoloji ve psikolojik danışma alan yazınında üzerinde sıkça durulan kavramlardan biri kabul edilmektedir. Özellikle bireysel psikoloji mükemmel olma çabası üzerinde sıkça durmaktadır.
Adler (1931)’ e göre her birey az ya da çok aşağılık duygusu yaşamaktadır. O; bu duygunun temelinde organ eksikliğine ilişkin aşağılık duygusunun dışında kişilerin çocukluk dönemlerinde yetişkinlerin dünyasına bağımlı olması; o dünyanın içinde küçücük bir insan olarak kendilerine bir yer arama çabasının yattığını ifade etmektedir. Bu nedenle O; kişilerin davranışlarının amacını diğerlerinin üzerinde üstünlük kurma; onlardan daha iyi ve daha güçlü olma güdüsünün oluşturduğunu; bunun da kişilerin standartlarını mükemmelliğe doğru yükselttiğini öngörmektedir. Bu noktada sosyal ilgi güç ve mükemmellik yönünde bir denge sağlamaktadır. Sosyal ilgi çabası Adler’in normal ve nevrotik mükemmellik arasındaki ayrımını da ortaya koymaktadır. Normal olarak kabul edilen mükemmeliyetçiler aşağılık duygularının düzeyini kontrol edebilen; ayrıca bu duyguları yapıcı ve yararlı yöntemlerle yönlendiren kişiler olarak tanımlanmaktadır. Bu kişiler yüksek düzey sosyal ilgi ile gerek kendileri gerekse diğerleri için faydalı işler yaparak aşağılık duygularının üstesinden gelmeye çalışmaktadır. Nevrotik mükemmeliyetçiler ise çok farklı türden aşağılık duygularının güdülemesiyle mükemmel olma çabası içinde olan kişiler olarak tanımlanmaktadır. Bunlar; oldukça düşük bir sosyal ilgi ile diğerlerinin ihtiyaçlarını düşünmeksizin güç ve iktidar peşinde koşan kişiler olarak kabul edilmektedir (Ashby ve Kottman; 1996).
Adler’den sonra Hamachek (1978) de mükemmeliyetçileri normal ve nevrotik olarak iki gruba ayırmış; normal mükemmeliyetçileri çaba ve başarılarından tatmin olma arzusu ile güdülenen kişiler olarak tanımlarken; nevrotik gruba girenleri performanslarından nadiren tatmin olan; genellikle daha iyisini yapabileceğini ya da daha çok çaba gösterebileceğini düşünen kişiler olarak tanımlamıştır. Nevrotik mükemmeliyetçiler olumlu geri bildirimler karşısında bile nadiren tatmin olan kişiler sınıfına girmektedir; normal olanlar ise kendilerine yüksek hedefler koysalar dahi görevin zorluk derecesi ya da performanslarının düzeyine göre esneklik gösterebilmektedir (Akt: Ashby ve ark.; 2005).
Hamachek’den sonraki araştırmacılar onun görüşlerini desteklemekle birlikte mükemmeliyetçiliği sağlıklı ve sağlıklı olmayan boyutlarına ayırarak çok boyutlu bir kavramsallaştırmaya gitmişlerdir. Bu araştırmacılar genel olarak mükemmeliyetçiliğin negatif boyutları üzerinde durmuştur (Ashby ve ark.; 2005). Örneğin Blatt (1995) “Mükemmeliyetçiliğin Yıkıcılığı (Destructiveness of Perfectionism)” isimli kuramsal makalesinde mükemmeliyetçilikçe intihar ve özeleştirisel depresyon arasındaki ilişkiyi tartışmıştır.
Psikolojik danışmadaki üniversite öğrencileri ile gerçekleştirilmiş geniş kapsamlı bir çalışmada kadınların % 26’sı; erkeklerin % 21’ i mükemmeliyetçiliğin kendileri üzerinde az ya da çok sıkıntı yarattığını belirtmiştir (Research Consortium of Counseling and Psychological Services to Higher Education; 1995; Akt: Slaney ve ark.; 2001). Çünkü Burns (1980)’ün işaret ettiği üzere mükemmeliyetçilik:
Gerçekçi olmayan standartların belirlenmesi
Bu standartların hepsine katı bir biçimde bağlanılması
Benlik saygısı çerçevesinde mevcut performansın eşleştirilmesi gibi özelliklerle ulaşılması olanaksız amaçları içeren kompulsif bir uğraştır (akt. Tuncer; 2006).
Ancak mükemmeliyetçilik her ne kadar bir kişilik özelliği gibi kabul edilse ya da danışanlar genellikle mükemmeliyetçi olarak tanımlansa da psikoloji alan yazınında üzerinde fikir birliğine varılabilmiş net bir tanıma henüz ulaşılamamıştır.
Nevrotik (uyumsuz) mükemmeliyetçiler hataları önemsiz de olsa bunları başarısızlıkla ilişkilendirmekte; herhangi bir başarısızlık durumunda diğerlerinin saygılarını kaybetmekten ve onlar tarafından dışlanmaktan ötürü kaygı duymaktadır (Akt: Zeigler Hill ve Terry; 2007).
Çalışmalar; uyumsuz mükemmeliyetçilerin herhangi bir yetersizlik ve üzüntü durumu karşısında nevrotik başa çıkma becerilerini (çevreyi kontrol altına almaya çalışmak; planları ile uyumlu olmayan durumlar karşısında negatif ve savunmacı tutumlar geliştirmek; vb.) kullanmaya eğilimli olduğunu; çevreyi adil olmayan; öngörülemez ve tehlikeli algılayarak diğer insanlara da güven duymakta zorlandığını (Stoltz ve Ashby; 2007); depresif semptomlar ve utanç duygusu yaşadıklarını (Ashby; Rice ve Martin; 2006); akademik anlamda kendilerine güven duymadıkları ve akademik stres yaşadıklarını (Nounopoulos; Ashby ve Gilman; 2006) ortaya koymaktadır.
Bununla birlikte uyumsuz ya da nevrotik olarak tanımlanan mükemmeliyetçilik obsesif kompulsif bozukluk (Hewitt ve Flett; 1991; Frost ve Steketee; 1997); yeme bozuklukları (Bastiani va ark.; 1995; Hewitt; Flet ve Ediger; 1995; Davis; 1997; Sherry ve ark.; 2004) kaygı bozuklukları; depresyon (Hewitt; Mittelstaedt ve Flett; 1990) ve panik bozukluk (Iketani ve ark.; 2002) gibi psikolojik rahatsızlıklarla da ilişkili bulunmuştur.
Tuncer ve Voltan-Acar (2006) da Türk örnekleminde başkalarınca belirlenen mükemmeliyetçilik ile yüksek kaygı düzeyi arasındaki ilişkiyi göstermiştir.
Bununla beraber Hewitt ve Flett (1991) mükemmeliyetçiliği çok boyutlu bir kavram olarak incelemiş; bazı boyutları ile kişilik özellikleri ve bozuklukları ilişkisine değinmiştir. Örneğin başkalarınca belirlenen mükemmeliyetçilik (socialy presciribed) ile şizoid; kaçınmacı; pasif agresif ve kompülsif; başkalarına yönelik mükemmeliyetçilik (socially orientated) ile narsistik ve anti sosyal kişilik özelliği; başkalarınca belirlenen mükemmeliyetçilik ile borderline bozukluk ve şizotipal kişilik bozukluk; başkalarına yönelik mükemmeliyetçilikle yine şizotipal bozukluk arasındaki ilişkiyi ortaya koymuştur.
Hill; Zrull ve Turlington (1997) tarafından gerçekleştirilen bir çalışmada ise başkalarına yönelik mükemmeliyetçilik ile baskın; kibirli ve kindar; başkalarınca belirlenmiş mükemmeliyetçilik ile baskın ve sosyal açıdan mesafeli olmak arasında anlamlı ilişki olduğu kaydedilmiştir.
Görüldüğü üzere pek çok çalışmada bazı psikolojik problemler ve uyumsuz kişilik özellikleri ile özellikle mükemmeliyetçiliğin nevrotik; uyumsuz boyutları arasında anlamlı ilişki olduğu bulunmuştur.
Özetleyecek olursak;
Nevrotik Mükemmeliyetçiler
"Ya hep ya hiç" düşünce biçimi ile ya başarılı ya da başarısızdırlar.
Benlik saygıları koydukları yüksek standart ve ulaşılaması mümkün olmayan amaçlara ne derece ulaşamadıkları çerçevesinde şekillenir.
-meli; -malı; zorundayım gibi ifadeler cümlelerinin odağını oluşturur.
dikkat gelecekteki olası engeller üzerine yöneltilmiştir. Kendilerini de çevreyi de sürekli kontrol altında tutma ihtiyacı içindedirler.
Mükemmel olamayan insanlara tahammülleri azdır.
Kendilerince önemli gördükleri işlerde "ortalama" olmak utanç vericidir. Tam da bu noktada mükemmeliyetçi kişi ulaşılması nerede ise imkansız standartlar koyduğu için takıntılı döngüye zemin hazırlamış olur. Kişi yüksek standartları nedeni ile kaygılanır; bu olumsuz duygular onu olması gerekenden de zayıf bir performansa götürür. Başarısızlık duyguları onu bir sonraki amaçta daha yüksek standartlara ve gerçekçi olmayan hedeflere götürür; kişi daha çok çalışmak istese de kaygı düzeyinin aşırılığı onu her bakımdan ketler. Bu döngü böyle devam eder.
Kaynaklar
Ashby; J.S.; Rice; K.G. & Martin; J.L. (2006). Perfectionism; shame; and depressive symptoms. Journal of Counseling & Development; Vol.84. pp. 148- 156.
Ashby; J.S.; Rahotep; S.S.; & Martin; J.L. (2005). Multidimentional perfectionism and Rogerian personality constructs. Journal of Humanistic Counseling; Education and Development; Vol.44. pp. 55-65.
Ashby; J.S.; & Rice; K.G. (2002). Perfectionism; dysfunctional attitudes; and self-esteem: A structual equations analysis. Journal of Counseling and Development; Vol.80. pp. 197-203.
Ashby; J.S. & Kottman; T. (1996). Inferiority as a distinction between normal and neurotic perfectionism. Individual Psychology; Vol.52; No.3. pp. 237-245.
Bastiani; A.M.; Rao; R.; Weltzin; T. & Kaye; W.H. (1995). Perfectionism in anorexia nevroza. International Journal of Eating Disorders; Vol.17; No.2. pp147-152. Retrieved January 4; 2009 from PsycARTICLES.
Davis; C. (1997). Normal and neurotic perfectionism in eating disorders: An Interactive Model. International Journal of Eating Disorders; Vol.22. pp 421-426. Retrieved January 4; 2009 from PsycARTICLES.
Flett; G.L.; Blankstein; K.L.; Hewitt; P.L.; & Koledin; S. (1992). Components of perfectionism and procrastination in college students. Social Behavior and Personality. 20(2). pp. 85-94. Retrieved January 4; 2009 from PsycARTICLES.
Frost; R.O. & Steketee; G. (1997). Perfectionism in obsessive-compulsive disorder patients. Behaviour Research & Therapy; Vol.35; Issue. 4; pp. 295-296. Retrieved January 4; 2009 from www. siencedirect.com.
Hewitt; P.L.; Flett; G.L.; & Ediger; E. (1995). Perfectionism traids and perfectionistic self- presentation in eating disorder attitudes; characteristics; and sypmptoms. International Journal of Eating Disorders; Vol.18; No.4. pp. 317-326. Retrieved January 4; 2009 from PsycARTICLES.
Hewitt; P.L. & Flett; G.L. (1991). Perfectionism in the self and social context: Conseptualization; assessment; and association with psychopatology. Journal of Personality and Social Psychology; Vol.60; No.3. pp. 456-470.
Hill; R.W.; Zrull; M.C. & Turlington; S. (1997). Perfectionism and Interpersonal Problems. Journal of Personality Assessment; 69 (1); pp. 81-103.
Stoltz; K. & Ashby; J.S. (2007). Perfectionism and lifestyle: personality differences among adaptive perfectionists; and nonperfectionists. The Journal of Individual Psychology; Vol.63; No.4. pp. 414-423.
Tuncer; B. (2006). Kaygı düzeyleri farklı üniversite hazırlık sınıfı öğrencilerinin mükemmelliyetçilik özelliklerinin incelenmesi. Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Tuncer; B. ve Voltan-Acar; N. (2006). Kaygı düzeyleri farklı üniversite hazırlık sınıfı öğrencilerinin mükemmeliyetçilik özelliklerinin incelenmesi. Kriz Dergisi; Cilt.14; Sayı.2. ss. 1-17.